Yalçın DOĞAN
YENİ bir siyasal takvimin
"ayak sesleri" duyuluyor. Bunu dile getirenlerin başında Cumhurbaşkanı Demirel var. Demirel RP'nin kapatılmasından sonra, birkaç gündür çevresine
"seçime gidin" önerisinde bulunuyor.
RP'deki ayak sesleri ise, giderek daha farklı bir zemine kayıyor.
"Böyle hukuk olmaz, bu hukuk insan haklarına aykırıdır" sesleri arasında, bir yandan kendi radikal tabanına
"moral şırınga" ederken, diğer yandan da kendini pek rahat hissetmediği ortada. Dün DSP lideri Ecevit ve DTP lideri Cindoruk'la görüşmelerinde, Erbakan
"Siyasal Partiler Yasası ile Anayasa'nın parti kapatmaya" dönük kurallarının değiştirilmesini vurguluyor.
Bu arada Erbakan da dahil, kapatmaya neden oldukları belirtilen altı RP milletvekilinin
"siyasal yasak süresiyle" ilgili görüş bildiren bir Anayasa Mahkemesi üyesi, dün telefonda aynen şunu söylüyor:
"Bu kişilerin bağımsız milletvekili seçilip seçilemeyeceklerine ilişkin kararı, anlaşmazlık çıkarsa, Yüksek Seçim Kurulu verir. Bu bağlayıcıdır. Bize göre, belli suçları işleyenlerin hakları nasıl kayboluyorsa, şimdi de kapatmaya gerekçe oluşturanların milletvekili seçilme hakları kaybolmuştur. Yasak süresi Anayasa'ya göre beş yıldır. Yani, bağımsız da seçilemezler."
Anlaşılan seçime kadar geçecek süre içinde değişik hukuk yorumları birbirini izleyecek. Sonuçta kararı Yüksek Seçim Kurulu verecek. Ancak Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararına dayanacak.
RP odaklı tartışmalar sadece
"parti kapatmayla" sınırlı değil. Bunun ötesinde,
"bundan sonra ne olacak" sorusu var.
Bu konuda yavaş yavaş bir eğilim ortaya çıkıyor:
"Önümüzdeki Ekim'de seçime gitmek!.." Her ne kadar akşamdan sabaha Türkiye'de neyin, ne olacağını kestirmek mümkün değilse de, şu andaki eğilim
"bu yıl seçim yapmak" yönünde.
Bu düşüncenin başını Cumhurbaşkanı Demirel çekiyor. Birkaç gündür çevresine
"Meclis'in kendini yenilemesi gerektiğini" söylüyor. Hatta, sadece seçim değil, ama
"seçim sisteminde bir değişiklik" de buna dahil. Hani, yıllardır söylenen, ama bir türlü değiştirilemeyen seçim yasası, partiler yasası değişiklikleri... Ve belki daha da ötesi!..
İlginç bir rastlantı mı, yoksa Demirel'le ikili görüşmelerde ele alındı mı, bilinmez, ancak RP kapatılmadan çok önce, yaklaşık bir ay kadar önce Başbakan Yılmaz ANAP MKYK'da kendi arkadaşlarıyla sohbet ederken, ortaya şu soruyu atıyor:
"Ekim'de seçim olsa ne dersiniz?.."
Arkadaşları Yılmaz'a bakıyor,
"gerçek niyeti ne kadar yansıtıyor" gibi, soru işaretleriyle dolu bakışlar birbirini izliyor. Yılmaz pek renk vermiyor ve olay o tarihte orada kapanıyor.
Şimdi aynı sözler yeniden gündemde. Altını çizmek gerek.
Yazara EmailY.Dogan@milliyet.com.tr