Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ADAYLAR belli oldu.
Onunla beraber bir şey, bir kez daha belli oldu.
Lider sultası sürüyor.
Bir tarife göre; bizdeki parti liderlerinin bugünkü yetkileri Clinton'da yok, Atatürk'te olmadı, Abdülhamit'te bulunmadı.
Bu liderlerin sayesinde Meclis'e girecekler şimdiden belli...
Liderlerin, kendilerine yakın bilip listelerin başlarına yazdıkları kazanacak, diğerleri katalizör...
Vatandaşa da seçimde yine figüranlık düşüyor.
Geçen hafta Çankaya'yı ziyaretimizde Sayın Cumhurbaşkanı da tekrarlamıştı:
"Bizim demokrasimiz halksız demokrasidir".
* * *
BUGÜN Meclis'te olanlardan 149'unun liste dışı kaldığı anlaşılıyor.
Seçilemeyecek sıralara konanlar da büyük miktar tutuyor.
Bunlar şimdi Meclis'i toplayıp seçimlerin ertelenmesi için hazırlanıyor.
Ellerinde bu imkan var. 110 imza ile Meclis'i toplamak mümkün.
Ama artık ok yaydan çıktı, bu seçimi kimse önleyemez, yalnız bu teşebbüs üzerine, liderlerin korktukları başlarına geliyor denilebilir.
Çünkü onlar pişmanlık yasasını bile Meclis'e getirmeye bu nedenle yanaşmamışlardı.
Ya gayri memnunlar, pişmanlık yasası için Meclis toplanmışken, seçimi erteleme kararı almaya kalkarlarsa, diye.
* * *
ANAP milletvekillerinin üçte biri liste dışı kaldı.
CHP grubunun yarısı listelerde yok.
Ama bir de bakıyorsunuz önseçimde delegelerin, yani halkın seçmedikleri listelerin yine başına oturmuş.
Örneğin; ANAP'ın İstanbul listeleri gibi... Güneş Taner var, ama İlhan Kesici yok.
Çiller'in de önseçimin sonuçlarına uymadığı görüldü. O da birinci sıradaki isimleri değiştirdi. Alttakileri üste aldı.
CHP'nin ağır toplarından bir bölümü listelerdeki sıralamayı kınayarak adaylıktan çekildiler. Haklı olarak, uğradıkları vefasızlığı protesto ettiler. Bir Ali Topuz'suz, bir Oya Araslı'sız, bir Birgen Keleş'siz CHP düşünülebilir mi?
Aslında Oya Araslı ve Birgen Keleş kadın oldukları için değil pek çok erkek politikacıdan, birçok CHP'li erkek parlamenterden daha faydalı oldukları için önemliydiler.
Üstelik daha 7 Şubat günü Genel Başkan Baykal, Lütfi Kırdar'da kadın topluluğuna karşı şu çok güzel ve anlamlı sözleri söylüyordu:
"Sol kadın, sağ maçodur. Sosyal demokrasi feminen bir kavramdır. Bir kadın kavramıdır, kadınca kavramdır. Muhafazakarlar, sağcılar ne kadar inkar etmeye çalışırlarsa çalışsınlar, bazen açıktan, bazen gizliden birer maçodurlar."
Birkaç günde CHP'de ne büyük değişiklik... Maçoluğa terfi...
Bu arada, üç gün önce, "...Özellikle de kadın adayların seçilmesine yardımcı olacağı umuduyla adaylıktan çekildiğini" çok güzel bir duyuruyla ilan eden Zülfü Livaneli de nedense o jestten vazgeçip CHP'de adaylığa geri döndü...
* * *
MARİFET; milletvekili seçilmek değil, milletin vekili olmak.
Son günlerini yaşayan bugünkü Meclis kurulduğunda "işte en seçkin Meclis" denmişti. Yüksek tahsillileri, mastırlıları, doktora yapmışları bol, okumuş yazmış bir Meclis...
Ama ne oldu?
O Meclis iyi not almadı...
Sayılan vasıflarına paralel işler çıkartamadı.
Olaylara hakim olamadı, seyirci kaldı...
28 Şubat'a davetiye çıkartan nedenlerde onun da payının olması, aldığı kötü notla tarihe geçmesine sebep oldu.
İnşallah üyeleri dün liderlerce saptanan yeni Meclis o Meclis'i aratmaz...




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr