Not Parti hemen kolları sıvayacak ve bekleyen önemli memleket sorunlarını hal için girişimlerde bulunacak, değil mi?Nedir, bekleyen önemli memleket sorunları? Kuzey Irak ve PKK. Kıbrıs. AB. ABD ile münasebetler. Refah. Seçim ve partiler kanunu. Oysa AKP bunları bir yana bıraktı, unuttu ve seçim sonuçları belli olur olmaz "türban" meselesine odaklandı. Bunu anayasa değişikliği bahanesiyle ele aldı. Gerilim doğurdu.* * *ŞİMDİ iki türlü münakaşa var.Birincisi, bazı hukukçular "Anayasa'ya türbanı serbest bırakan bir madde konamaz. Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına aykırı olur. Çünkü bu içtihat bizim kanunların ve de Anayasa'nın üstündedir" diyor.Buna karşı görüşte olanlar, "İçtihat kanunla değişir" diyorlar. Bu hukuki tartışmaları bir yana bırakanlara tercüman olalım. Biz laik cumhuriyeti sokakta bulmadık. Laik rejimi zayıflatacak, sonunda ortadan kaldıracak her türlü teşebbüs bu anayasayla teşvik edilmemeli, aksine, önlenmeli.Böyle olunca da bu Anayasa'ya "Türban serbesttir" maddesi konamaz. Konmamalıdır.Hürriyetler sınırsız değildir. Her türlü hürriyet, gerekiyorsa sınırlanabilir.Çünkü bazılarının "mahalle baskısı" dedikleri unsur yabana atılamaz, gerçektir ve şimdiden etkili olmayı denemektedir.Bunun bir örneğini büyük gazetelerimizden biri (Hürriyet) manşetten verdi.Fatih'te, bir alışveriş merkezinin içki satış reyonları ramazan nedeniyle beyaz kâğıtla kapatıldı. Ama aynı alışveriş merkezinin Mecidiyeköy ve Sultanahmet merkezlerinde içki reyonları açık ve içki satışı devam ediyordu.Bir "mahalle baskısı"nı da bizzat benim bir yakınım kadın geçen gün yaşadı. Hem de camide. Gittiği yer Sümbül Efendi Camii idi. Bir kadın yanına geldi ve "Pantolonu çıkar, etek giy. Pantolonla namaz kılınmaz" dedi. Bu baskı değil mi? Camide namaza gelen kadına bile karışılıyorsa...Türbanlı olmayan tanıdık başka bir kadına da Sultanahmet Camii'nde "Hem saçın boyalı, sarı, hem de ucu görünüyor. Başını iyice kapa, öyle namaza dur" diye yine başkaları tarafından yapılan baskı vardı.Bunlar bugün büyük şehirde, İstanbul'da olursa yarın taşrada neler olmaz?Demek ki baskı var. Ve bu baskı üniversitelerde türban serbest bırakılırsa çok daha kuvvetle hissedilecektir.Hissedilirse ne olur, demeyin. Çatışma işte böyle çıkar. Bu yüzden Türkiye'de bu konuyu yani türban konusunu bu aşamada kaşımamak yararlıdır. Türban siyasete ne zaman alet olmaktan çıkarılır, o zaman münakaşa konusu olmaktan da çıkar, üniversitede de takılabilir hale gelir.Unutmayalım, İran'da bugünkü rejim nasıl geldi? Komünist iktidar beklenirken mollalar iktidara oturdu. Yıllar önce gittiğimde Malezya bugünkü gibi değildi.Türkiye'de de bugün, "Bir şey olmaz" diyenler 40-50 yıl önceyi düşünebiliyorlar mı?Bazı tarikatlar, laiklik karşıtları ve yobazlar çeşitli partilerde yer alıyorlardı. Yani bölük pörçüktüler. Güçleri dağılmıştı. Bugün ekseriyet bir partide toplandı.Bugün iktidarda AKP var.Laiklik yandaşları "türban"dan da ne çıkar dememeli, 20-30 yıl sonraki Türkiye'yi düşünmeli. AKP yüzde 47 ile 22 Temmuz seçimlerini kazandı. Ne beklenirdi? Fatih Akın, "Orhan Pamuk gibi Türkiye'yi kötülemedim" diyor.Biz de Fatih'e, "Bravo" diyoruz.Orhan Pamuk'un yaptıklarının farkında olduğu için...Memleketi kötülemek adamı Amerika'da ev sahibi yapsa da... FATİH AKIN, ORHAN PAMUK Anakent mi, Beşiktaş mı hangi belediye yaptıysa eline sağlık. Bebek'te genişletilen deniz kenarındaki gezi trotuvarlarından söz ediyorum.Ama yine Bebek'te, parkın deniz kıyısındaki yol asfaltlanmadan kış geldi. Yani asfalt mevsimi geçti. Bu arada parka temiz bir tuvalet de yapılmadı.1. Levent Meydanı'nı Beşiktaş Belediyesi yaptırıyor. İyi de oluyor. Ama yetkililer müteahhidin adamları taşları nasıl diziveriyorlar, bakıyorlar mı? Baksalar birçok taşın girintili çıkıntılı ve yamuk yumuk olduğunu görürlerdi.Caddelerin, yolların servis araçları tarafından işgali, okullar açılınca daha da arttı. Yetkililere hep sesleniyoruz. Ama onlar duymazdan geliyor. Yoksa çıkarları mı var? Belediyenin iyileri kötüleri ANAYASA Yıllardır, önseçime itibar etmeyen...Milli iradeyi, liderlerin iradesi olarak anlayan...Parti içi demokrasiyi kabullenmeyen...Halk dalkavukluğu uğruna; çağdaş, demokratik, laik cumhuriyetten tavizler veren...Yandaş güçler yaratma uğruna her şeyi mubah gören...Devamlı kavga eden siyasiler hiç olmazsa bir kez olsun duyarlı davranmalı ve gerekeni yapmalı.Gereken; yeni bir anayasa, yeni bir seçim sistemi, partiler yasası ve yapısal değişiklikler, olarak sıralanabilir.Tam demokratik Türkiye'nin şartlarını acilen hazırlamak siyasilere düşüyor.Bunun içinse ilk şart; anlayış ve uzlaşma...AKP'nin Genel Başkanı ve Başbakan da "uzlaşma" tavsiye etmedi mi?Sahi, Başkan neredesin?.. Uzlaşma gerekiyor AYDINLAR Türbanı savunan bazı aydınlarımız var.Mesela bunlardan biri sosyolog Nilüfer Göle. O, Hayrünnisa Gül'ün başörtüsü için şöyle diyor: "First lady'nin başörtüsü daha nasıl modern olsun?"Bir kadın yazarımızsa, köşesine, başkalarını bahane edip nispet verircesine şu cümleyi başlık yapıyor: "Çankaya burcuna başörtüsü bayrağı!!!"AKP MKYK üyesi Hüseyin Tuğcu gibi gerçekçi olanlar da var, onlar "Müteahhit eşlerinin başlarını örtmesi normal" diyorlar ve tepki alıyorlar.Ya türban dışarıdan nasıl görünüyor?Bunun için AB de Türkiye'nin en büyük savunucularından, eski Fransa Dışişleri Bakanı Michel Rocard'ın sözlerine kulak verelim:"Türbana geçit verirseniz, Türkiye karşıtlığı artar."Gördünüz değil mi: "Bir deli kuyuya bir taş atmış, bin akıllı çıkaramamış", sözü ne kadar haklı. Türbanı savunan var BİLGİLİ Madem "gazeteciyiz" diyoruz öyleyse gazeteleri okuyacağız, TV'leri seyredeceğiz, yani haberden haberdar olacağız, sonra yazacağız, toplumu bilgilendireceğiz ve halkın avukatlığını yapacağız. Bu işi hakkıyla yapmak için ortalama 20 gazeteye ve 10 TV'ye gece-gündüz demeyip bakmanız gerekiyor.Ben gazetecinin "ukala" olanlarını severim, bunu İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'ndeki derslerimde de hep söylüyorum. Ama benim savunduğum ukalalık bilgiyle olur. Kendini bilgili sanmakla, atmakla değil, ahkâm kesmekle değil.Bakın önce Show TV'de, ardından da Fox TV'de ekrana gelen "Güldür Bakalım" adlı program, beklenen reytingi getirmeyince yayından kaldırıldı.Biz bunu, yani beğenmediğimizi yazdık. Ukalalık ettik.Çünkü izliyor ve jüri diye katılan sanatçıları, özellikle de Levent Kırca'yı benzerleriyle mukayese ediyorduk. Hatırladınız mı? dheper@milliyet.com.tr Ukalayı severim
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025