Dostlar Doğu Holding'de görsün

       Bir davaya zarar vermenin en sinsi yolu, bu davayı, bile bile yanlış gerekçeler ileri sürerek savunmaktır. Bunun en çarpıcı örneklerini, çağdaş kavramları, kaliteyi, iğdiş edenlerde görebilirsiniz.
Şimdi gündemde Güneydoğu var ya... Yükselen değer buysa, birileri, hiç haketmedikleri halde, bunun etekleri arasına girer, itibar pastasından haksız bir lokma koparıverir. Hatta bazıları daha da pişkindir. Güneydoğu'ya ilgi prim yapıyorsa, orada bir şekliyle olması gerekir. Olur da. Ancak bu şekil, ne yazık ki, üretime, istihdama, iyiye, güzele, doğruya yönelik değildir.
"Gibi yapmak" genel hastalık olunca, medyanın prim verdiği her alanda bunları görebilirsiniz. Nasılsa ölçekleme ve değerlendirme eksiktir ve bulanık suda balık avlayanlarla derinlikten feyz alanlar, pekala karıştırılabilir. Böylece toplumun gözünde saygın bir kavramın peşine takılır, bunun rüzgarıyla yelkeninizi şişirir, isim yaparsınız, para yaparsınız.
Zira bizim toplum iki şeye tapar; "paraya ve medya tarafından onaylanmış başarıya." 2 yıl önce Anadolu Kaplanları'nı yaptık ve Doğu'ya dikkati çektik. Bu yıl yine Milliyet olarak yollardayız. Pek çok kurum, ne mutlu ki, bu bölgeyi ilgi alanına soktu. Bunların önünde hürmetle eğiliyorum. Ancak Doğu'yu şöhret ve ikbal kapısı yapanlar için elimi şapkama bile götürmem.
Örneği Doğu Holding. Bu yazıyı yazdığım bilgisayar ağında, şimdiye kadar Doğu Holding'le ilgili gazetelerde çıkmış 300'den fazla haberin başlığı, yazısı ve fotoğrafı var. Haber başlıklarından bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum;
5 bin kişiye iş kapısı... Doğu Holding silah üretecek... Doğu Holding'in büyük seferi... 25 dev projesini yatırımcıya açıyor. Yatırıma başlıyorlar... Sermaye tamam... Yatırıma hazır... İcraata geçti... Doğu Holding'e start... Büyük atak başladı... Kolları sıvadı... Doğu'nun kaderini değiştirecekler... İş değil laf üretiyorlar... Doğu Holding'e Avrupa'dan sermaye dopingi... Baretta fabrikası açılıyor... Su ile geliyor... İsrail'in gözü bu holdingde.. 2000'de Doğu'yu tanıyamayacaksınız... GAP markalı tavuk... İki şirket daha... İstanbul'dan fabrika nakli... Halka açılacak... Doğu'nun umudu 1 yaşında... Doğu'yu kumarla kalkındırma hamlesi...
Özür dilerim, biraz uzattım. Bu başlıklardan yüzlerce var ve her biri, İTO Başkanı'nın resmiyle süslenmiş. Bilgi teknolojilerinin bu yanına bayılıyorum. Size "fikri takip" imkanı sunuyor. Tüm yazılan ve çizilenleri, anında görüyorsunuz.
Benim gördüğüm şu; Biz gazetecileri, birileri fena gaza getiriyor. Niteliksiz, yalan, şahsi reklam ve ufuksuz beyanatları alıyor, "sorgulamadan" yayınlıyoruz. Ortaya, kendi elimizle yücelttiğimiz kurumlar çıkıyor. İşin tuhafı, yaza çize, biz de inanıyoruz. Ancak vahim olan, ortada böyle bir şeyin olmaması.
Doğu Holding... Kağıttan halaskar... Yaptığı bir şey var mı? Ben göremiyorum, ya siz? Haftabaşı Diyarbakır'da bir sanayiciyle konuşuyorum: "Doğu Holding buraya 5 yıldızlı otel kurup kumar oynatacak, bizden destek istiyor. Bizim zaten kıt paramızı pokerleyecek. Halbuki adamlara, kurulu fabrikamı, üstelik bedava teklif ettim, oralı bile olmadılar."
Ben diyorum ki... Gelin böylesi hokkabazlıklara son verelim. Taşın altına elimizi koyalım. Koyar gibi yapmayalım, gerçekten koyalım. Doğu Holding masalında olduğu gibi, biz gazetecileri akılları sıra gaza getirenlere, "peki somut olarak ne yaptın?" diye soralım.
Koltuğuna güç veremeyen kişi, koltuğundan güç alırmış. Medya tarafından onaylanmış başarıların ardına düşüp, koltuğunu yükseltenlere çağrım şu; Güneydoğulu, Doğulu veya Anadolulu, neyi yaptığınızı, neyi yapmadığınızı biliyor. Kendinizi ve medyayı kandırabilirsiniz ama bu insanları asla..."
Şırnak'a sağlık ocağı sözü verip unutan TÜGİAD, Doğu Holding masalıyla konumunu pekiştiren İTO, satış reyonu kurup fabrika kurdum diye böbürlenenler ve diğer medya gazları... Gelin kendinize de insanımıza da bir iyilik yapın, palavradan vazgeçin. Yapın ya da yapmayın... Ama lütfen "yaparmış gibi" yapmayın.



Yazara E-Posta: seref.oguz@milliyet.com.tr