TÜRKİYE'de "bulutlu yönetim" var.
Yapmak istedikleri normale ters olunca, dayatma olunca büyük kitle tepki gösteriyor.
Yapmak istedikleri Türkiye'nin çizdiği yöne ters olunca etkin kitle tepki gösteriyor.
Yapmak istedikleri ideolojik olunca, yüzde 80 tepki gösteriyor.
Bu büyük kitleye, etkin kitleye rağmen "ben yüzde 20 ile de olsa hükümetim istediğimi yaparım" demekle, yapabilmek mümkün mü?
Değil.
"Klasik demokrasi" artık, "katılımcı demokrasi" oldu.
Meclis'e hakim olan; vatandaşın olurunu, baskı gruplarının tasvibini, sivil kitle örgütlerinin müsaadesini faaliyetlerine katmadan, hatta askerleri dikkate almadan, istediğini yapamaz, yapamıyor.
* * *
BAKIN RP'nin ekonomi dışında kafayı taktığı konular var.
Bazılarına göre Erbakan kendi kitlesini diri tutmak için bu konuları gündeme getiriyor. Yani bu konularda ısrarda aslında gönlü yok. Ama Refah'ın radikallerini memnun etmesi lazım. Oy verenlerini sevindirmesi lazım, gururlandırması lazım. Eski tüfekleri kaybetmemesi lazım. D - 8'i bile bunun için gündeme getirdi. Yoksa o işin yürümeyeceğini o da biliyor.
İsrail'le ilişkilerin her zamankinden iyi olması, yeni anlaşmalar imzalanması neyin ifadesi?
Bazılarına göre ise Erbakan samimi olarak bu zamansız ve gerçekleşmesi imkansız gibi olan konuları gündeme getiriyor, isteklerde bulunuyor. Bunları gerçekleştirebileceğini sanıyor. RP güç gösterisi yapıyor. Gücünün her şeye yeteceğini sanıyor.
Neler onlar?
Üniversitede türban. Resmi dairelerde türban. Resmi dairelerde sakal. Taksim'e cami. Çankaya'ya cami. Karayolundan hac. Türk Hava Kurumu'nun kurban derisi tekeline son. RP'ye özel üniformalı milis gücü. Devlet kadrolarına RP'lileri doldurma. Batı'ya zimni rest, Doğu'ya açık jest...
* * *
ASLINDA Erbakan'ın önünde büyük fırsat var.
Merkez sağ havlu atmış. Meydanı boş bırakmış. Refah onların oylarına göz dikecekse, önce bu tepki alan konuları terk etmeli. Olmayacak duaya amin demeyi bırakmalı.
"Ekonomi iyiye gidiyor" deniyorsa daha da iyiye, kalıcı iyiye götürmenin yollarını aramalı.
Gelir dağılımı adaletsizliğini ortadan kaldırıcı çabalara girmeli.
Bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltıcı faaliyetlere hızla başlamalı.
Tasarrufu, yatırımları, ihracatı artırabilmeli.
Enflasyonu önlemek için acı reçeteler, ilaçlar gerekiyorsa dürüstçe halka anlatıp sunmalı.
Yani Refah Partisi yara kaşıyan işlerle uğraşma yerine yaraları tedavi etmeli.
Her gün hükümet toplantılarına paralel toplantılar yapılan, askerlerin rahatsızlıklarını açıkça ifade ettikleri, her gün darbe söylentileri çıkan bir Türkiye'den, 65 milyonu kaynaşmış, uzlaşmış, anlaşmış, huzurlu ve büyük Türkiye'ye nasıl geçilir, RP onun yolunu bulmalı, onu yaratmalı.
Ekseriyet tarafından kabul görmeyen ideolojik saplantılarla vakit harcayan, inatçı ve dayatmacı görünüme bürünen RP, kendisine de, ülkeye de yarar sağlayamayacağını bilmeli.
Yüzde 20 ile modern Türkiye'ye dümen kırdırtmak mümkün mü, onun hesabı iyi yapılmalı?..