Doğan HEPER
BİRKAÇ gündür İstanbul'da haklı bir istek seslendiriliyor.
Tabii istek haklı da, isteğin ifadesi sırasında yapılanların bir bölümünün pek de yerinde olduğu söylenemez.
Ama biz haksız kısmı savunacak değiliz, tepkinin haklı olan kısmına değinmek istiyoruz.
Okmeydanı'nda halkın meyhane, birahane, bar ve pavyonlara olan isyanından söz ediyorum.
Günlerdir Okmeydanı halkı bölgelerindeki bu yerlerin kapatılmasını istiyor.
Semtlerinin konut alanı olduğunu, konutların arasında meyhane, birahane, bar, pavyon gibi yerler açılmaması gerektiğini vurguluyor...
Bu amaçla sokaklara dökülüyorlar...
Okmeydanı sakinleri,
"Bu semt bizim, biz burada yaşıyoruz, buranın huzursuz hale getirilmesine göz yummayız" diye bağırıyor.
* * *
HİÇ ummadık bir yerde
"şehrine sahip çıkma bilinci" patlaması görmek ilginç.
Şunun için ilginç:
İstanbul sahipsiz bir şehir.
Neresi konut alanı, neresi iş alanı, neresi eğlence alanı belli değil.
Hepsi birbirine karıştırılmış durumda.
Gürültü kirliliği, otopark sorunu, yolların yetersizliği, huzurun bozulması hep bu karışıklıktan.
Şehir planlarında
"konut alanı" yazılan yerlere bile geniş oranda tecavüzler oluyor, hiçbir yöneticinin kılı kıpırdamıyor.
Eğlence yeri, bar, pavyon, meyhane, diskotek açmak için ruhsat gerekiyor.
Ama ruhsat ya uyduruluyor, ya ruhsatsız da olsa icra - ı faaliyet edilebiliyor.
İstanbul'un birçok semti gibi, okumuş yazmışı, aydını bol sayılacak Etiler, Levent, Ulus bu haksız ve hukuksuz işgale uğrayan semtlerden başlıcaları değil mi?
Ama bu semtlerle Okmeydanı'nın bir farkı var. İlginçlik de buradan doğuyor.
Okmeydanı, belki Levent, Ulus, Etiler kadar diplomalıya sahip değil, ama hak savunma bilinci olan bir halka sahip...
Onları, semtlerine sahip çıkış şekilleri yasal sınırlar içinde kaldığı sürece kutluyorum.
OTOBÜSLERİN takometre takma mecburiyeti kaldırıldı mı?
Zannetmiyorum.
Onlara getirilen hız sınırı var. Şehirlerarası yollarda 90 kilometrenin üzerine çıkmamaları gerekiyor.
Böyle zannediyordum ama önceki gün bunun pek de böyle olmadığını gördüm.
Bursa - Bodrum arasında 5 trafik ekibine rastladım, kontroller yapıyorlar, ceza yazıyorlar.
Öyleyse takometrelere de bakıyorlardır, diye düşündüm.
Ama bazı otobüslerin hızını görünce hayret ettim.
İşte bunlardan biri.
"Mercedes 403" yeşil renkli, plakası ve firma ismi bende. Balıkesir'den Susurluk'a gidişte saat 10'u 20 geçiyor. Otobosün hızı 150 kilometre...
O otobüsün plakasını vermiyorum. Çünkü konu bir otobüse ceza kesilmesi değil.
Sorun, hızın 90'dan yukarısı tehlikeliyse ve bunun için yasak getirilmişse tüm otobüslerin buna uyması, uydurulması.
Ekseriyet uymuyorsa, yetkililer de bu yasağa uyulmasını sağlayamıyorsa, tek bir uymayanı açıklamak neye yarar? Ve adil olur mu?
Ya kural koymayın, ya da koyunca denetleyin. Ve bunu eşit yapın. Üstelik yollara eskiden olmadığı kadar bol denetleme ekibi koymuşken...
Yazara EmailD.Heper@milliyet.com.tr