Ödül kalmadı unvan verelim!..

       YILLAR önce bir kuruluşumuz ödül vermişti.
Yanılmıyorsam "en iyi köşe yazısı" ödülü.
Ve o yazı Bayram gazetesinde çıkmıştı.
Yani yılda bir kere, yani bayramdan bayrama yazılan bir yazı "en iyi yazı" ödülüne layık görülmüştü.
Her ne kadar Mercimek Ahmet, "Eğer maksat eserse mısra - ı berceste kafidir" diyorsa da ve bu yazı o tarife uygun da olsa, o seçim yine de tebessüm uyandırmıştı.
Belki de alana değil verene bakmak gerekirdi...
* * *
ÖDÜLLENDİRMELERDE, seçimlerde bugün daha da bonkör davranılan bir dönemi yaşıyoruz.
Daha doğrusu adeta ödüllendirme yarışı var. Ödül olmazsa unvan dağıtılıyor. En bilgililer, en görgülüler, en çok mürekkep yalamışlar vesaire vesaire...
Kimler ödül veriyor, kimler "en iyileri" seçiyor?..
Az da rastlansa, bunların bir kısmında ödül verilene takdir duygularını bildirmekten çok, adeta ödül verenin kendi reklamını yapma amacı seziliyor.
Çoğu zaman ödül verilecek kişilerin isimlerine bakınca bu şüphe ortaya çıkıyor.
Bu nedenle de ödül dağıtımını yılda 12 kez, yani aylık programa bağlayanlar bile var.
Bu arada; tabii ki onur veren pek çok ödül var, ödül veren birçok da saygın kuruluş var, sözüm onlara değil, onların dışındakilere...
* * *
BAZILARI artık yaptıkları seçimin sonuçlarını üçer beşer isim halinde değil kırkar, ellişer kişilik listeler halinde ilan ediyor.
Ne kadar çok seçersem, ne kadar çok isim ilan edersem o kadar çok kişiyi memnun ederim, o kadar çok ilgi uyandırırım ilkesi adeta uygulanıyor.
Devlet bile bu modaya uyup bir değil, iki değil "devlet sanatçısı" diye seksen kişiyi seçip ilan etmedi mi?
Türkiye'de uygulamanın yarattığı enflasyonla yıllık ödül sayısı, ödüllendirilmiş seçkin sayısı herhalde birkaç bini aşıyor.
Üniversitelerin, fakültelerin dağıttığı bol miktardaki fahri "doktorluk" unvanları hariç, yöresel ödüllendirmeler hariç, vakıfların, sağlık, eğitim kuruluşlarının dağıtımları hariç, Türkiye'de ismi konmuş yüze yakın ödül var.
* * *
ÖDÜLLENDİRDİĞİMİZ bu kadar "seçkin" kişimiz olmasına rağmen Türkiye, neden aynı bollukta evrensel ödüllendirmelere muhatap olamıyor sorusu akla takılmıyor mu?
Bu kadar ödül, unvan dağıtıyoruz, ama ne yazık ki bir türlü evrensel olamıyoruz.
Yoksa dış dünyanın sanat, edebiyat, bilim, spor, politika kurulları, kuruluşları bu konuda da Türk düşmanlığı mı yapıyor?
Seçkin, uluslararası çapta olmaz mı?
Varsa sayın bakalım. Kaç etti?..
Nedret'in kıymet ifade ettiği unutuldu.
Her iş gibi ödüllendirme de bize has oldu... Biraz sulandırıldı...



Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr