Türkiye dönüm noktasında

Not Zaten yönetemedikleri İstanbul Çağlayan mitingiyle belli oldu.Sen mi Ankara mitingine katılanlar için "Bindirilmiş kıtalar" dersin.Sen mi "Karadeniz oto yolunu açtığımızda daha çok insan katılmıştı" dersin.Al sana Çağlayan mitingi.* * *TÜRKİYE Cumhuriyetin'in değişmez iki ayağı var.1) Bölünmezlik.2) Laiklik.Bunların hepsinin üstünü kapsayansa, demokrasi.Dünya durdukça bu ilkeler Turkiye'de duracak, var olacak.Ankara ve Çağlayan mitingleri 72 milyonluk Türk halkının bu değişmez isteğinin göstergesi oldu.* * *AMA bu istekleri ıskalamak isteyen, Atatürk Türkçülüğüne, milliyetçiliğine bile dil uzatanlar, Türkü aşağılamak isteyenler, bölücüler ve onların destekçileri var.Laikliğe karşı olup "yeni bir laiklik tarifi" arayışında olanlar bulunabilir.Bunlar din "devlet biçimi" olsun istiyorlar, "inanç biçimi" değil.Tekrarlayalım, Türk halkı laiklikten vazgeçemez ve bölünmeye karşıdır.* * *RAHMETLİ Eşref Şefik'in dediği gibi, AKP "kendi oyunuyla tuş" olmuştur. Anayasa Mahkemesi, AKP'nin beklentisinin aksine karar vermiştir. Bu kriz noktasına Türkiye'yi iktidarın, yani AKP'nin izlediği yanlış politika getirmiştir.Daha doğrusu Arınç'ın oyunu getirmiştir.Bu tuş oluşta da perde arkasındaki baş aktör Bülent Arınç'tır.Arınç, Vecdi Gönül'ün Çankaya'ya çıkmasını önleyerek Türkiye'nin zor bir duruma gelmesine yol açmıştır. Onun ihtirası, Türkiye'yi "artık bitti", dediğimiz askeri müdahalenin eşiğine bir anda getirmiştir.Şimdi de Arınç, bu ayın 16'sından sonra, Anayasa'nın 102'nci maddesine rağmen, vekaleten de olsa, Çankaya'ya çıkacağını söylemektedir ki, bu gerilimi artırmak değildir de nedir?* * *BU satırlar durum tespitidir.Peki olacaklar nedir?Beklenenler nedir? Ne olmalıdır?Bu olaylar nasıl gelişirse gelişsin 24 Haziran veya 1 Temmuz'da erken seçim olsun, olmasın vazgeçilmeyecek olan laiklik, Türkiye'nin bütünlüğü ve demokrasidir.İktidar partisi, liderleri ve onların akıl hocaları bunu böyle bilmeli.Unutmayalım, halk mevcut ve beceriksiz siyasi partileri elinin tersiyle itmiş ve bundan böyle duruma el koymuştur. BUNA "milat" denir. Türkiye için milat... Önce Genelkurmay Başkanı'nın konuşması sonra Cumhurbaşkanı'nın demeci, sonra da Ankara mitingi. Bu üçünden bir şey anlamayan liderler bırakın Türkiye'yi yönetmeyi uzun vadede kendi partilerini bile yönetemez. Anayasa Mahkemesi kararını verdi: 367.Kararın lehinde, aleyhinde konuşulabilir. Bana göre de bu karar yanlıştır. Artık Meclis cumhurbaşkanı seçemez, çok zordur. Karar hukuki değil siyasidir. Ama şu konuyu kimse inkâr edemez, Türkiye bu kararla rahat etmiştir.Şimdi bu rahatın, istikrarın devamlı olması için yan sütunda "İşte çıkar yol" başlığı altındakiler gerçekleştirilmelidir. 2 SANDIK VE İSTİKRAR Siz yani biz bir bakıma şanslı bir kuşağız...Biz mesleğimizde önce kurşun kalıbı gördük, sonra ofsete geçtik, ondan sonra da elektronik sistemle çalışır olduk.Biz ve siz Türkiye'de tek parti rejimini yaşadık, arkasından çok partili hayatı tanıdık. Sonra dört askeri müdahale darbe ve idamlar gördük.Bu tecrübe yetmez mi? Bunları görmeyen, yaşamayan mesele İskandinavlara acıyorum!.. 4 darbe ERDOĞAN Başbakan dün AKP grubunda şimdiye kadar yaptığı belki de en ağır, en sert ve en uzun konuşmayı yaptı.Erdoğan, "Hodri meydan seçime gidiyoruz" dedi.Bu öne alınmış seçimden özellikle de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinden CHP'nin kaçacağını söyledi."Anayasa Mahkemesi kararını demokrasiye sıkılmış bir kurşun"a benzeten Başbakan, "Elitis demokrasiden tüm halkın katıldığı demokrasiye geçişi AKP'nin sağladığını" iddia etti."Araç, amaç" konusunu bu kez Erdoğan'ın iyi çalıştığı da görüldü.Başbakan yine Ankara ve İstanbul mitinglerindeki kalabalığı küçümsedi.Erdoğan, "Biz de laiğiz" dedi ama Anayasa'nın laiklik maddesine paralel bir yaşam tarzını savunup savunmadığını açıkça anlatamadı.Bu konuşmasından anlaşıldı ki, Erdoğan muhalefet partilerine ve AKP karşıtlarını hazırlıksız yakaladığı için mutludur.Meclis'te kazanamadığı başarıyı acele halkın önüne getirilen sandıkta yakalamayı ummaktadır.İktidarda Meclis'in üçte ikisi elindeyken, yapamadıklarını, krizdeki yönetim hatalarını, öne alınmış bir seçimle örtmek, kapatmak istemektedir.Bu konuşma AKP'lileri memnun edebilir, ama "Tansiyon düşsün" diyen benim gibilerin hoşuna gitmedi. Sert konuştu... HALK OYU Çıkar yol halkın cumhurbaşkanını iki turlu bir şekilde seçmesidir.Önce uzlaşılsın, mevcut Meclis "kurucu meclis" gibi çalışsın. Anayasa değiştirilsin ve Çankaya'ya çıkacak olanı halk seçsin, sonra seçim ve partiler yasaları değiştirilerek genel seçimlere gidilsin.72 milyon için, bu kargaşa bir dönüm noktası olabilir. "Bir musibet bin nasihatten evladır" sözü unutulmamalı.Söylediklerimizin yapılabilmesi için hukuki bazı gerekler istenirse yerine getirilebilir.Oyların üçte biriyle Meclis'in üçte ikisi dolduruldu diye bir parti her istediğini yapamaz. Bunun adı, kanunlara uygun hareket sayılsa da, demokrasi değildir.Halk, sivil toplum örgütleri demokrasinin böyle olmadığını meydanlarda gösterdi. Bu gösterilerden muhalefet partileri de kendilerine düşen dersi almalı.Bugün erken seçim artık kaçınılmaz gibi. Ama bu dağınık, güven vermez haliyle erken seçimde muhalefet oy yüzdesini yükselteceğini zannediyorsa yanılıyor. Partiler hemen birleşme ve dışarıdaki güçlü kişileri aralarına alma teşebbüsüne geçmeli.Çünkü meydanlara dökülen halk, bu halleriyle hiçbir partiyi desteklemediğini gösterdi.Halk birleşme istiyor. Anayasa'nın değişmesini, istiyor, bekliyor.Halkın istediğini yapın.Kalıcı istikrar böyle sağlanır.(Bu satırlar Başbakan'ın açıklamasından önce yazılmış ve dizilmiştir.) dheper@milliyet.com.tr İşte çıkar yol