Güneş gözlüğü hem yaz günleri için şık bir aksesuar hem de gözler için iyi bir koruyucudur. Çoğu anne-baba çocuğuna, güneşlenirken bol bol krem sürer, ama güneş gözlüğünü düşünmez. Oysa bu ihmalkarlık çocukların gözleri için ağır sonuçlar doğurabilir
Yaz aylarını çocuklar çok sever, kumsalda kumdan kaleler yapmak, deniz kıyısında taş sektirmek, plajda koşup oynamak onların vazgeçilmez eğlencesidir. Pek çok bilinçli anne - baba güneşin altında vakit geçiren küçük çocuklarını güneşten korumak için yüksek koruma faktörlü güneş kremlerini bol bol kullanır. Bu kuşkusuz doğru bir harekettir. Ama kendileri güneş gözlüğü taktıkları halde çocuklarının da gözlerini keskin güneş ışıklarından korumak için onlara güneş gözlüğü takmayı pek akıllarına getirmezler.
Saç dökülmesi hakkında Dermatolog Dr. Yıldız Dizdaroğlu değerli bilgiler verdi, işte anlattıkları. En güzel doğal süsümüz diyebileceğimiz saçlarımızın ana maddesi keratindir. Bir insanın başında ortalama 100 bin ila 150 bin saç teli vardır. Her gün 80-100 kadar saç teli dökülür ve yerine yenileri çıkar. Saç uzaması, saç teli belirli bir uzunluğa gelince durmaz ve saçımız ayda yaklaşık bir santimetre uzar. Saç dökülmesi, tıptaki adıyla ‘alopesi’ çok yaygın bir sorundur. Uzun süre günde 100 saç telinden fazlasını kaybeden herkeste alopesi sorunu var demektir. Kalıtsal ya da hastalığa bağlı saç dökülmesi farklı sıklıkta olsa da hem erkeklerin hem de kadınların karşılaştığı bir durumdur.
Dökülme sinsice başlarÇeşitli nedenlere bağlı saç dökülmeleri vardır. Hormonal-genetik nedenli saç dökülmesi esasen erkekleri etkileyen saç dökülmesi biçimidir. ‘Erkek genler’ nedeniyle erkeklerin saç folikülleri yaşla birlikte hidrotestosteron hormonuna karşı daha duyarlı olmaya başlar. Bu genetik olarak programlanmıştır. Bu hormon, saç kökünü saran kese biçimindeki bir yapı olan saç folikülünün küçülmesine neden olur. Saç kökü zamanla iyice zayıfladığında saçlar daha hızlı dökülmeye başlar ve artık
Hızlı yaşam temposu kimi zaman ve hatta sık sık gündelik kaygıları ve rutinleri geride bırakarak enerji depolamayı gerektiriyor. Bir de mesleki ve ailevi nedenlerle uzun tatil yapma şansı giderek azaldığı için, günümüzde uzun dinlence dönemlerinin yerini kısa ama sık çıkılan tatiller alıyor. Hele bizim gibi resmi tatilleri sık olan ülkelerde birkaç günlük mini tatiller daha da kolay yapılıyor.
Aylar öncesinden planlanan ve iki haftadan başlayan uzun süreli tatil alışkanlığı, gitgide birkaç günlük kısa ama sık aralıklarla gerçekleştirilen tatillere dönüştü. Son yıllarda yükselen bir kısa tatil trendi göze çarpıyor. Cuma akşamından pazartesi sabahına kadar veya bir gün izin alınarak üç - dört güne uzatılan uzun hafta sonlarını da buna eklemek gerek. Cuma akşamı valizi kapıp ertesi sabah cennet gibi bir ortamda derin bir nefes almak birçok kişi için artık erişilmez bir düş değil. Hava yolculuğunun ucuzlaması, e-tatil seçenekleri ve erken rezervasyonların sağladığı avantajlar kısa tatil trendini besleyen diğer faktörler. Tur organizatörlerinin de teknolojide yaşanan bu gelişmelere hızla ayak uydurması, uygun fiyatlı, kısa süreli tatil seçeneklerinin artmasını sağladı.
Spor yapın,
Araç kazalarında hayatını kaybeden her 100 kişiden 15’inin çocuk olduğunu unutulmamalı. Yaralanmalarda da bu oran aynı. Türkiye’de trafik kazalarında yaralanan ya da hayatını kaybedenlerin yüzde 30’u 0-14 yaş arası çocuklar. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, batı Avrupa ülkelerinde trafik kazalarına maruz kalan her 100 çocuktan üçünün hayatını kaybettiği belirtilirken, bu oranın Türkiye’de yüzde 46 olduğu gerçeği önümüzde durmaktadır.
Kısacası aracımızda çocukların güvenli yolculuk yapmaları için çocuk oto koltuğu gerçekten gerekli. Ama çocuk koltuğunun tam anlamıyla güvenli olması için seçimine, montajına, çocuğun koltuğa oturma ve bağlanma şekline dair bir dizi noktaya dikkat etmemiz lazım. Şimdi sırayla bunları ve sık yapılan bazı yanlışları gözden geçirelim.
Ürün malzemesi
Oto koltuğu satın alırken tek ölçütünüz güvenlik olsun. Koltuğun çocuğunuzun yaşına, boyuna ve kilosuna uygun olması önemlidir. Ürünün iç yapısı darbe emici köpükle kaplı olmalıdır çünkü bir çarpışma anında bebeğinizin sırtı ve başının arka bölümü koltuğa çeşitli yönlerden çarpacaktır. Oto koltuğu kumaşının terletmeyen ve yıkanabilir cinsten olmasına da özen gösterin.
En güvenli yer arka koltuğun ortası
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl 510 bin rahim ağzı kanseri teşhisi konuyor ve bu hastalıktan 288 bin ölüm bildiriliyor. Şimdi rahim ağzı kanseri ile mücadelede yeni bir silahımız daha var; aşı!
Rahim ağzında görülen kanserler kadınlarda en sık görülen tür diye bilinirken zaman içinde meme, yumurtalık ve rahim kanserlerinin ardında kaldı. Bu değişimde en büyük etken, kadınlarda rahim ağzı kanserini erken saptamak için yapılan smear (hücre sürüntü) testinin yaygınlaşması oldu. Erken tanı ve tedavilerle riskli rahim ağzı yapılarının kansere dönüşümü büyük ölçüde engellenebildi, yine de Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her sene 510 bin rahim ağzı kanseri teşhisi konuyor ve bu hastalıktan 288 bin ölüm bildiriliyor. Şimdi rahim ağzı kanseri ile mücadelede yeni bir silahımız daha var; aşı! Aşı hakkındaki son bilgileri Jinekolog Operatör Dr. Ali Rıza Sözenoğlu ile konuştuk, işte anlattıkları.
Rahim ağzı kanserinin nedenlerini bulmak için yapılan çalışmalar, ana risk faktörünün HPV (insan papilloma virüs) enfeksiyonu olduğunu gösteriyor. Bugün toplumda, “Kansere yol açan bir etken söyleyin” diye kime sorulsa en başta söylenecek olan akciğer kanseri - sigara ilişkisi söylenir.
Aşılar sadece çocuklar için değildir, her yaşta insanı birçok tehlikeli ve ölümcül hastalığa karşı korurlar. Hangi yaşta olursanız olun yaptırmanız gereken bir aşı mutlaka vardır
“Ben okuldayken bütün aşılarımı oldum bitti. Bu yaşta aşı mı olunurmuş?” denmemeli. Hangi aşıları yaptırmanız gerektiğini doktorunuzla konuşmalısınız. Laboratuvar şefimiz Doç. Dr. Nedret Hızel, yetişkinlerin yaptırması gereken aşıları anlattı
Grip aşısı- Büyükler için aşı denince kuşkusuz ilk akla gelen, mevsimsel grip aşısıdır. Doktorunuza danışarak bu aşıyı her yıl zamanında, ekim veya kasım aylarında, yaptırmanız tavsiye edilir. Özellikle kronik hastalığınız varsa, bağışıklık sisteminiz güçsüzse huzurevinde yaşıyorsanız bu aşıyı ihmal etmeyin.
Pnömoni- 65 yaşın üstündeyseniz, kronik bir hastalığınız varsa, organ nakli yapılmışsa, böbrek hastasıysanız, bağışıklık sisteminiz zayıfsa veya dalağınız alınmışsa pnömoni yani zatürree aşısı yaptırın. Sistemik lupus eritematozus romatoid artrit, alkolizm, bunama, şeker hastalığı, kalp yetmezliği ve kronik solunum yolu hastalıkları pnömoni aşısının yapılması gereken durumlar arasındadır.
TETANOS- Hangimiz 10 yılda bir tetanos aşısını tekrarlamayı düşünür?
Bağırsaklar ve bağışıklık sistemimiz arasında sıkı bir ilişki vardır. Biri güçsüz düştüğünde diğeri de zayıflar. Bağışıklık sisteminin çalışkan yardımcıları diyebileceğimiz ‘mikroorganizmalar’ bizi hastalıklardan korur...
Sağlıklı yaşam bilinci geliştikçe her geçen gün yeni bir kelime veya tabir günlük hayatımızda yerini alıyor. ‘Probiyotik’ de bunlardan biri. Probiyotikler içinde bulunduğu sindirim sistemine yararlı etkiler yapan mikro- organizmalardır. Yani bunlar vücudumuzda bulunup bizim için çalışan küçük dostlardır.
Bağırsaklar ve bağışıklık sistemimiz arasında sıkı bir ilişki vardır. Bağırsaklar güçsüz düştüğünde bağışıklık sistemimiz de zayıflar. Bunun tersi de doğrudur; bağışıklık sistemi zayıflamışsa mide ve bağırsaklarda da düzensizlikler meydana gelir. Bağırsaklarda yaşayan mikroorganizmaların tümüne ‘bağırsak florası’ adı verilir. Bunlar bağışıklık sisteminin çalışkan yardımcılarıdır ve bizi hastalıklardan koruyan birçok görevleri vardır:
* Belirli besin maddelerinin düzgün şekilde sindirilmesini ve değerlendirilmesini sağlamak.
* K vitamini gibi vitaminlerin emilimine yardımcı olmak.
* Bağırsakların saldırgan zararlı maddelerden korunması.
* Hastalık etkeni
Teknoloji alanındaki yenilikler tıp sektörü tarafından yakından takip ediliyor. Dijital tansiyon aletleri ve termometreler, nabız ölçerler hayatımız-da. Bu sayede özellikle çocuklarda ateş ölçmek çok kolaylaştı. Ateş ölçmenin inceliklerini çocuk sağlığı ve hastalık-ları uzmanı Dr. Ferda Dora anlattı
Ateş, sık karşılaşılan bir hastalık işaretidir ama her zaman kötü bir şey gibi görülmemelidir. Enfeksiyonlara karşı savaşta önemli rolü olan bir mekanizmadır. Özellikle çocuklarda ateşin nasıl ölçüleceğini bilmek durumun değerlendirilmesinde ayrı bir öneme sahiptir. Çocuklarda ateşi ölçme biçimi onun yaşına ve işbirliği yapma yeteneğine bağlıdır.
Çocuğunuz kendini sıcak veya kırgın hissediyorsa ateşine bakmalısınız. İşlem çok basit gibi görünebilir ama bu işte yeniyseniz kafanızda muhtemelen bazı sorular vardır. Hangi tip termometre kullanacağım? Koltuk altından alınan ateş doğru mu? Bebekler ve büyük çocuklar için termometre kuralları değişik mi? İşte, bu ve benzeri soruların cevapları.
Termometre seçimi