ABDULLAH Öcalan'ın uçaktaki görüntülerini seyrettiniz.
Elleri kelepçeli Başkan(!) Apo.
Sözleri iyi ama eğer 10 yıl önce söyleyebilseydi:
"Ben Türkleri severim. Annem de Türk'tür. Bir hizmetim gerekirse yaparım. Türkiye'ye, Türk halkına hizmet imkanı varsa ederim, sizlere hizmet edeceğim, ben gerçekten Türkiye'yi, Türk halkını seviyorum. Kürt halkını da seviyorum.İçime doğuyor, hizmet yapabileceğime inanıyorum."
Bu gecikmiş cümleler neyin ifadesi, korkunun mu, çöküşün mü?
Galiba her ikisinin...
* * *
APO'nun yakalanması Türkiye'nin tarihinde bir dönüm noktası.
O noktadan bakarsak şunlar görülüyor:
1) Türkiye'de halk özellikle ABD ve Avrupa'nın anlayamayacağı bir direnişle PKK sorununa askeri çözüm bulmak için dişini tırnağına taktı. Binlerce gencemiz şehit olduğu halde Güneydoğu'ya askerlik için davulla, zurnayla, gülerek, oynarak koşması başka nasıl ifade edilebilir. Batılının bunu algılaması zordur.
Ama Türkiye'nin, Türk insanının bu ölümü göze alan davranışı onlara anlayamayacakları bir şeyi anlattı:
Türkiye, PKK'yı ne pahasına olursa olsun bitirecek.
Bu açıdan bakınca Apo'nun ele geçmiş olması askeri önlemleri gevşetmez. Her ne kadar PKK'nın yeni bir lider bulması imkansıza yakın zorsa da terör ihtimali oldukça askeri önlemler de ağırlaşarak sürecektir.
2) Bugün, Güneydoğu'da sosyal ve ekonomik atılımlar için en müsait ortam doğmuş oldu. Halkın vergilerinin büyük bir bölümü Güneydoğu'ya aksa da bunun yetersizliği biliniyor. Onun için yıllardır çeşitli Doğu ve Güneydoğu kalkınma planları yapıldığı halde olumlu sonuç alınamıyor.
Bugün yarım kalan, ürütemeyen tesis sayısı; Diyarbakır'da 22, Adıyaman'da 40, Bingöl'de 5, Bitlis'te 7, Batman'da 40, Elazığ'da 16, Tunceli'de 3, Hakkari'de 2, Siirt'te 13, Van'da 30, Mardin'de 13, Yozgat'ta 31, Çorum'da 12.
Oysa yatırım demek; iş demek, refah demek, huzur demek...
Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde ekonomik kalkınma sorununu çözmek için bugüne kadar 20 rapor düzenlendi. Sadece 1993 - 1998 döneminde göreve gelen 4 hükümet 9 paket hazırladı. Her pakette bölgenin en az 40 - 50 trilyonluk projelerle kalkınacağı vurgulandı. Ne yazık ki raporlar da, ekonomik paketler de çare olmadı. Trilyonluk projeler ise
"siyasi vaat" olarak kaldı.
3) Uluslararası terörizm, dünyada artık tek hedef. ABD ve NATO tavrını böyle koyarken NATO üyesi Atina'nın farklı davranmasına, PKK destekçiliği, Apo hamiliği yapmasına izin verilemezdi.
ABD iki NATO üyesinin; Türkiye ile Yunanistan'ın çatışmasını Apo konusunda ağırlığını koyarak önlemeliydi, önledi.
ABD'nin Ortadoğu'ya yeni bir şekil veren planı da var.
Bu planda Saddam'ın yeri yok.
Türkiye, ABD tarafından memnun edilirse, Apo ortadan kaldırılırsa Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesine Ankara'nın olumlu bakması, oluru da sağlanabilir.
Ama nereye kadar?
Bugün gelinen aşamadan sonra bazı Batılılar, her zamanki çatlak sesleriyle, siyasi çözüm cümlelerini de tekrarlamaya başlayabilirler.
Türkiye masaya çekilmek istenebilir.
Ankara buna da hazırlıklı olmalı.
* * *
BATI'nın kafasının almadığı özveriyi Türk insanı askeri başarısına temel yaptı.
Dün Başbakan'ın ağzından Güneydoğu'nun ekonomik kalkınması için gereken her şeyin yapılacağı da açıklandı.
Şimdi pişmanlık yasası ile atılabilecek yeni bir adım Batı'yı iç sorunumuza daha fazla karıştırmadan problem kalıcı çözüm yoluna sokabilir.
Apo'nun Türk emniyetince yakalanması nasıl tarihi bir dönüm noktasıysa, şimdiye kadar istendiği halde tam anlamıyla uygulanamayan Güneydoğu'nun sosyal ve ekonomik kalkınması projelerinin ciddi şekilde hayata geçirilmesi de bu dönüm noktasının önemini perçinleyecektir.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr