Türkiye'nin normalleşmesinin, merkez sağ ve solun derlenip toparlanmasına bağlı olduğu genel kanı oluşturuyor.
Bu açıdan CHP'deki gelişmeler umut verici...
CHP'nin, çelişkilerden, hayalcilikten, kolaycılıktan ve fırsatçılıktan kurtulup gerçeklerin peşinde olan realist bir yönetime kavuşması merkez solun geleceği açısından umut verici olarak algılanıyor.
Doğrudur; Altan Öymen'in genel başkanlığı ve özellikle Tarhan Erdem'in genel sekreterliği CHP'ye yeni bir hüviyet kazandıracağı, daha doğrusu asıl hüviyetine dönüşü sağlayacağı gibi, merkez solun toparlanması için de yararlı olacaktır.
Bu çabalar ne CHP'nin DSP'yi teslim almak istemesi, ne de DSP'ye teslim olması anlamına geliyor.
Uzlaşma kültürüne sahip yeni yöneticilerin önemi de, marifeti de bütünleşme hedefine kırmadan, dökmeden varabilmek için çaba göstermelerinde odaklanıyor.
* * *
MERKEZ sağda da derlenip toparlanma arzu ve teşebbüsleri var.
Başarıya ulaşmanın mümkün olup olmayacağı tartışılabilir de olsa, bu yolda adımlar atılması umut verici sayılabilir.
Bu amaçla yola çıktıklarını söyleyenler en son, İsmail Amasyalı'nın evinde, Darıca'da bir araya geldiler.
Şimdi ikinci ve daha geniş katılımlı bir toplantı planlanıyor.
Darıca toplantısına önayak olanlar Demirel'in, Tansu Çiller'in genel başkan olmasından önce arzuladığını ileri sürdükleri ikili yönetimin, şimdi geçici de olsa DYP için yararlı olabileceğini hesaplıyorlar.
Ve
"Tansu Çiller'i düşürdükten sonra ne olacak?" sorusuna, Köksal Toptan ve Necmettin Cevheri ikilisini işaret ederek cevaplıyorlar.
"Hani bir zamanlar Demirel partinin başına Köksal Toptan geçebilir, teşkilatın başına da İsmet Sezgin işaretini vermişti ya işte şimdi de onun bir benzeri yapılabilir" diyorlar. Sonuçta Köksal Toptan'ın genel başkanlığının savunulduğu anlaşılıyor. Bunda başarı sağlansa bile bu operasyon merkez sağda bütünleşme hedefine varmaya hizmet edebilir mi?
Bize sorarsanız,
"çok zor", ama müteşebbislerin görüşü aksi yönde ve o görüşe saygı duymaktan başka da yapacak bir şey yok.
* * *
AYNI hedefe yürüyen, ANAP eksenli
"Arı Grubu"nun da çabaları sürüyor.
Bir merkez sağ oluşum için yurt içinde ve dışında atağa kalkan grup bu amacını şöyle ifade ediyor.
"Yeni bir siyasi dünya kurulmasına öncülük etmek."Bu amaçla Arı Hareketi Genel Koordinatörü Kemal Köprülü; Türkiye'de benimsetmeyi hedefledikleri yeni siyasi anlayışı anlatmak üzere,
"Türkiye'de, 21. yüzyılın eşiğinde sorunlar ve fırsatlar" konulu toplantı için İtalya'ya uçuyor.
* * *
NE Çiller'in, ne Yılmaz'ın, ne de onların hakim olduğu merkez yönetimin, öyle bir - iki toplantıyla yerlerinden edilemeyeceği biliniyor. Yeni müteşebbisler de kamuoyundan ve Türkiye'nin gereklerinden aldıkları destekle teşebbüslerini tırmandıracaklarına göre, gelinen nokta
"uzlaşma" olamaz mı? Merkez sağın bütünleşmesinde herkesin katkısını sağlamak düşünülemez mi?
İki partinin yıllar içinde geldiği nokta meydanda, Türkiye'yi getirdikleri nokta da...
Yeni müteşebbisleri bir araya getirmek ve liderlerin de onlarla beraber yeni bir sayfa açmak için tarihi bir misyon yüklenmelerini beklemek, fazla mı hayalcilik olur?
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr