Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ŞİMDİ Türkiye'nin önündeki en önemli konu Apo'nun yargılanması.
Bu yargılama normalde DGM'de olacak.
Ama DGM'lerde asker hakimlerin bulunması bir bakıma sorun yaratıyor.
Çünkü askerlerin askerlik görevini yaparken emir komuta zinciri içinde olmaları, yabancı mercilerde bağımsızlıklarına engelmiş gibi algılanıyor.
Bu konuda bizim de imzaladığımız İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi ileri sürülüyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu nedenle Türkiye aleyhinde verdiği tazminat kararları da var ve Türkiye bunları ödüyor.
Öyleyse işi uzatmadan bir Anayasa değişikliği ile bu mahkemelerin statüsünü duruma uygun hale getirmek, tartışma konusu olmaktan kurtarmak gerekiyor.
Bunun için de Meclis'in hemen toplanmasından başka çare yok.
Oysa liderlere sorarsanız Meclis'i bu aşamada toplamak mümkün değil.
İki nedenle:
1) Milletvekilleri seçim derdine düştüler ve bölgelerine dağıldılar. Artık onları Ankara'ya getirmek mucize olur.
2) Seçilme ihtimali olmayan milletvekilleri çoğunluğu, Meclis toplanırsa seçimin ertelenmesi için girişimde bulunabilir.
Türkiye'nin tarihi dönüm noktasında ve bu noktada Meclis'e de bazı görevler düşüyorsa, bu Meclis, bu milletvekilleri bundan kaçınamaz.
Kaçınmak tarih önünde çeşitli şekillerde damgalanmaya razı olmak demektir.
Liderler anlaştıklarına göre, seçimden sonra değil hemen şimdi Sayın Cumhurbaşkanı veya Meclis Başkanı'nın Meclis'i toplantıya çağırması ile umulur ki, bir eksik bile olmadan, tam kadro milletvekilleri hizmete koşacaktır.
Milletvekilleri için bir veya iki günlüğüne Ankara'ya gelmek gencecik çocukların şehit olma pahasına cepheye koşmasından daha mı zordur?
Meclis iki gün toplanır ve iki değişikliği yasalaştırabilir:
1) Pişmanlık yasası.
2) DGM'lerin yeni statüsü.
* * *
BURADA akla gelecek, tartışılacak olan belki şunlar olabilir:
Önce; suçun işlendiği tarihte Türkiye'de yetkili merci olan DGM'lerin yapısını şimdi Apo yargılanırken değiştirmek özel mahkeme kurmak gibi algılanmaz mı? Yani; yeni bir mahkeme, tabii yargıç ilkesine aykırı olmaz mı?
İkincisi; DGM'lerin statüsünü değiştirme ihtiyacını bugün kabul etmek daha önceki kararları tartışma konusu yapar mı, bundan önce yargılanmışları, manevi olarak etkiler mi?
* * *
ADALET, mahkemelerin oluşumunda değil, kararındadır.
Çeşitli kurumların, kuruluşların olduğu gibi yargı mercilerinin de statüleri ilelebet sabit olamaz, olmamıştır.
Bugün dış dünya Apo muhakemesini, yargılamasını daha başlamadan sakat addetmek istiyorsa, bunun bahanelerini arıyorsa, onlara bu fırsatı vermemek yani, DGM'lerin yapısını yeniden ve acele ele almak, itirazlara rağmen aklın yolu sayılmaz mı?




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr