Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yani AB içinde Türkiye'yi farklı görenler var.Bunları bir yana bırakıp biz içeride olanlara bir bakalım.***"KUZEY Kıbrıs'a uygulanan izolasyonlar kaldırılmadan biz liman ve havaalanlarımızı açmayız."Bunu AKP hükümeti, Erdoğan söyledi durdu.Biz de vatandaş olarak 72 milyon kişi bu cümleyi ezberledik.Sonra bir gün Erdoğan hükümeti sürpriz yaptı ve "Biz bir limanla, bir havaalanını Güney Kıbrıs'a açarız" dedi.Bunun karşılığında da tabii AKP hükümeti AB'den bir fedakârlık, karşı bir jest bekliyordu... Karşı jest, o olur, bu olur, bizi fazla ilgilendirmez. Ama, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kıbrıs politikasındaki değişiklik bizi, hepimizi ilgilendirir.Çünkü Kıbrıs bizim için, Türkiye için, 72 milyon için stratejik önemi olan bir adadır.Sonra 30-35 senedir yılda şu kadar para Türk halkının vergilerinden Kıbrıs'a destek için gidiyor.Üstelik bu ada için en son 1974'te bizim askerimiz kan dökmedi mi, ölümü göze almadı mı?40 bin askerimiz de bugün adada değil mi?***BİZ haydi halkız. Hükümet halkı, seçim sathı maili dışında küçümseyebilir, adam yerine koymayabilir. Halk da bunun cevabını seçim sandığında verir.Halk adam yerine konulmadı, ama bu politika değişikliğinin Meclis'ten, cumhurbaşkanından, ana muhalefetten ve Genelkurmay Başkanı'ndan saklanmasına ne demeli.Onlara haber vermek, iktidarı vermek değil ki...Kıbrıs politikası, devlet politikası ise onlara da, danışmak bir yana, en azından haber vermek, duyurmak gerekmez miydi?Bakın bu politika değişikliği haberini TV'lerden duyanlardan Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ne diyor:"Elbette devleti biz yönetmiyoruz. Sadece görüşümüzü dile getiriyoruz. Görüşümüzü alıp kabul etmeyebilirlerdi. Orada 40 bin askerini bulunduran bir kurumun görüşünü almak gerekmez miydi?"***SONUÇTA ne oldu.Hükümetin bu yanlış tutumu içeride kavgalara, gerginliğe neden oldu. AKP grubunda Erdoğan'ın ve CHP grubunda Baykal'ın konuşmaları başka türlü anlaşılabilir mi?Bu yeni politika üstelik işimize de yaramadı.Kıbrıs bir dış politika konusuydu, onu da iç politika konusu yaparak, yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Oysa bu konuda her şeyden önce mutabakat şart değil mi? Bu mutabakat gösterilebilseydi bugün toplanacak olan AB zirvesinde Türkiye'nin durumu daha güçlü olurdu. AB'de kavga sürüyor. Türkiye kavgası. Avusturya ve Almanya, sonuçta Ankara'nın AB üyesi olmasına kati tavır koyuyorlar. Avusturya referandumla tehdit ediyor. Bir gazetemizin manşeti şu:"Hâkim koca, chat'te tanışıp bir ayda evlendiği kıza 18 gün sonra 'Çok yıpranmış' diyerek, boşanma davası açtı. Ve 36 yaşındaki hâkim, 24 yaşındaki eşinden 24 milyon YTL de tazminat istedi.Hakkında boşanma davası açılan eş ise, 'hakaret, tehdit ve tecavüz' iddiasıyla hâkim için suç duyurusunda bulundu."Hukuk mezunları için konan sınavı kaldıranlar, etik bir baraj düşünmez mi? Sınav kalktı Başbakan, AKP grubunda dakikalarca süren bir masal anlattı.Kıbrıs'ta başarı masalı.Adama demezler mi?Sonuca gel, sonuç ne?Yine farkında olmadan, kendi cevap verdi:"Kuzey Kıbrıs'ı bizden başka tanıyan yok." ERDOĞAN'DAN MASALLAR LONDRA'DA Oktay Ekşi, Hürriyet'te yazınca ben de o günleri hatırladım.Frak giymiştim.Nerede, ne zaman?1988'de Kenan Evren'in Türkiye Cumhurbaşkanı olarak İngiltere'ye yaptığı resmi ziyarette.Biri Kraliçe'nin, biri de Evren'in verdiği 2 yemekte ve Londra Belediye Başkanı'nın kabulünde frak giyme mecburiyeti vardı.Biz de gazeteci olarak Türk heyetinde sayılıyorduk ve frak giyecektik.Bazı arkadaşlar, "Londra'da buluruz" deyip İstanbul'da frak aramadı. Ben, "Horoz"dan kiraladım.Kiralık elbise ne kadar üstünüze uyarsa frak da benim vücuduma o kadar oturdu.Ama, insan bir şeyi hayatında ilk kez giyse de alışıyor, bir süre sonra yadırgamıyor. Frakta da öyle oldu. Resim de çektirdik.Londra Belediye Başkanı'nın kabul merasiminde beyaz peruklu ve tarihi giysi içindeki görevli, asasını yere vuruyor, adınızı bağırarak söylüyordu.Fraklı siz, kapıdan girip 2 tarafta dizilmiş lordlar arasından geçip 30-40 metre yürüyerek Londra Belediye Başkanı ile eşinin elini sıktıktan sonra yerinize oturuyordunuz.Evren'in Kraliçe onuruna verdiği yemekte ise ben protokolün önünde bir masadaydım. Masalar yuvarlaktı ve her masada galiba 6 kişi vardı. Büyükelçi İnal Batu'nun benim masamda bulunması birçok yönden şanstı.Oktay Ekşi yazısında, "fraka beyaz papyon takılacağını fakat birçok görgüsüzün siyah taktığını" söylüyordu. Bizde bazı cumhurbaşkanları bile fraka siyah papyon takmıştı.Ben korkudan o gün çektirdiğimiz fotoğrafı çıkarıp bakamadım.Ya siyah papyon takmışsam... Fraklı bir hikâye BAYDEMİR Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bir Avusturya şirketinin, Hasankeyf ile yaklaşık 200 yerleşim birimini sular altında bırakacak Ilısu Barajı projesine katılmasını engellemek amacıyla Viyana'da temaslarda bulundu."Projenin iptal edilmesi" çağrısında bulunan Baydemir, "barajın küçük bir ekonomik gelişme sağlamayacağı ama daha çok, Güneydoğu Anadolu'nun kültürel mirasını tahrip edeceği iddiasında bulundu. Baydemir, "gelişmenin halk, doğa ve tarihi ihmal etmekle sağlanamayacağını" öne sürdü.Doğruysa, Diyarbakır Belediye Başkanı sözlerini şöyle bitirdi:"Bu baraj Batı'da olsa yapımına müsaade edilmez."Baydemir'i hâlâ görevde tutanlar ne der acaba? Bölücülük, tahrik böyle yapılmazsa başka nasıl yapılır? dheper@milliyet.com.tr Bu başkanla olmaz