Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeter. Artık, sürecin uzaması toplumda huzursuzluk yaratır.
Hangi sürecin?
“Çözüm süreci”nin.
Bu süreç artık hızlandırılmalı, sona yaklaşmalı ve bitmeli.
Mesela, “çözüm” onun bunun elinde, kimi temsil ettikleri belirsiz “akiller”e bırakılamaz.
Geçen gün Cumhurbaşkanı Kısıklı’da halk arasında dolaşırken, Akil adamlar konusuna değindi ve onlar için “halkın temsilcileri” dedi. Tayinle gelmiş temsilci olur mu, bunları halk mı seçti ki halkın temsilcisi olsunlar, “seçilmemiş meclis!” gibi...
***
Toplumsal destek “çözüm” için verildi.
Bu toplumsal desteği, Türk kökenliler de, Kürt kökenliler de veriyor.
Bugün hâlâ çözüm için destek vermeyenler Kandil, KCK, PKK ve az da olsa bir kısım Türkler.
Ama ekseriyete göre, ilelebet böyle gitmez.
Uzun süre böyle giderse “Aman be” diyecek Türkler ayrılıktan yana olabilirler.
Öyleyse, aklı başında olduğunu zannettiğimiz iki taraf da bir noktada birleşmeli ve çözüm sürecinin artık sonuna gelinmeli.
***
Binlerce Kürt Kobani’den geldi. Bunlar Türkiye’ye kabul edildi. İsteyen IŞİD’le savaş için Kobani’ye geri döndü. Bunlara da izin verildi. Dönmek istemeyen 300 PYD’linin büyük bölümü de Türkiye’de kaldı. 500’den fazla harp mağduru, yaralı Kobanili Kürt de Türkiye’de hastanelerde tedavi görüyor.
Amerika, Kürtlere silah yardımı da yapıyor. Ankara buna tepki gösterdi ama ABD teminat verince tepki kalktı. Peşmergeler için karadan da bir koridor açıldı. Ankara kaç defa politikasını değiştirmek zorunda kaldı.
Türkiye daha ne yapsın?
Savaşa mı girsin?
Suriye topraklarına girmek Şam’la ve onu destekleyenlerle savaşı göze almak sayılmaz mı?
Ankara 76 milyonu kan içinde mi bıraksın?
Türk halkı bunu istemiyor.
Çünkü, aklı kullanmak, silah kullanmaktan iyidir.
Daha yararlı sonuç verir.
***
Ama bazılarını anlamak mümkün değil.
38 kişi öldürülmüş, bazılarının işkenceyle hayatlarına son verilmiş, kamu binaları, okullar, kütüphaneler, ambulanslar yakılmış, marketler, mağazalar yağmalanmış, Atatürk heykelleri ve Türk bayrakları ateşe verilmiş, bu yangınlara itfaiyenin müdahale etmesi önlenmiş, yani kimsenin güvenliği, yaşam hürriyeti, huzuru kalmamış.
Peki, bu terör neyle ve nasıl önlenebilir, nasıl tekrar etmez, bazıları ahkâm keseceğine bunu anlatsa ya.
***
Burada benim gibileri memnun eden bir durum var.
Ne olursa olsun çözüm süreci artık kesintiye uğramıyor.
Şöyle veya böyle henüz devam ediyor.
Abdullah Öcalan da “çözüm sürecinin devamını” istiyor.
Yeni yol haritaları eninde sonunda eski çözüm süreci haritaları ile çakışıyor. Yola devam ediliyor.
Bunda Ankara’nın 76 milyonun kardeşliğine inanması ve İmralı’nın artık barıştan başka yolun kalmadığını görmesi rol oynuyor.
***
Bu olanlar nedeniyle ek güvenlik önlemleri de söz konusu oldu.
Ama çözüm süreci bir an önce mutlu sona erdirilirse ek güvenlik önlemleri boşta kalır, yani onlara ihtiyaç kalmaz, kullanılmazlar bile...
Bu sürecin mutlu sona ermesi karşılıklı güvene bağlı değil mi? Bu güveni tehlikeye sokmayalım, yok etmeyelim.

Haberin Devamı

ATMA

Haberin Devamı

Bekâr hikâyesi

Haberin Devamı

“Bekâra karı boşamak kolaydır.”
“Eş” dense daha iyi olur ama söz böyle ne yapalım...
Bu söz bizde yerleşmiş.
Bazı olaylara çok uyuyor, değil mi? Amerika, IŞİD işinin, IŞİD’le uğraşmanın, savaşmanın yıllarca sürebileceğini ifade ediyor.
Onların ülkeleri uzakta ya, Irak’la Suriye ile bizim ortak sınırımızın kaç kilometre olduğunu sanki bilmiyorlar.
Koalisyon, daha doğrusu Amerika Türk kara kuvvetlerinin IŞİD olayında rol almasını istiyor.
Ve bu istek bana yukarıdaki sözü hatırlattı.
Doğru değil mi?
Erkeksen ABD sen veya koalisyon ülkeleri siz askerlerinizi yollayın.
IŞİD’in işini bitirin, Türkiye kara kuvvetlerini, ordusunu, yani Türkiye’yi yıllarca sürecek bu kaosun içine itmeyin...
Olmaz mı?

ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...

* Kürtler Suriye’de devlet kurup, Akdeniz’e çıktı.
Öyleyse, Türkiye ve İran kaldı desenize.
* Ankara: PKK ile PYD aynıdır.
İster inan, ister inanma...
* Kılıçdaroğlu: PYD terör örgütü değil.
Erdoğan, terör örgütü, dedi ya.
* “Silah bırakma sözde kaldı.”
Yolsuzluklar gibi...
* CHP adliyeleri tuzladı.
Aman dikkat, fazla tuz tansiyon yükseltir.
* Koridor açıldı, silah verildi ve İncirlik tamam.
“Baskıyla politikamız değişmez” diyenlerin kulakları çınlasın.
* Takke düştü, kel göründü.
Davutoğlu’ndan mı bahsediliyor?
* “Futbol neden düşüşte?”
Sen futbolu bırak, Türkiye’nin itibarına bak.