76 milyonluk Türkiye’yi şaha kaldırmak varken öldürüyoruz.
Bunu kimler yapıyor?
Kalitesiz politikacılar.
Evet, kalitesiz politikacılar.
Acaba bunlar sessiz bir anda kendilerine bir çimdik atıp, “Ben ne yapıyorum” diye kendi kendilerine soruyorlar mı?
Hiç ummam.
Çünkü kendilerini “allame-i cihan” zannediyorlar. Oysa çoğu sıfır. Sıfır... Sıfır, sıfır...
* * *
Tek tek olayları bırakıp, hadisenin tamamına bakalım.
Türkiye kendi kendini idare ediyor.
İktidar gibi iktidar yok.
Muhalefet gibi muhalefet yok.
7 sivil toplum kuruluşu 17 Aralık’tan sonra yaşanan kötü günlerden ve olaylardan duydukları kaygıyı dile getiren bir açıklama yayınladılar. Ve bu açıklamada “Türkiye hepimizin” dediler. Evet, Türkiye hepimizin ama bazı kifayetsiz muhterisler onu kendi malı ve halkı köleleri sanıyorlar.
Bana göre bütün sivil toplum örgütleri, kaç tane varsa, hepsi hepsi, bu olaya el koymalı. Doğrusu neyse onu bağırmalı. “Yaşasın kim yaşasın daha belli değil” diye hareket etmemeli.
Görmüyorlar mı, Türkiye gidiyor?
* * *
Başbakan doğru yanlış ne söylerse Kılıçdaroğlu hemen cevap veriyor.
Mizah da yapıyor.
Kavga da ediyor.
Ama bunların yanında kendi projeleri ne, iktidara gelirse Türkiye’yi nasıl idare edecek, dış politika nasıl olacak, ekonomide neler yapılacak, bunlardan bahis yok. Memurlar, işçiler bugünkü gibi mi yaşayacak, yaşatılacak? Bilmiyoruz... Merak ediyoruz.
Oysa o, kolaya kaçıyor, yalnız “vur Başbakan inlesin” yeter mi?
* * *
Başbakan da geçen gün imam hatiplilerle konuştu. Dinledikçe benim tüylerim diken diken oldu.
İmam hatip liselerinde okuyanlar benim kardeşim.
Normal liselerde okuyanlar da öyle.
Bunlar birbirini kardeş bilmeli.
Kuleli, normal lise, imam hatip, Robert kolej. Bunlar arasında fark olamaz. Buralarda okuyanlar, tekrar ediyorum, birbirinin kardeşidir.
Bunu da en çok iktidarın vurgulaması gerekir.
Oysa konuşmasında Başbakan sanki bölücülük yaptı.
İmam hatip liselerini diğerlerinden ayırdı.
Bu ne biçim politika, bu Başbakan’a, iktidardaki bir parti liderine yakışır mı?
* * *
Türkiye’yi idare eden sınıfın, iktidar ve muhalefet olarak silkinip, kendilerine gelmeleri ve konuşmaları lazım.
Sivil toplum kuruluşlarının hepsi bir yuvarlak masa etrafında toplanmalı ve yurdun geleceği hakkında ortak görüşlerini ortaya koymalı.
Kardeşliği sabote edenler bugün olmazsa yarın bunun hesabını verecek.
ÇAPKIN
Erkek ve kadın
Erkek her yerde aynıdır.
Ne ve neci olursa olsun aynıdır.
Bu bilmediğimiz bir şey değil.
Hep böyle.
İşte Fransız Cumhurbaşkanı.
Kendinden 20 yaş küçük güzel kızı bulunca 48 yaşındaki nikâhsız karısını aldattı. Hastaneye düşürdü.
İtalya Başbakanı da öyle değil mi? Berlusconi’nin adı boşuna mı çıktı?
Rus Devlet Başkanı Putin de şişman karısını boşadı ve genç kızı aldı.
ABD Başkanı’nın yaptığı da dünyayı şaşırtmıştı.
Ama bunlar gibi üst mevkide olmayanlar kendi çapında, halk tipi çapkınlar da var. Yani, bulursa yapanlar...
* * *
Erkek her yerde aynı da, kadınlar farklı mı?
Hayır.
Kadınlar, erkeklerin çoğu gibi çapkın değil ama onların da başka ortak özellikleri var.
O da birçoğunun zengin koca bulma inadı.
Bunu en açık şekilde TV’deki “Esra Erol’un evlenme programı”nda görüyoruz.
Kadınların çoğu “evi var mı, geliri ne kadar?” bunları soruyorlar. Karşılarındaki erkek artist gibi yakışıklı da olsa, kadınları doyurmuyor. Ve “elektrik alamadım” diye kesip atıyorlar.
Geçen gün gazetelerde bir haber vardı.
“Zenginlik yalanıyla kadınları kandırdı” diyordu.
Sanık bir villanın havuzunda yüzerken çekilen resmini bir arkadaşlık sitesine koymuştu. Ve sanık 10 bin lira aylık geliri olduğunu yazarak kendisini zengin bir kişi olarak tanıtmıştı. Ve bazı kadınlar bu yalanı yutmuştu.
* * *
Erkeklerin bekârken çapkınlıkları hoş görülüyor ama evlenince hayır. Hele mevki sahibi, hele hele devlet başkanının çapkınlığı dünya çapında dalga yaratıyor. Onlar iradelerine hakim olmalı, değil mi?
* * *
Kadınlara “parayla saadet olmaz” sözünü hatırlatmak ne kadar işe yarar bilemem ama onların da buna karşı “parasız saadet hiç olmaz” cevaplarını duyar gibiyim.
Acaba sizce hangisi doğru?
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...
- “Karanlıkta kalacağız.”
Hiç aydınlıkta olmadık ki.
- AKP’li Bakan: “En iyi yol bizde.”
Öyleyse güle güle.
- “Artık sabır kalmadı.”
Kimde kaldı ki?..
- Cem Yılmaz 50 milyonu kaçırmış.
Yakaladıkları yetmez mi?
- Dövmesi olmayan hostes adayları aranıyor.
Dövme silicilere müjde.
- “İhracatı tarım kanatlandırdı.”
Ah bir de kuru fasulye ithal etmesek.
- Dolar’ın yükselişi durdurulamıyor.
Merkez Bankası başkanının kulağı çınlasın.
- Polat Alemdar gizli gizli dalış eğitimi alıyor.
Herhalde koalisyonun AKP kanadına katılacak.
- Doların ateşi nasıl düşer?
Önce gribinkini düşürebilsek.
- İtalya’da sarhoş yolcu uçak indirtti.
Bizde sarhoş pilot.
