Gezi’nin gerçek ‘kahramanları’

20 Haziran 2013

Dr. Reyhan PÜTÜN
1952 yılında Eskişehir’de doğdu. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1985 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı oldu. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji ABD de 3 yıl öğretim Üyeliği yaptı. 1992-1996 yılları arasında Eskişehir-Bilecik Tabipleri Odası Başkanlığında bulundu. Halen Eskişehir Devlet Hastanesinde çalışmakta olup Anadolu Üniversitesi AÖF Felsefe Bölümü öğrencisidir.

Ütopya Yunanca’da “ou” ve “topos” sözcüklerinin bileşiminden oluşmuştur. “Ou” olmayan, “topos” ise yer anlamına gelir. Yani “olmayan yer” demektir ütopya. Ortaçağın karanlık ve baskıcı ortamında evrensel zenginlikler bir avuç feodal aristokratın elinde toplanıyor, insanlar yarı köle biçiminde emeklerinin karşılığını alamadan bu derebeylerine hizmet ediyor, bireysel özgürlükler, toplumsal adalet ve hak arayışları yok sayılıyordu. Bu kaos ortamında özgür, adil ve herkesin mutlu olduğu bir toplumsal düzen özlemine ilişkin eserler verildi. Bunların arasında en önemlileri Thomas More’un (1478-1535) Ütopia, Tommaso Campanella’nın (1568-1639) Güneş Ülkesi ve Francis Bacon’un (1561-1626) Yeni Atlantis adlı eseridir.

Platon’un düşü
Aslında

Yazının Devamı

Yaşanan ‘baharlar’ öncesi ve ötesi...

19 Haziran 2013

Hamza ZEYTİNOĞLU
Tıp doktoru, sağlık bilişimcisi. Sağlık Bakanlığı ve Ulusal Sağlık Projesi/ Sağlık Reformları planlama ve koordinasyonunda çalıştı. Strateji Mori Araştırma Şirketi’de Sağlık ve Sosyal Araştırmalar grubunu kurdu. 1997’de gittiği ABD’de de kısa bir araştırmacılık döneminin ardından MIT’de (Massachusetts Institute of Technology) yaşlılık üzerine klinik araştırmalar yaptı. Harvard Tıp Fakültesi’ne bağlı Cambridge Hastanesi’nde sağlık bilişimi departmanın kurucu eşbaşkanı oldu. 2003’ten sonra yerleştiği İngiltere’de NHS’e (Ulusal Sağlık Hizmetleri) bilişim danışmanlığı yaptı ve ardından veri denetim sistemi tasarlayarak hizmete sundu. Halen uluslararası alanda ve Türkiye’de stratejist, bilişimci ve araştırmacı olarak çalışıyor.

Başbakan Erdoğan Kazlıçeşme’de yüzbinlerin önünde yaptığı bir açıklamayı daha önce 9 Haziran’da “tehdit” olarak tanımladığı twitter’dan ifade etmişti:
“@RT_Erdogan: Bu ülkede Türk baharı 2002’de, AK Parti’nin iktidar olması ile başlamıştır.”
Evet, bu doğru. Üstelik, bu Türk baharı 2010 yılında başlayan Arap baharının öncülü. Arap baharı bir patlamalar zinciri şeklinde cereyan ettiyse de, Türk baharı, aksine, kendini muhafazakar

Yazının Devamı

Taksim Gezi Parkı ve ‘çözüm süreci’

18 Haziran 2013

Cevat ÖNEŞ
1942 yılında doğdu. İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra MİT’e girdi. Yurtiçinde ve yurtdışında pek çok önemli görevde bulundu, 1989- 1991 yılları arasında Diyarbakır Bölge Başkanlığı yaptı. Sönmez Köksal’ın MİT Müsteşarlığı’na gelmesinin ardından Psikolojik İstihbarat Başkanlığı görevine getirildi. Köksal’ın yönetiminde MİT’in sivilleşmesi sürecinin aktörlerinden biri oldu.
En kıdemli ‘Başkan’ olarak bazı dönemler Köksal’a vekâlet etti. Şenkal Atasagun’un müsteşarlığı döneminde bir süre Personel Başkanlığı yaptı. 2000’de İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı’na terfi etti. 2005’te 64 yaşında emekli oldu.

Gezi Parkı direnişi, Cumhuriyet tarihinde, yeni bir sürecin ‘milat’ı olma özelliğini şimdiden kazanmış bulunuyor. Tarihsel gelişmeleri soyut kavramlarla perdeleyerek, kitlelerin dinamizmine, yaratıcılığına kepçe vuran siyasi yaklaşımlar ve uygulamalar karşısında, ulusal ve küresel toplumsal dinamiklerin ortaya çıkardığı, dayatmakta olduğu değişim ve hak talepleri potansiyelinin, yeni güçlerini de sergilemesi bakımından, olağan üstü bir deneyim fırsatı sundu.

Öncelikli görev

Yazının Devamı

Gezi Parkı kuşağı, AK Parti ve Avrupa

16 Haziran 2013

Taksim Gezi Parkı’nın yeniden yapılandırılması konusunda atılan adımlar, kimsenin tahmin etmediği boyutlarda bir sosyal patlamaya neden oldu. Bu patlama aynı zamanda hem AK Parti’nin siyasi mücadele tarzının, hem de Avrupa ile ilişkilerde önemli bir çatlağın ip uçlarını veriyor.
Gezi Parkı projesi, betonlaşan kentin ‘yaşam kalitesini koruma’, yeni yapılanmalar yerine yeşil alanların ihya edilmesi gibi son derece ‘Avrupai’ endişeler çerçevesinde muhalefet gördü. Benzerlerini ABD ve Avrupa’nın çeşitli kentlerinde sıklıkla görebileceğimiz bir ‘şehirli’ muhalefeti kendiliğinden oluştu. Bu muhalif hareketin belkemiğini, yirmili yaşlarında, çoğu üniversite öğrencisi, toplum içinde orta üst sınıfa mensup kişiler oluşturdu.

AVRUPALI BİR NESİL
Gezi kuşağı olarak adlandırabileceğimiz bu yeni nesil, eski dönemlere kıyaslandığında siyasi açıdan önemli farklılıklar içeriyor. Her şeyden önce, on yıllar boyunca toplum yaşamında ağırlığını hissettiren Silahlı Kuvvetler, darbe geleneği, zayıf sivil iktidar, güçlü bürokrasi gibi olgulardan etkilenmeden büyümüş, ‘karanlıkta pusuda bekleyen şeriatçı güçler’ gibi imgelerden etkilenmemiş, başörtüsü ile bir sorunu olmayan, var olmayan

Yazının Devamı

Sosyal medya ile Gezi’nin farkı yok

15 Haziran 2013

Gönenç gürkaynak

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1997 yılında mezun olduktan sonra Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek lisans eğitimini 2001 yılında tamamlamıştır. İstanbul Barosu, New York Barosu, Amerika Birleşik Devletleri Barosu, İngiltere ve Galler Barosu ve Brüksel Barosu’nda da kabul edilmiş bir avukat olarak avukatlık mesleğini bu yargı çevrelerinde de icra eden Gürkaynak, İstanbul’da internet hukuku ve internette ifade hürriyeti alanlarında da avukatlık mesleğini sürdürüyor.


Gezi Parkı eylemleri sürecinde devletin çeşitli unsurlarında uyanan ve mevcut siyasi iktidarın en tepesinde açık beyanına kavuşan “sosyal medyanın toplumların baş belası olduğu” düşüncesine dayalı bir kamu politikasının sinyalleri her gün artmaktadır. Kategorik yaklaşımları ve toptan etiketleyici bir tarzı internet hukuku alanında kamu politikasına dökerek Anayasa ile teminat altına alınan ifade özgürlüğünü baş tacı etmeye imkan yoktur. Şimdi de ifade hürriyetinin tam kalbinde yer alan internet hukuku ve sosyal medya kullanımı alanında “yasaklama değil düzenleme” tartışmasının başlaması kaçınılmaz göründüğüne göre, bu konunun hassasiyetini ve önemini iyi fark etmek

Yazının Devamı

‘Kafese Kapatılan Adam’ın hikâyesi

14 Haziran 2013

Prof. Dr. Ayhan AYDIN
Ankara ve Hacettepe üniversiteleri mezunu olan yazar, İngilizce ve eğitim bilimleri alanında yükseköğrenim görmüştür. Doktora öğreniminden sonra, Hacettepe Üniversitesi’nde bir süre part-time öğretim üyesi olarak çalışan Aydın ayrıca Anadolu, Gazi ve Bahçeşehir üniversitelerinde dersler vermiştir. Halen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi ve aynı zamanda Eğitim Yönetimi, Teftişi Planlaması ve Ekonomisi Ana Bilim Dalı başkanı görevinde bulunmaktadır. Aralarında Felsefe Düşünce Tarihi, Eğitim Psikolojisi, Yaşama Sanatı gibi eserlerin bulunduğu toplam 10 adet yayımlanmış kitabı bulunan Aydın kendini kısaca yaşamsever olarak tanımlamaktadır.

Bu makalede gündemin sosyopsikolojik açıdan analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla gündemle örtüşen ve özgürlüğün insan için önemini anlatan bir hikâyeye yer verelim. ‘İnsan olmak zor zanaat’ diyor şair ve bu sözle gerçek bir insan olmanın ne denli kederli, keyifli, hüzünlü ve derin bir bilgelik içerdiğini ustaca anlatıyor. Bu bağlamda Rolla May de “Özgürlüğü tümüyle elinden alınan bir insana ne olur?” diye soruyor. Kendi sorusunu düşürünü bir hikâyeyle yanıtlıyor.

SIRADAN BİR

Yazının Devamı

Çoğulcu ve katılımcı demokrasiye doğru

13 Haziran 2013

Rıza Türmen
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Rıza Türmen Kanada’da yüksek lisans eğitimi aldı. Türkiye’ye dönünce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde doktorasını tamamladı ve Dışişleri Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulundu. 1985’te Singapur’a atanarak Türkiye’nin en genç büyükelçilerinden biri oldu. 1995-1996 yıllarında da Bern Büyükelçisi ve 1996-1998 yılları arasında Avrupa Konseyi daimi temsilcisi olarak görev aldı. 1998’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığına seçildi ve 2008’e kadar bu görevde kaldı. 12 Haziran 2011 seçimlerinde CHP İzmir milletvekili seçildi.

Gezi Parkı Olayları Türkiye’de yeni bir dönemin habercisi. Gezi Parkı protestolarını bir avuç çapulcunun işi olarak nitelemek körlüğüne saplanmayanlar, olayları anlamaya çalışıyor. Bu konuda pek çok yazı yazıldı. Ama olayın ne olduğunu en iyi anlatan yazılardan biri Ebru Kentoğlu adında Gezi Parkı’ndaki bir öğrencinin Radikal 2’de çıkan yazısı. Kentoğlu Taksim’de biber gazı yiyen binlerce öğrenciden biri. “Uğruna ölmek için savunduğum deli bir görüşüm olmamasına karşın hissettiğim o beraberlik ve isyan duygusundan” söz ediyor. Taksim’de “taraftarlar feminist kadınlar,

Yazının Devamı

‘AĞDAŞ TOPLUMU’ GENÇLER ÖĞRETİYOR

12 Haziran 2013

Prof. Dr. Betül ÇOTUKSÖKEN
İstanbul, 1950. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. Felsefe doktorasını 1984’te tamamladı. Aynı üniversitede 2000 yılına kadar çalıştı. 2000 yılından beri Maltepe Üniversitesi’nde görev yapmaktadır. 2004 yılında Maltepe Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü’nü kurdu. Burada, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, Rektör Yardımcılığı, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, LLP- Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, BEK Başkanlığı görevlerinde bulundu. Halen Felsefe Bölümü Başkanı, Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Maltepe İlçesi İnsan Hakları Kurulu Üyesi; Türkiye Felsefe Kurumu ve Uluslararası Felsefe Kuruluşları Federasyonu Başkan Yardımcısı; Darüşşafaka Yüksek Danışma Kurulu Üyesidir. Çok sayıda kitabı ve makalesi vardır.

İnsanların içinde yer aldıkları her durumda farkına varsınlar ya da varmasınlar, az ya da çok belli bir dayanışma örneği sergiledikleri açıktır. İnsanı ‘zoon politikon’ (toplumsal/siyasal canlı varlık) olarak nitelendirerek, bu insanlık durumunu belki de en yalın biçimde Aristoteles dile getirmiştir. İnsanın

Yazının Devamı