Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Not Başka anayasa hukuku hocalarının konuşmamasından. O biliyor! Hep o konuşuyor.Cilt cilt kitap sahibi, medeni hukuk hocamız tanınmış profesör Halit Kemal Erbil bir gün ders verirken şunu da demişti: "Ben çok konuşmam, ama yeri gelince hukuk bilgimi yazarak konuştururum."Tabii onların amacı iyi hukukçu olmak ve iyi hukukçu yetiştirmekti, bakan olmak değil.* * *ÜSKÜL, "Anayasa'dan Atatürk ilkeleri, Kemalizm çıkarılsın" diyor.Ama şu soru bu tartışmadan önce akla gelmiyor mu?Üskül'ün acelesi ne?Niye daha yeminden önce kendini "ben buradayım" dercesine ortaya atıyor? Parti içinde, Meclis içinde değil de yazılı ve görsel basında tartışıyor.Bu bilimsel kimliği olan bir kişiye yakışır mı?* * *PAZAR gecesi TV 24'te bir "tekrar" vardı.Üskül, orada şu cümleyi kullandı:"Türkiye'de iki kişiden biri demokrasiyi seçti."Yani Üskül'e göre yüzde 47 demokrasiyi seçmişti de, "mefumu muhalifi"nden bakarsak yüzde 53 neyi seçmişti?Üskül bu yüzde 53'e hakaret ettiğini düşünmüyor mu? Üskül artık sade bir vatandaş olsa konuşsun diyelim. Ama o artık bir partinin hem de iktidar partisinin mensubu, yeni statüsünü, o dikkate almıyorsa biz vatandaşlar alıyoruz.* * *TÜRKİYE'ye bugünkünden kısa, anlaşılır ve AB ülkelerininkine benzeyen bir yeni anayasa lazım. Bunun için de Prof. Ergun Özbudun ve arkadaşlarının görüşü alındı. Bunlar arasında Üskül yok.Yeni anayasa yapılırken Türkiye'nin şartları, içteki ve dıştaki sorunları da unutulmamalı.Düşünce özgürlüğüne rağmen, nasıl Avrupa ülkelerinden bazılarında faşist bir parti kurmak yasaksa, düşünce özgürlüğüne rağmen nasıl Avrupa'nın ortasında bazı ülkelerde "Ermeni soykırımı yok" demek yasaklanmışsa bazı istisnalar bizde de olabilir mi? Bu tartışılmalı.Çünkü daha dün Meclis'e giren DTP'li milletvekili Ahmet Türk, "Dünyanın terörist saydığı PKK'ya, terörist dememiz zor" diyordu.Daha dün bazı DTP milletvekilleri, "Türkçeyi yabancı dil saydıklarını" TBMM'nin kayıt formuna yazıyordu.Daha dün "dini bütün bir kişinin Çankaya'ya çıkması lazım" diyenleri unutmadık. Daha dün İran, Türkiye'ye rejim ihracından söz ediyordu.* * *UZATMAYALIM. Biz bu ülkeyi, bu rejimi sokakta bulmadık.Demokrasiden dönmek yok.Türkiye bölünmeyecek ve Ortadoğu'nun ılımlı İslam ülkesi olmayacak.Bu böyle bilinsin... ZAFER Üskül galiba Türkiye'de tek anayasa hukukçusu olarak kaldı! Bunu nereden çıkarıyoruz? Bodrum'da 15 adam otel bastı. Silahlar konuştu. Yaralılar var ve müşteriler önce kendilerini denize atarak canlarını kurtardı, sonra oteli boşalttı.Bunlar ilginç değil, ilginç olan hiç görgü tanığı olmaması...İlginç değil mi, şikâyetçi de yok...Evet, neredeyse meydan savaşı oluyor ve ne şahit ne şikâyetçi var.Böyle giderse Bodrum da mafyanın eline geçer. HAFTANIN HABERİ Siyaset, önceden sezme ve duruma göre hareket etme sanatıdır.Bizim belediye başkanları da siyaset adamı sayılmaz mı? Evet sayılır. "Yağmur yağmazsa biz ne yaparız?" diye, onların yıllarca önce tedbir düşünmesi, planlaması gerekmez miydi?İsrail, Türkiye'den su getirmeyi düşünüyor da biz rahat rahat oturuyoruz niye?Oysa boşa akıp giden nehirlerimiz var. Boru döşenip bu nehirlerden su getirilemez mi? Üstelik bunun parası da vatandaştan çıkarılır. Susuzluk SEÇİM Ben seçimden önce Milliyet için Trakya'yı, daha doğrusu oradaki üç ili dolaştım.Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli'nde nabız tuttum.Şimdi 22 Haziran'da yazdıklarıma bakıyorum.Evet, Trakya CHP'nin kalesi biliniyordu. Ama ben "CHP'nin kalesi kan kaybediyor" demişim. Doğru çıktı, CHP 2002'de aldığı sonucu bu seçimde daha ileri götürmeliydi, götüremedi."Doğru yanlış iki tespitim var" demişim. Bakın seçim bitti, bu tespitler bütün Türkiye için şimdi gerçek sayılmıyor mu?1) "Ankara'daki AKP yöneticileri Trakya'dakilerin anlayışında olsalar merkez sağdaki boşluğu AKP doldurur."Doldurdu, deniyor...2) "Trakya'da AKP çok çalışıyor. CHP nasıl olsa biz Trakya'da hep kazanıyoruz rehaveti içinde."Tüm Türkiye'de bu rehavet sonucunu vermedi mi?Bu öngörülerin 23 Temmuz sabahı tuttuğu anlaşıldı.Bunu ne için söylüyorum.CHP liderinin ve yöneticilerinin seçim arifesinde bunları göremediğini belirtmek için.Ben o gün Milliyet'teki Trakya izlenimlerimi şöyle bitirmişim:"Gezimizde bazı partilerden az söz edildiyse onların seçim kazanma şansı görülmediği içindir."DP ve GP yüzde 10'u geçtiler mi? Tahminim tuttu... KOÇ Türkiye'nin saygın bir ülke olması ve durumunu koruması için bazı vasıflara sahip olması lazım.Bu vasıflardan biri de "nükleer enerjiye ve silaha sahip bir ülke" olmasıdır.Ama 72 milyonluk Türkiye hep nükleer enerjiden uzak tutuldu. Türkiye'nin kuvvetlenmesini istemeyen dış güçler ve onların içteki uzantıları bunu sağladılar.Yıllarca nükleer enerjiyi isteyenler ve bu yolda yazanlar oldu, biz de yazdık. Ama gücümüz, Türkiye'de bu enerjiyi üreten tesisler kurulması için teşebbüse geçirtmeye yetmedi.Şimdi bakın Rahmi Koç ne diyor:"20 yıldır, 'nükleere ihtiyacımız var' denir, ancak ihale anında görünmez bir el müdahale edip süreci durdurur. Geçmişte santrallar yapılsaydı bugün enerji sorunumuz olmazdı. Artık nükleer enerjiye geçmeliyiz."Nükleer enerjiye geçmek yetmez, o "görünmez el", Türkiye düşmanı el kimin veya kimlerin elidir. O da açığa çıkarılmalı. dheper@milliyet.com.tr Bu işte gizli el var