Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Doğan Heper

HERKES askeri bir müdahale bekliyormuş.
İki aydır bu söyleniyormuş.
Önceki gün grupta DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller bunu anlatıyordu.
Hem de sert bir tonda, heyecanlı, etkili...
Ve; "Darbe söylentilerinin arkasına saklanmayın" diye de bazılarına sesleniyordu.
Kimse onlar?..
* * *
ASLINDA Başbakan Yardımcısı'nın tek başına bu konuşması bile Türkiye'nin normalin dışına çıktığını, normali yaşamadığını gösteriyor.
Gazete manşetlerine yansıyor:
Ordunun en üst makamlarıyla polemiğe giren Başbakan Yardımcısı olur mu?
Cumhurbaşkanı'yla ters düşen, toplumun büyük bölümüyle didişen, bürokrasiyi rakip gibi gören, en hayati konularda MGK'da söz verip dışarı çıkınca cayan bir yönetimle Türkiye nereye kadar gidebilir?
Gidemezse, çare darbe mi?
Bunu eleştiri konusu olarak bile Başbakan Yardımcısı ağzına almalı mı?
Hayır.
Çare basiretli siyasilerin çözüm üretimlerinde yatıyor. Ama...
* * *
ÖNCE Türkiye'de iktidar kendi arasında uzlaşmış değil.
Suni bir ortaklık var. İktidar olmak için ortak olunmuş, iş görmek için samimi istek yok, kararlılık yok, irade yok.
Neden mi?
İşte örnekler:
Çalışma Bakanı Necati Çelik ortağı DYP'li bakanları ima ederek bakın neler diyor:
"Gündüz gönül eğlendirerek, geceleri de kafa çekerek iş yapmak istiyorlar. Böyle iş yapılmaz. Türkiye'nin ayık kafalara ihtiyacı var. Türkiye'nin, mesaisinin üçte ikisini bakanlığa, işe veren insanlara ihtiyacı var."
* * *
DYP'li İçişleri Bakanı Meral Akşener kurban derilerinin yalnız THK'ya verilmesini duyuruyor.
Hemen karşı çıkış Refah Partisi'nin en üst kademesinden, Oğuzhan Asiltürk'ten geliyor:
"Devlet dini konularda baskı yapamaz. Kurban derilerinin yalnız THK'ya verilmesini istemek hukuk devletine de, demokrasiye de, laikliğe de aykırıdır. Herkes istediğine verir."
Uyumlu hükümet, uyumlu yönetim bu mu?
* * *
MUHALEFETTE de uyum yok. Olmalı mı? Böyle anlarda olmalı...
Eğer Tansu Çiller'in dediği gibi Türkiye'de iki aydır askeri darbeden söz ediliyorsa, böyle bir ciddi durum varsa, muhalefet partilerine acele görev düşmez mi?
Durumu normale döndürme görevi.
Bir araya gelip geçici de olsa uzlaşma sağlayıp, yönetimin normalleşmesini temin etmek onların görevi değil mi?
Ama onlar da uyumsuz.
İktidarda uyum yok. Muhalefette uyum yok. Türkiye kendi başına, fırtınalı bir denizdeki fındık kabuğu gibi...
Sonra da büyüklerimiz, çaresizliğin ifadesi olan, darbe sözlerine kızıyor...
Olur mu?..

Not'un notu -----------
Gazeteci kardeşlerimizin davalarından vazgeçmesi Okocha gibi ilkel yaratıkları cesaretlendirir. Yusuf Kobal ve Gürkan Çağlar, bu saldırganı adalette takip etmeyi bırakmayın...


Yazara Emailheper@milliyet.com.tr