Türkiye'de güven sorunu var.
Belki de geleneksel bir sorun;
"babana güvenme" sözü bizim olduğuna göre...
Ama bu güvenilmezlik sıralamalarında uzun süredir ilk sıraları politikacıların alması tüm ülkeyi ilgilendiren bir konu haline geldi.
"Babana güvenme" cümlesi,
"ülkeyi yöneten politikacıya hiç güvenme", haline dönüştüğü için, ülkedeki çıkmaz aşılamıyor.
Oysa bu güvensizlik çemberini yaracak olanlar yine politikacılar olmalı.
Zaman zaman onlar değil mi
"politikacıyı aşağılamak, kötülemek, güvenilmez göstermek ülkeye yarar sağlamaz" diyen.
"Politikacısız ülke yönetilemeyeceğine göre, onlardan vazgeçilemeyeceğine göre, onları kıyasıya eleştirmek faydadan çok zarar getirir" diyen.
Peki ama bu öğütleri kendilerine neden vermezler?
* * *
SON birkaç günde olanlar, halkın gözleri önünde cereyan etmedi mi?
Hazine'den sorumlu Devlet bakanı Recep Önal, Antalya'da
"Deprem yardım parasıyla işçi ve memur maaşlarını ödedik" dedi.
Bakan bunları ekonomi zirvesindeki konuşması sırasında kürsüden ifade etti.
Sözlerin, salondaki gazetecilerin bir kısmının dışarı çıktığı zamana rastlaması durumu değiştirmedi. İçerdeki medya mensuplarından bazı arkadaşlarımız sözleri zaptetti.
TV'ler, gazeteler bu sözleri yayımladı; vatandaş ekranlarda görüntülü olarak izledi.
Buraya kadar olan bir hükümetin yapmaması gerekeni yapmış olmasının itirafıydı;
Yardımı amacı dışı kullanmak.
"Sonradan aynı miktar parayı depremden doğan ihtiyaca tahsis ettik" denilebilir, ama bu durumu değiştirmez.
Üstelik, biliyoruz ki, bizde hükümetlerin bu konudaki sabıka dosyası kabarıktır.
Köprü ve otoyol paraları o alana harcanmaz, başka yerlere gider.
İşçinin sigortada biriken paralarının üstüne oturulur. Düşük faizli devlet bankasına konur, oradan alınır cari harcamalara yatırılır; yıllarca böyle olmadı mı? Yıllarca amaç dışı harcanmadı mı?
Örnekler çoğaltılabilir. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin aldatmacalarıdır. Ve bu, güven bunalımı yaratan bir yanlış uygulamadır.
"Bu tip uygulamaların zararı olmaz", demek mümkün değildir. Örneğin; Bakan Önal'ın itirafından sonra herhalde deprem yardımı yapacaklar, bir yerine birkaç kez düşüneceklerdir.
* * *
AMA bizim asıl sözünü etmek istediğimiz tek tek
"politikacıya güven" veya
"güvensizlik"...
O sözleri söyleyen Sayın Devlet Bakanı Recep Önal kırdığı potun vahametini anlayınca herkesin ekranlarda dinlediği, gazetelerde okuduğu sözlerinden dönüş yapmaya kalktı. Çelişkilere düştü...
Önce "sürçülisan" dedi.
Sonra sözlerini tümden inkar edip "uydurmuşlar" benzeri, pek de sempatik olmayan kelimelerle reddetti.
Daha sonra, yardım paralarının Hazine'nin hesaplarına henüz girmediğini de söylemeye başladı.
Orada da durmadı, "para ABD Merkez Bankası'na yatırılmış, oradan da bizim Merkez Bankası'nın yurtdışı muhabir hesaplarına geçmiş, ama hafta sonu tatili nedeniyle bize aktarılmamış, öyleyse onu nasıl kullanırız" dedi.
"Pot" başka şey, söylenmişi "inkar" başka şey.
Şimdi gelin siz bir günde, gözünüzün içine baka baka, söylediklerini inkar için daldan dala atlayan politikacıya inanın, güvenin...
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr