YASEMİN Yalçın'la kocası İlyas İlbey'in Bodrum'da genç bir gazeteciyi dövdükleri haberini biliyorsunuz.
Yasemin Yalçın, eşi ve dostları denize giriyorlar. Yasemin Hanım yedi aylık hamile.
Ve magazin muhabiri bir genç arkadaşımız gizlenerek uzaktan Yasemin Yalçın'ın fotoğraflarını çekiyor.
Yasemin Yalçın değil de Claudia Schiffer veya Cindy Crawford bile olsa hamileliğinin son dönemine gelmiş bir kadının vücudu pek de güzel olamaz.
Üstelik güzel de olsa bu hanım hamileyken resminin çekilmesini, hele gizli olarak çekilmesini, kendisine çeki düzen verme imkanı olmadan izinsiz çekilmesini istemeyebilir.
İşte bu gizli çekimin farkına varan İlyas İlbey de kaba güç kullanarak filmlere el koymak isteyince, itiş - kakış oluyor. Tatsız olaylar yaşanıyor.
* * *
GEÇEN akşam Savaş Ay'ın programında bu durum tartışıldı. Biraz da uzun bir tartışma oldu. Ama faydalı da oldu. Savaş'ı kutlarım. Objektif davrandı ve mesleğimizin bir sorunu olan "özel hayat gizliliği" konusunu milyonların önüne koydu.
Ne diyoruz?
Özel hayatların gizliliği esastır.
Ama kamuya malolmuş kişilerin özel hayatlarındaki gizlilik perdesi herhangi sıradan bir kişininkinden daha incedir, onların özel hayatlarında şeffaflık öncelik alır.
Yani; "topluma malolmuş kişilerin özel hayatı yoktur" cümlesi bizce böyle anlaşılmalıdır.
Örneğin Clinton'un özel hayatını izleyebilirsiniz, yazabilirsiniz. Umumi bir yerdeki durumunu fotoğrafla tespit de edebilirsiniz. Söz konusu olan Monica Lewinski ilişkisi ise Oval Ofis'in yanındaki odada olanları da mümkünse çekebilirsiniz. Çünkü Clinton kamuya malolmuş ve skandal konusu bir kişi. Ama böyle olduğu halde bile onun yatak odasına gizlenip fotoğraflarını çekebilir misiniz?
Hayır...
Yani kişi kamuya malolan biri de olsa, bir olaya neden de olsa onun da özel hayatının gizli noktaları mutlaka vardır, olacaktır. Bu sınırı ihlal o sınıra tecavüz, o sınırı aşma teşebbüsü gazetecilik görevinin de aşılması, suiistimali demektir.
Örneğin İngiltere'de özel hayatın teşhiri konusu öncelikle ispat hakkına bağlanmış gibi.
Yani ispat edilemeyecek bir durum söz konusuysa, yani iddialar dedikodudan öteye geçmiyorsa, kişi kamuya malolmuş bir kişi de olsa özel hayata girilemeyecek demektir.
Yıllar önce bir gün BBC televizyon ekranında bir resim ve bir haber çıkıyor: O tarihte iktidarda bulunan Muhafazakar Parti'nin Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevinde bulunan bir üyesinin resmi... Haberin sözlü kısmı da şöyle. "Sözü edilen kişi, Buckingham Sarayı'nın karşısındaki Saint James Parkı'nda dün gece, geceyarısında bir muhafız askeri ile kötü bir ilişki içinde iken yakalanmış ve hakkında suçüstü soruşturması yapılmak üzere işlemlere girişilmiştir."
Ertesi gün aynı televizyon, aynı resmi tekrar göstererek sözü edilen kimsenin hem Dışişleri Bakan Yardımcılığı'ndan, hem de partisinden istifa ettiğini; dokunulmazlığının kaldırılarak hakkında soruşturma da açıldığını ifade ediyor.
Kişilerin özel yaşamları ile ilgili bir durumu bu denli açığa çıkararak, adeta ilgili şahsı rezil etmenin ne anlama geldiği sorulduğunda alınan cevap şu oluyor:
"Özel yaşamın bu türlüsüne bu denli önem veren kimselerin resmi ve siyasi hayata atılmamaları gerekir. Kanıtlayabilme imkanı varsa, herkesin gözünün üzerlerinde bulunduğu bu gibi kimseleri teşhir etmek basının görevlerindendir.
İspat imkanı oldukça, her haberi diğer kitle iletişim araçlarıyla birlikte BBC'nin de geçmesine bütün iktidarlar olanak sağlamıştır."
* * *
GELELİM Yasemin Yalçın'a.
Kadın hamile, o anda meşhur bir kişi olmaktan başka haber konusu olacak bir olaya da neden değil, bir olayın içinde de değil.
Üstelik hamileliğinin verdiği çirkinliğin görülmesini de istemediği muhakkak.
Yasemin Yalçın'ın bu durumu biline biline, görüle görüle çekilen fotoğrafı basılıp altına herhalde "ne güzel kadın" diye de yazılmayacak.
Durum böyle olduğu halde izinsiz, hatta saklanarak fotoğraf çekmek özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal değil midir?
Bu durum foto muhabiri arkadaşımızın tartaklanmasını haklı kılar mı?
Tabii ki hayır.
Ama o ayrı konu.
Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr