Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

1959 yılında, Vatan gazetesinde yayımlanan ilk yazım “Geri Fikirlerin Doğuşu” başlığını taşıyordu. TBMM’de iktidar partisi başkanının anayasa, yasalar ve milletvekili yemini ile konuşmasının düşünce düzeyinde gerileme olduğunu, bu durumun toplumsal ayrışmaya neden olabileceğini irdelemiştim.

1959 yılından günümüze kadar bütün kitaplarımda, radyo ve televizyon konuşmalarımda, gazete yazılarımda gençlik sorunlarını, toplumsal çatışma ve şiddet konularını, ruhbilim, toplumsal ruhbilim ve iletişim açısından anlamaya ve anlatmaya çalıştım.

Haberin Devamı

2013 yılında yayınlanan “Şiddet Dili” kitabımda şiddet ve terör ortamında yetişen, yaşayan çocukların, gençlerin, insanların ruhsal, toplumsal sorunları üzerinde durdum. Olası tehlikeleri belirttim.

Bilindiği gibi, birincil, ikincil toplumsal kurumlardan kaynaklanan çatışmalar şiddete, şiddet teröre zemin hazırlar. Terörün toplumsal alt yapısını oluşturur.

Tutum değişmedi

1976 yılında, Milliyet gazetesi, Düşünenlerin Düşüncesi sütununda yayınlanan “Gençlik Çatışmaları Neden Önlenemi yor?” başlıklı yazımda politikacıların, siyasi partilerin çatışmalara, şiddet eylemlerine çözüm aramadığını, bu nedenle çatışmaların şiddetin arttığını vurguladım.

40 yıl önce çözüm bulunamayan çatışma nedenleri günümüzde terör saldırılarına dönüştü. Ancak çoğu politikacının, siyasi partilerin tutumu değişmedi.

Terör eylemlerine katılanların yaş ortalamasının 25; yüzde 70’inin 21-30 yaş dilimi arasında bulunması, terörün gençlik sorunları içinde ele alınmasının somut göstergesidir.

Militan gençlerin büyük çoğunluğunun ekonomik durumu düşük ailelerden gelmesi, çoğunun işsiz olması üzerinde durulması gerekli bir durumdur. İşsizlik ekonomik sorunlar yanında “toplumdan dışlanmış olma” duygusu yaratır. Bu duygu topluma karşı kızgınlık, öfke nefret duygularına neden olur, arayışlara yol açar.

Maslow’a göre insanlar ve toplumlar önce beslenme, uyku, koruma gibi temel gere ksinimlerine doyum ararlar. Bu doyum ruhsal gelişme için gerekli olan ilgi, sevgi, güven gibi gereksinimlerin doyumu için kaynak oluşturur. Kendine, başkalarına, topluma ilgi, sevgi, güven duyan kişi özgürlük, özerklik, saygınlık, kendini gerçekleştirme gibi toplumsal nitelikler kazanır. Bu süreç işlemezse ruhsal, toplumsal sorunlar ortaya çıkar. Çocukluk ve gençlik çağı gereksinimlere doyum bulma sürecidir.

Haberin Devamı

Bu arayış sürecinde gençlik çağının ruhsal, toplumsal özellikleri etkilidir. Bu özelliklerin anahtar sözcükleri: Arkadaşlık, bağımlılık, başkaldırı, güçlü olma, güçsüzlük, güven, güvensizlik, ilgi, merak, özdeşleşme, özerklik, özenti, sevgi, saygı, taklit, teşvik, toplumsallaşma ya da toplumdan kaçma.

İnsanların, özellikle gençlerin, grup içinde bulunmaları, toplumsallaşma sürecinin gereğidir. Grup ruhu ve dinamiği, insanları grup, toplum içinde bir arada tutan, grubu, toplumu oluşturan ortak enerjidir, güçtür.

Kolayca benimsenir

Gencin içinde yaşadığı grup, toplum bu gücü sağlayamazsa başka gruplarda, toplumlarda arar. Dışlayan gruptan ayrılır. Çekici, grupların etkisi altına girer.

Çekici grupların, toplumların başında altkültürler bulunur. Altkültürlerde başta alkol ve madde altkültürü olmak üzere değişik akımların yer aldığı inanç, mezhep, tarikat etnik köken, siyasal görüş gibi içerikler sözkonusudur.

Haberin Devamı

Altkültür gruplarının temel özelliği, ortak toplumsal kültürden ayrı, hatta ona düşman olan, amaçları, duyguları, düşünceleri, değerleri içermesidir.

Genç altkültür grubunda, etkili, yetkili olan önderin acımasız, baskılı, güçlü davranışı, tutumu karşısında grup ruhuna boyun eğer, grup dinamiğini benimser, önderle özdeşleşir.

Genç, grup dinamiğinin yarattığı toplumsal hızlanma ve riske girme süreçleriyle kendine aktarılan davranış kalıplarını kolayca benimser. Bunların savunucusu, militanı olur. Grup dışında kalmaktan, dışlanmaktan korkar. Bu nedenle kendine ters gelen tutumları bile yapar.

Altkültür dışında bulunan toplumsal kesimleri, toplumları düşman olarak değerlendirir. Onları yok etmek için öldürme dahil, her türlü şiddet eylemine katılır.

Çözüm yeri TBMM

Şiddet eylemleri yapan terörist yaptıklarından pişman olsa bile altkültür grubundan ayrılmak, bu yoldan dönmek zor hatta olanaksızdır. Alkol ve madde altkültüründeki alışkanlık ve bağımlılık, ölüm riski olsa bile, tüm altkültürlerde de sözkonusu.

Bütün toplumlarda altkültürü oluşturan, destekleyen yasal ya da yasadışı, çeşitli kuruluşlar, dernekler, vakıflar belirli toplum kesimleri, sempatizanlar dış kaynaklar vardır. Ekonomik destek sözkonusudur.

Çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Milletvekillerinin, bilim adamlarının uzmanların oluşturduğu komisyon araştırmaları ile yıllardır süregelen şiddetin, terörün nedenleri, kısa ve uzun vadeli çözüm yolları, kesin devlet politikası saptanır. Bütün kurumlar bu politika doğrultusunda davranır.

PROF. DR. ÖZCAN KÖKNEL
İstanbul Tıp Fakültesi nden 1952’de mezun olduktan sonra aynı fakültede psikiyatri uzmanlığı eğitimini tamamladı ve öğretim üyesi oldu. 1959-1960’da bir yıl süreyle Zürih’te Kantonspital Üniversite Kliniği’nde EEG bölümünde çalıştı. 1962-1963 yılları arasında bir yıl süreyle İtalya’da Universita degli Studi di Milano Clinica Psychiatrica’da Psikofarmakoloji bölümünde çalıştı. 1995’te emekliye ayrıldı. Uzun süre İstanbul Tıp Fakültesi psikiyatri anabilim dalı başkanlığı yaptı. Yazdığı popüler psikiyatrik kitaplarla tanındı.