n Sonra, bazı medya yöneticileri, kuyruk acılarını çıkarıp yeni sahiplerine ve patronları hükümet başkanlarına varlıklarını ispatlama çabası gösteriyorlar.İşin özeti budur ve bunun dışında bize göre bir gerçek yoktur.* * *İŞİN uzmanlar tarafından, soru ve cevap şeklinde izahı şöyle yapılmaktadır.Sorular:ğ Bir şirket kullandığı kredilerinin faiz gibi, kur farkı gibi giderlerini bilançosuna "zarar" olarak yazıp vergisinden düşebilir mi, düşemez mi? Kredi giderleri veya başka nedenlerle zarardaki bir şirket, aynı işi alanında faaliyet gösteren başka bir şirketle birleştiğinde, zararını birleşilen şirketin bilançosuna aktarıp bu zararı vergisinden düşebilir mi, düşemez mi?Cevaplar:İş-Doğan'ın Petrol Ofisi hisselerinin alımında kullandığı kredilerin faiz ve kur farklarını gider yazmış olması, bu bakımdan yasal ve doğru bir uygulamadır.Konunun bir de birleşme (vergisiz devir) boyutu vardır. Petrol Ofisi, Sermaye Piyasası Kurulu'ndan da onay alarak Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre İş-Doğan ile birleşmiştir. Başka bir ifadeyle kendi hissedarı olan şirketi devralmıştır.Devir nedeniyle İş-Doğan tasfiyesiz olarak infisah etmiş, tüm hak ve borçları külli halef olan Petrol Ofisi'ne geçmiştir. Böylece Petrol Ofisi, İş-Doğan'ın borçlarını üstlenmiştir. Bu nedenle Petrol Ofisi'nin birleşme yoluyla kendisine intikal eden kredilerin faiz ve kur farklarını matrahından indirmesi yasaldır.Vergi mevzuatımıza göre devralınan kurum zararları belli koşullarla devralan kurumun vergi matrahından indirilebilmektedir.Yani, yapılan işlem yasalara uygundur, bunu vergi uzmanları böyle söylüyor.Öyleyse amaç Petrol Ofisi'ni ve dolayısıyla onun da mensubu olduğu bir topluluğu yıpratma isteğidir.Bunu, başta dediğimiz gibi siyasi otorite bir gazeteye ve onun mensubuna ihale etmiştir.O kişinin yarın, bugünkü patronuna ve topluluğuna da kara çalmayacağını kim taahhüt edebilir?* * *BORSA Yatırımcıları Derneği Başkanı Ali Bahçıvan'ın bu konuya tepkisi ilginç. Bahçıvan diyor ki:"Ortada usulsüz bir uygulama varsa bu beş yıldır neden gündeme getirilmedi? Cezalandırma isteğinin seçim öncesine gelmesini ilginç buluyoruz."Biz de... PETROL Ofisi olayının iki cephesi var denebilir. n Önce siyasi otorite seçim yaklaşırken bazı güçlü kuruluşları "Çamur at izi kalır" dercesine yıpratmak istiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Şam'ın trafik sorununu çözmek için Şam Valiliği ile protokol imzaladı.Kendi muhtacı himmet bir dedeNerde kaldı gayrıya himmet ede.Başka ne denebilir ki? SİZCE BAŞKA NE DENİR? Cem Boyner, "2007'de çifte seçim var. İç pazarda büyük canlanma olmaz. Dışa açılırken içerideki pazarımızı rakiplere kaptırmayalım" dedi.Rakiplere kaptırmadık ne kaldı ki. Bakın, ülkenin can damarı sayılan bankalarımız yabancıların eline geçmedi mi?Ankara uyuyor. Tanzim edici ve yol gösterici rol oynamıyor.Cem Boyner'in sözleri inşallah boşa gitmez. İdare yabancıda İDAM Günümüzde "idam" ceza olmaktan çıkarıldı.Batı, "Türkiye'nin gelişmiş ülkeler safında yer almak istiyorsa idam cezasını kaldırmasını" istedi.Kaldırdık.Artık adam gözünü kırpmadan 8 kişiyi de öldürse Türkiye'de idam cezası olmadığı için ancak hapis cezasına çarptırılabiliyor.Amerika aşağı yukarı 8 yıl önce PKK elebaşısı Apo'yu (Abdullah Öcalan) Kenya'da yakaladı. Ve Türklere bir şartla teslim etti.Apo, "Türkiye'ye getirilecek ama idam edilmeyecek"ti.Oysa o Apo'ya 30 bin kişinin katili gözüyle bakılıyordu.Olsun söz verilmişti ve idam cezası kaldırıldığı gibi, Apo da asılmadı.Ama Amerika Saddam'ı astı. Hem de İslamın kutsal günü bayram sabahı.Bu ne büyük çelişkidir?Hem yalanlar uydurup işgalci olacaksın, o ülkeyi cehenneme çevireceksin, hem de idamlar yapacaksın, olur mu?Bu satırlar, insanların ölümüne sebep olan, iktidarda iken Türkiye için tehlike arz eden Saddam'ı müdafaa anlamına alınmamalı. Batı'nın, ABD'nin ikiyüzlülüğü, çifte standardı bu idamla ortaya çıkmış oldu, o vurgulanmalı.Bundan sonra artık Irak'ta birlik, beraberlik, bütünlük sağlanamaz.Irak'ta öldürmeler artar.Irak'ın başındaki Talabani gibi kuklalar gider.Yani, bu idamla Bush'ların belki intikamı alınmış olur, ama o kadar. Irak'a ve oradaki işgalci ABD'ye huzur gelmez... Çifte standart TV KANALI Bir gazetemizin eki bayramda kendi TV kanalını methediyor:"Avrupa Yakası birinciliği kimseye kaptırmadı."Doğrudur. Avrupa Yakası'nı bir seyirci olarak ben de beğeniyorum. Ama o kadar.Ne demek "ama o kadar."Geçen akşam aynı kanalda üst üste 4 yerli dizi vardı. "İnsaf" değil mi? 4 yerli diziyi seyretmek zorunda mıyız?"Efendim, elinizde kumanda var başka kanala geçin" diyenleri duyar gibiyim.Ben de zaten benzer bir şey yaptım, odamı değiştirdim.Ama sorun bitti mi? Hayır.TV yöneticileri kolayı seçmemeli, nabza göre şerbet vermeyi terk etmeli, arada kaliteliye de yönelmeli. Reyting ve kalite bir arada düşünülmeli. Halkın zevk ve anlayış seviyesi böyle yükselir. Bu da onların görevidir. Dört yerli dizi... TAKSİM Yılbaşı gecesi Taksim'de ve dünya merkezlerindeki kutlamaları TV'de gördük.Taksim'i seyredenler, haklı olarak, Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne almaz. Hele Taksim'deki bazı erkeklerimizi (!)Bunlar ertesi gün, yaptıkları marifetmiş gibi sırıtan iğrenç suratlarını, acaba TV'lerde gördüler mi? dheper@milliyet.com.tr AB'ye giremeyiz
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025