Yazarlar Eninde petrol, sonunda tütün...

Eninde petrol, sonunda tütün...

13.08.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eninde petrol, sonunda tütün...

Eninde petrol, sonunda tütün...


Batman’a girer girmez gül ve diken gibi ayrıştı ekonomiyle, seçim umudu... Meclis’in AB yasalarını çıkarmasını halka gül dağıtarak kutlayan HADEP, ekonomideki çöküşe çare olarak 4 Kasım sabahını gösteriyor. En son 1998’de terör olayına tanık olan Batman, son iki yılda küçülen kamu ekonomisinden en çok darbe yiyen illerin başında geliyor.

İşsiz sayısı 45 bin
Petrol kokan Batman’ın taşında toprağında izi olan Türkiye Petrolleri (TPAO) ve TÜPRAŞ Batman rafinerisinde bundan iki ay önce 11 bin işçi çalışırken, bu sayı 3 binlere gerilemiş durumda. Tokat gibi!
Çalışanların 3 bin mark civarında olan ücret dengesi ise 800 marka kadar inmiş. Batman’da tarım ise, tütün ve pamuk üzerine dönüyor. Tütüne getirilen kota ile daha önceki yıllarda devlete yılda 1 - 2 ton tütün satan 45 bin çiftçi ailesi, bugün ancak 200 kilo satabiliyor. Pamuk işleyecek fabrikalar kurulmuyor... Küçük ve orta ölçekli işletmeler çapında kurulan; un, süt ürünleri, çırçır ve tuğla işletmeleri ekonomik kriz nedeniyle birer, ikişer kapanmış. Rakamlara bakılırsa, 600 binin üzerinde nüfusa sahip Batman’da işsiz sayısı 45 bini buluyor. Şehir merkezinde 225 bin kişi yaşıyor, bunun 110 bini ilköğretim çağında.

Geleceğe aç bir Batman!
Tütünden elde edilen geliri ikame edecek, tarımsal ürün arayışı sürüyor; yol gösteren yok... Tarım Müdürlüğü, alternatif ürüne kredi desteği vereceğini söylemiş, bir kişi başvurmamış; yönsüz kalmış tütün çiftçisi. Hayvancılığın kökü terör yıllarında kazınmış. 5 bin aile köyüne geri dönmek için Meclis’e imza göndermiş, vekiller "Yasak mı? Dönsünler" deyip, geçmişler. Batman üründen, üretimdem yana gülmemiş, turizme umut bağlamış. Ilısu Barajı’nın suları altında kalan Hasankeyf’e hafta sonları gelen ziyaretçi sayısı 10 bine ulaşıyor. İl turizm potansiyelini değerlendirmek için ancak 5 otel açmış, 750 yataklı. Son zamanda yapılan en büyük yatırım termik santral, buna da itirazlar yükseliyor: "Kalitesiz yakıt kullanılıyor, bizi zehirlemek istiyorlar..."
Milliyet TIR’ına gelen bir genç ise santralı savunuyor, halk kuşkulu: "Baban ortak mı?" Ticaretin yüzde 10’unu Asayiş Bölge Komutanlığı gerçekleştiriyor, canlılık biraz sürüyorsa da bundan.
En vahim duruma geliyor sıra; kadın intiharları! 2000 yılında 33 olan intiharlar, 2002’de Valilik, Belediye ve Müftülük kanalıyla açılan Kadın Dayanışma Merkezleri vasıtasıyla (ki öyle olduğu söyleniyor) 18’e kadar düşmüş. Ancak burada bir başka yok oluş yaşanıyor; fuhuş ve tefeciler. Bankalarla arası pek iyi olmayan Batman il merkezinde topu topu 4 banka var ama tefecilerin sayısı çok fazla. Bir örnek veriliyor... Tefecilerden aldığı 1 trilyon lira, 5 trilyon olarak kendine dönünce ağalardan biri köylerini devretmek zorunda kalmış.
Devletin tütüne, petrole para akıttığı yıllarda yastık altına yatan paraların istikameti Yolava ve Mersin’deki villalar olmuş. Batman’ın gözü Habur sınır kapısında, Irak ile ticarette, yani devlette! Devlet koşacak ki, Batmanlı adım atsın. Derviş’i merak ediyorum; "Soldaysa niye HADEP’in kapısını çalmıyor" diyorlar.

Devleti takip ediyorlar
Hacettepe Tıp öğrencisi ise hepsine meydan okuyor: "Bizi AB’ye taşıyacak hükümet kurulsun istiyorum, oyum YTP’ye. Üniversite harcı, babamın maaşı kadar. AB’ye girersek eğitimin önemi artar." Batmanlıların nefesi devletin ensesinde. Valilik termal kaynaklar olduğu gerekçesiyle kaplıca yapmak için 4 trilyon harcamış, "Boşuna, bu su zehirli" tepkileri yükseliyor. Batman’da ekonomi dibe vurmuş, umut tavana....