Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Ben kulunuz, İstanbul’dan Galata’ya uzanan bir köprü yapma niyetinizi duydum.
Ve bunu yapabilecek biri bulunamadığı için bunu yapamadığınızı.
Ben kulunuz, nasıl yapılacağını biliyorum...”
Leonardo Da Vinci’nin Sultan 2. Beyazıt’a gönderdiği bu mektup dünya tarihinin en iddialı iş başvurusu.
Franz Babinger’in 1952’de keşfettiği o mektubun çevirisi Topkapı Sarayı Arşivi’nde E 6184 numara ile kayıtlı. Orijinal çizim de Leonardo’nun 1502 1503 yılları arasında çizimlerini yaptığı defterde. O defter bugün Paris’teki Fransa Enstitüsü Kütüphanesi’nde korunuyor. Notlarında köprünün ölçülerine de yer veriyor;

EN UZUN KÖPRÜYDÜ
“Pera’dan Konstantinapolis’e uzanan köprü, 40 braccia genişliğinde, sudan 70 braccia yüksekliğinde, 600 braccia uzunluğunda, yani denizden 400, karadan 200 braccia yukarda...”
Braccia, yerel bir ölçü birimi. 1 metre, 1,64 braccia.
Köprünün uzunluğunun karaya basan ayakları dahil 600 braccia yani 365 metre olacağı söylendiğine göre, o güne kadar inşa edilebilmiş en uzun köprüden söz ediliyor demektir.
Leonardo’nun o başvurusu kabul edilseydi, bu topraklara gelseydi, dahinin bir mühendislik eseri ilk kez uygulanacaktı. Bugün Haliç’te dünyaca ünlü bir köprümüz olacaktı. Ve Leonardo, bu topraklarda kim bilir daha ne eserler vermiş olacaktı...
Maalesef o tren 500 yıl önce kaçtı...
Aynı şekilde Michelangelo da, bu köprüyü yapmak arzusuyla İstanbul’a gelmeyi çok istemiş. Hatta yola çıkmaya hazırlanırken papalığın aforoz tehdidiyle vazgeçmiş...
Belki Osmanlı davet etmiş olsaydı, böylesi bir gücün himayesinde olmanın vereceği güvenle, aforoz falan umursamaz gelirdi...
O tren de 500 yıl önce kaçtı...
Babinger 60 yıl önce o mektubu bulduğunda yine çok ses getirdi. Öyle ki tam 50 yıl sonra Vebj¯rn Sand’den Norveç’te bir üstgeçit tasarlaması istendiğinde, Leonardo’nun Haliç için tasarladığı köprüyü uyarladı.
Aslının ancak üçte biri kadar olan köprü bile öylesine ilgi çekti ki küresel ısınmaya dikkat çekmek için önce Antarktika’da buzdan bir maketi yapıldı. Ardından yine buzdan yapılan bir başka maket, 1 Ocak 2008’de New York’taki BM binası önünde sergilendi...

TARİHİ BİR FIRSAT
Şans bir kez kaçtı mı bir daha yakalanamaz derler ama, bizim önümüzde yine tarihi bir fırsat var. Başbakanımız “Da Vinci Köprüsü”nü Haliç’e yapmak istiyor.
Bir kez daha bu tarihi fırsatı kaçırmamak, sıradan bir köprü inşa ederek heba etmemek lazım. Türk mimarlar elbette çok güzel işlere imza atabilirler. Ama bu projeyi uluslararası bir şova dönüştürmek varken...

FIRSATI HEBA ETMEYİN
Yabancı müteahhitlik şirketlerinin İstanbul’da iş almak için köprü hibe etmesi, tarihi fırsatı üç kuruş için heba etmek olacaktır.
Türkiye gündemine bir Başbakanlık projesi olarak giren “Da Vinci Köprüsü”, Başbakanlık projesi olarak devam etmeli.
Mimari proje “Leonardo’ya Çırak Aranıyor” sloganıyla, Başbakan’ın başkanlık ettiği dünyanın saygın mimarlarından oluşturulacak uluslararası jüri tarafından belirlenmeli.
Leonardo’nun eserini hayata geçirmek hangi mimarın düşlerini süslemez ki?
Türkiye’nin tanıtımına bundan büyük katkı mı olur?

Haberin Devamı

Köprülerin Mona Lisa’sı

Cengiz Özdemir
Leiden Devlet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Ortadoğu Dilleri ve Kültürleri üzerine lisans ve yüksek lisans yaptı. Miniaturk Minyatür Türkiye Parkı’nı Türkiye’ye kazandıran isim olarak tanındı. Halen temalı park projeleri ve uluslararası belgeseller üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
“Da Vinci Köprüsü” belgeselinin de yapımcısı ve metin yazarı.

Haberin Devamı

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ
Leonardo da Vinci’nin 500 yıl önce Sultan 2. Beyazıt’a yaptığı başvuru değerlendirilseydi bugün Haliç’te dünyaca ünlü bir köprümüz olacaktı. Ve Leonardo bu topraklara kim bilir ne eserler bırakacaktı. Şimdi Başbakanımız ‘Da Vinci Köprüsü’nü Haliç‘e yapmak istiyor. Türkiye’nin tanıtımına bundan büyük katkı olur mu?