BİR işlemin, bir muamelenin meri hukuka, yürürlükteki hukuka uygun olması başka şey, vicdana uygun olması, vicdan denen yazılı olmayan ama kolektif olan hukuka uygun olup olmaması başka şey.
Milletvekillerinin çalışmadan alacakları 5 milyar liraya varan üç aylık maaşta da aynı ayırım geçerli.
Milletvekillerinin 15 Nisan'da üç aylık maaşlarını almaları mevcut yasalara şeklen uygun.
Vekiller; maaş ödemesi 19 Nisan'da olsa alamayacakları üç aylık maaşı, ödeme seçimden önce yani 15 Nisan'da diye alabiliyor.
Ve bu maaşı aldıkları an biliyorlar ki üç gün sonra onların dönemi son buluyor.
Yani çalışma dönemleri dışında kalan bir üç aylık zaman dilimine ait para almış oluyorlar.
Yazılı hukuka göre bu para alınabilir bir para gibi görülse de vicdan denen hukuk, bu alımı haklı kabul edebilir mi?
Şekil, özü ihmal ettirebilir mi?
Üç aylığı 15 Nisan'da alabilirsin, diye bir yasa var gerekçesine sığınıp o tarihten sonra çalışarak hak edilemeyecek bir meblağa nasıl malik olunur?
Bu, hakkın suiistimali değilse nedir?
* * *
HEP aynı şeyi söylüyoruz.
Milletvekilleri kimseye muhtaç olmamalı, rahat çalışmalı, geçim derdi düşünmemeli. Bunun için de iyi maaş almalı.
Ama bunun karşılığında da mesaisinin tümünü Meclis'e hasretmeli.
Bizde öyle mi?
Başkasının adıyla müteahhitlik yapanlar bile var; iş takibi, ticaret, her çeşit gelir getirici başka işleri becerenler biliniyor.
Meclis'in Türkiye'de siyasete, gündeme hakim olamamasında sistemdeki bozukluk kadar milletvekillerinin de günahı var.
550 milletvekili kelimenin tam anlamıyla vekilliklerini yapsa, mübalağa değil, tam anlamıyla 24 saatlerini Meclis'e hasretse, lider diktası da, 28 Şubat da bu kadar kolay gerçekleşemezdi.
Bu iki oluşum da bir bakıma 550 vekilin vekillikte yarattığı boşluğun, Meclis'i dolduramamalarının eseri sayılmaz mı?
Siz gerekeni yapmazsanız, yapamazsanız bir başkası gelir o alanı, o boşluğu doldurur.
* * *
BİZDE milletvekilliği seçimine katılanlar, çoğunlukla, sanki yalnızca bu sıfatı kazanmak için bu yarışa giriyor, o kadar.
"Milletvekilliği" diye sanki bir siyasi görev, bir büyük sorumluluk yok.
Al milletvekili hüviyetini, onu dışarıda başka işlerde, kolaylıklarda kullan, siyaseti de zımni bir vekaletle devret 5 lidere, olmazsa zinde güçlere; sen sağ ben selamet.
Türkiye'deki görüntü bu.
Türkiye, demokratik hukuk devleti olacaksa, önce milletvekilliği müessesesi konusunda oluşan bu yanlış anlayışı değiştirmek gerekiyor.
* * *
DÖNELİM 5 milyarlık menfaate.
Milletvekillerinin çoğu emekli de olan kişiler. Bunlar 1 milyar 611 milyon lira maaş alıyorlar.
Milletvekili mahallesinde ucuz konutta oturuyorlar.
Meclis'te danışman denen yardımcıları var.
Sekreterleri var.
Bazı indirimlerden de yararlanıyorlar.
Tüm bunları bu fakir millet ödüyor. Milletin, verdiğinin karşılığını alıp almadığı da tartışılıyor.
İşte böyle bir ortamda geçmişte Adnan Kahveci'nin de yaptığı gibi
"Ben bu parayı almıyorum" diyecek milletvekilleri bekleniyor.
Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr