"Kadınlarımızın yarısının başı örtülü."
Tabii; bundan normal ne olabilir?
İnanç, alışkanlık, gelenek; sebep ne olursa olsun bazıları örtülü.
Toplumun diğer kesimleri de onların tercihlerine saygı duyuyor.
Ama FP'liler bu başörtülülerin hepsini kendi üyeleriymiş, FP felsefesinin emireriymiş gibi takdim etmek istiyor.
Yanlış olan bu.
Bu başörtüler dini siyasete ve ticarete alet için kullanılmıyor.
Bu örtüler inançların sömürülmesi amaçlı değil...
Siyasi bir üniformanın mütemmim cüzü gibi düşünülmüyor.
Eğer durum FP'nin göstermek istediği gibi olsaydı, FP 18 Nisan'daki duruma düşer miydi?
* * *
ÖYLEYSE şu söylenebilir:
Başörtüsü konusunda FP'nin özellikle Meclis'te görmek istediğinin gerçekleşmesinin tek yolu var; mevzuatı değiştirmek, mevcut yargı kararlarını değiştiren yeni içtihatlar yaratmak, teamülleri yıkmak.
Bununsa mümkün olmazlığını görmek için kahin olmaya gerek yok.
Yüzde 15 oy almış ve kendi içinde bölünmüş bir FP'nin, yüzde 85'in arzu ve isteklerine tahakkümünü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki temel tercihlerini değiştirebileceğini sanmak gerçekçi olmaz.
* * *
TÜRBAN konusunda Anayasa Mahkemesi'nin kararları var.
Öğrencilerin üniversitelere başörtüsüyle girebileceklerini belirten kanun değişikliğini Anayasa Mahkemesi iptal etmişti.
Daha sonra getirilen benzer bir yasanın iptali için CHP'nin açtığı davayı da Anayasa Mahkemesi "daha önceki iptal kararı yeni yasa maddesi için de geçerlidir, onu da kapsamaktadır" diye reddetmişti.
Bu nedenledir ki türban üniversitede kabul görmüyor.
Anayasa Mahkemesi'nin kararlarındaki gerekçeler Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne türbanla girmek isteyenler için de geçerli sayılmaz mı?
Başörtüsü bir ayırım aracı niteliğindedir.
Cumhuriyet, devrim ve laiklik açısından sakıncaları vardır.
Demokrasiyi kullanarak laikliğe karşı çıkışlar, özgürlüklerin kötüye kullanılmasıdır.
* * *
BUNLARIN dışında Danıştay'ın da türbanla ilgili kararları var.
Örneğin; o kararlardan üçünün başlıkları şöyle:
* Başörtülü olarak derslere devam edilmesinin yasaklanmasında laik devlet ilkelerine ve yasalara aykırılık bulunmadığı...
* Çağdaş kıyafet ve görünümde olmak düşünüşüne uygun olarak yükseköğretim kurumunun yetkili organınca alınan karara aykırı bir tutum ve davranışı belirten başörtüsü kullanmaktaki tutumunu sürdüren davacıya verilen cezada yasaya aykırılık bulunmadığı...
* Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin 7. maddesinin (H) fıkrasında yer alan "Yükseköğretim kurumlarının dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünüm dışındaki bir kıyafet ve görünümde bulunmanın kınama cezasını gerektirdiğine" ilişkin kuralda ve aynı içeriği taşıyan YÖK Başkanlığı'nın duyuru niteliğindeki genelgesinde hukuka aykırılık bulunmadığı...
* * *
PEKİ ulusal mevzuatın ve kararların uluslararası olana aykırılığı düşünülebilir mi?
Buna cevap belki de Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'nun aldığı karar olabilir.
O kararda da "devletin laik eğitimde türbanı yasaklayabileceği" belirtiliyor.
Özetle; özgürlükçü Batı'da da "laik eğitimde dinsel gösterilere izin yoktur" ilkesi uygulanıyor.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025