Ne bekliyorduk? Türkiye’nin bölgesinde lider olması, dünyada da sözünün geçmesi.
Fakat bu beklentimiz bir anda yerle bir oldu.
Türkiye eskiye döndü.
Yani, birbirini yiyenlerin parti lideri olduğu bir ülke...
Ekonomisi meçhuller içinde bir memleket.
Halkı tedirginlik içinde bir Türkiye...
Evet, dün şaha kalkmayı bekliyorduk; bugün parçalanmamak, batmamak için dua ediyoruz.
Bırakın lider olmayı, artık bölgede sözümüz bile geçmiyor.
***
Peki bu böyle gider mi, daha doğrusu gitmeli mi?
Hayır...
Burada görev önce iktidara düşüyor.
İktidar olmak kolay değil. Bu zoru başaranın ülkede birlik ve dirliği de sağlaması gerekir.
Muhalefet bunun aksi için çalışsa da...
Muhalefeti de ülkenin sükuna ermesi için zorlayacak olan iktidardır. Yani AKP, yani Başbakan Tayyip Erdoğan.
Bu, onun tarihi yükümlülüğüdür.
Bu yükümlüğü yerine getirmeyenleri ve iktidarın çağrılarına menfi yanıt verenleri tarih, Türkiye’ye ihanet edenler, olarak yazacaktır.
***
İktidar acele hareket etmeli.
Varsa, paralel yapının, paralel devletin hâkim, savcı ve polisleri delilleriyle beraber ele alınıp, haklarında gereken yapılmalı.
Rüşvet ve yolsuzluk konularında da herkesin beklediği hukuki gerekler bir an önce yerine getirilmeli.
***
İktidarın bu konularda objektif olması muhalefeti de objektif olmaya zorlayacaktır.
Bu siyasi bir tartışma konusu değil, Türkiye’nin varlığı konusudur. Ve halk, en aşağı siyasiler kadar, bu konuları bilmektedir ve hassastır.
***
Yakın geçmişte “askeri vesayet”ten söz edilirken, şimdi hiç akla bile gelmeyen “sivil vesayet” sözleri başköşeye oturtuldu. Asker aforoz edildi.
Askeri vesayeti yok etmek için sivil oluşumlar işbirliği yaptı ve düşürdükleri askeri vesayetin yerine o oluşumlar sivil vesayet kurmak istedi.
Sivil vesayete de son verip, yanlış hesapları saf dışı etmek ve 76 milyonun istikbali garanti altına almak isteniyorsa, bütün partiler hiç geç kalmadan işbirliği yapmalıdır.
Bu onları küçültmez, büyütür.
Yani siyasi bir mütareke. Partiler arası mütareke.
Ne zamana kadar?
Bu çok tehlikeli dönemi atlatana kadar.
Zaten ülkenin düze çıkması için bana göre başka meşru yol da yok.
“Olmayacak duaya amin” gibi gelmesin.
Başka çare var mı?
Yok.
Hadi öyleyse...
ÖNEMLİ
Ve ilginç haberler
Haber ya önemlidir ya da ilginç. Gazetelerde haberler çıkıyor. Bunların pek çoğu için “önemli” değil diyebilirsiniz.
Ama bazıları “ilginç” değil mi?
Mesela, “Cumhurbaşkanı İtalya’ya gitti” haberi vardı. Bu haberin bana göre ilginç yanı, Gül’ün 266 kişiyi de İtalya’ya götürmesiydi.
“Yok, bütün Türkiye’yi götürseydi” deyişinizi duyar gibiyim.
Sonra bir vakıf var, “Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı”...
Vakfın 5 mütevelli heyet üyesi, mahkemeye başvurup, vakfın başkanı profesör için “Akıl sağlığı yerinde değil, görevden azledilmeli” diye dava açıyor. Bu haber de ilginç değil mi? Senelerce adamı başkan olarak tanı ve kızdın mı “Akıl sağlığı yerinde değil” de, olur mu? Oluyor.
Başka ilginç haberler de var.
Mesela:
Bir öğretmen, kanserden saçları dökülen öğrencisini mutlu etmek için, bütün sınıftakilerle birlikte saçlarını kazıtıyor.
Bir başka haber de şu:
Muğla’da Merve Türkmen adlı sporcu genç kızımızın eşofmanı yok. Bir futbol kulübünden emanet eşofman alan 16 yaşındaki Merve, 54 kiloda Türkiye Yıldızlar Boks Şampiyonu oluyor...
Ben diyecek laf bulamıyorum, siz ne dersiniz?
Bursa’da işçi babanın oğlu Orhan Özdemir iki müjdeyi birden alıyor.
Karabük Sağlık Müdürlüğü’nde ambulans şoförlüğüne atandığını ve Tıp Fakültesi’nde okuma hakkı kazandığını...
İnsan isterse her şey mümkün değil mi?
SURİYELİ
Baba dileniyor...
Resmi olarak 700 bini, gayri resmi olarak 1 milyonu geçti.
Bu rakamlar Suriyeli mültecileri ifade ediyor.
Ve Türkiye halkı vergileriyle bu insanlara bakıyor.
Mültecileri teşvik eden hükümetin tutumu oldu.
Sınırda, gelenlere çok güzel konteyner evler yapıldı.
Tabii bunlar yapılırken Esad’ın da bir iki ay içinde düşeceği ve mülteci akınının kesileceği hesap edildi.
Ama yanlış hesap bu kez Şam’dan döndü.
Geçen gün gazetenin birinde bir fotoğraf vardı.
Fotoğraf Taksim’de, İstiklal Caddesi’nde çekilmiş.
Bir baba ve kucağında küçük çocuğu dileniyorlar.
Bunlar Suriyeli mülteci.
Fotoğrafa bakınca içinizin parçalanmaması imkânsız.
Acaba bizim Başbakan, Dışişleri Bakanı veya yöneticilerimiz bu fotoğrafı gördü mü?
İşte yanlış politika bu resimde bağırıyor.
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- Herkes düşman değil.
Dost da değil.
- Deliksiz uyku kanseri önlüyor.
Ankara’daki yöneticilerimize müjde.
- Çin, “uğursuz at yılı”na giriyor.
Biz çoktan girdik.
- Sanatta sıkıyönetim...
Ne de yok ki...
- Gül: “Ülke bu süreci hak etmiyor.”
İktidarda kim var?
- Çağlayan’da deprem.
Telaşlanmayın, bu deprem o deprem değil.
- Dopingde birinciyiz.
Birinci olalım da...
- Dedikoducuların başarısı yüksek.
Belli değil mi?
- Çalışmaktan yorulmadık.
Bravo işleyen demir ışıldar.
- Erdoğan: “Paralel yapıda çözülme başladı.”
Müjde kime, kendine mi?
- Emniyet’te 774 tasfiye daha...
Şu tasfiyeyi toptan yapsanız.