Adam ilk kez ve 3 gün için Türkiye'ye geliyor.
Ve tüm sorunlarımızı anlıyor!..
Üstelik o kadar doğru anlıyor ki; kapsamlı çözüm önerilerinde bile bulunuyor!..
Aslında buna
"haddini aşmak" denir.
Ve o haddini aşan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Harold Hangji Koh kaş yapayım derken göz de çıkartmış oluyor. 65 milyonun kardeşliğini dinamitliyor.
* * *
KOH'un kendi başına karar verip, damdan düşer gibi Güneydoğu'ya inmesi herhalde mümkün değil.
Adamın sıfatında, ABD Dışişleri Bakan Yardımcılığı var.
Koh, Türkiye'ye yollanıp bazı konuları gündeme getirebilir. Onunkileri tartıştıktan, biraz da alıştıktan sonra esas söylenmek istenenleri daha önemli isimler gündeme getirebilir. Ankara alıştırıla alıştırıla bir noktaya çekilebilir. Herhalde plan bu.
Yani; PKK terörünün sona ermesi yolundaki adımlar geliştirilirken, ABD'nin öncülüğünde Türkiye dahilinde, aynı konuda bir de siyasi atılım başlatılıyor.
İki hareketin aynı anda yola çıkmış olması tesadüfi olabilir mi?
Herhalde Kuzey Irak'ta Washington patentli yeni oluşuma paralel olarak, PKK ve Türkiye'nin Güneydoğu sorunu, ABD'de kapsamlı şekilde ele alınıp planlanıyor.
Tüm bunlar; Ankara'nın PKK terörüne karşı kazandığı askeri başarıya rağmen, şimdi konunun siyasi platforma çekilmek istendiğini, bunun da sorunun çözümünün daha da karmaşıklaşmasına yol açacağını gösteriyor.
Sürprizlere hazırlıklı olmak gerek.
FP'nin yanlışı
Türkiye'de siyasetçiye, siyasi partilere güven ve saygı neden azalıyor?
Tutarsızlıktan, çıkarcılıktan.
İşte son örnek:
Meclis gece gündüz çalışıyor.
3 konu var:
* Tahkim.
* Sosyal güvenlik.
* Vergi yasası.
Şimdi bakıyorsunuz, FP tahkime karşı değil. Ama tahkimle ilgili Anayasa değişikliğine oy vermek için bambaşka bir şeyi rüşvet olarak talep ediyor.
FP demek istiyor ki; bizim tahkime evet dememiz için Erbakan'ın bağımsız adaylığına imkan sağlayacak şekilde Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik yapın.
Şimdi bunun tahkimle ne ilgisi var?
Sen tahkimi gerekli, yararlı, ülke için faydalı görüyorsan kabul edersin.
Yararlı değil zararlı buluyorsan reddedersin.
Ama hem yararlı bulup hem de ona oy vermek için konuyla hiç münasebeti olmayan, Erbakan'ı kurtarma şartını ileri sürersen bu şantajdır, en azından samimiyetsizliktir.
Tahkimi zararlı bulup, ama Erbakan'ı kutarmanın hatırı için oy vermek nasıl tutarsızlık, gayri ciddilik sayılacaksa, bu da öyledir.
Ama FP bu istismarcı tutumunun semeresini de görüyor. Ve FP'nin istekleri kabul ediliyor.
İşte bu tutumla FP, Erbakan'ı belki kurtarır ama Türkiye'de güven veren, tutarlı bulunan, saygın bir kitle partisi olamaz. Bu yol Türkiye'de siyaseti yozlaştıran, siyasi partilerin ve siyasetçilerin prestijini sıfırlayan bir yoldur.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr