Fenerbahçe-Rizespor maçında gözümü ayırmadığım futbolcuların başında Volkan geliyordu. Sizi temin ederim ki, "Barcelona'daki Rüştü'den" daha sağlamdı genç kaleci. İki ciddi top çıkardı. Hele birine öylesine artistik ögeler de kattı ki, tribünler bunu karşılıksız bırakmadı.
Maçın televizyondan yayınlanmaması çok kötü oldu. Rüştü bu maçı seyredebilseydi, emin olun bu kadar naz yapamaz, ilk uçağa biner İstanbul'a gelirdi. Gecikirse yerinin kapılacağını anlayabilirdi.
Eğri oturup doğru konuşalım. Şu anda Rüştü'nün önünde sadece bir hesap makinası var. Topluyor, çıkarıyor, sonuçta Barcelona'da üçüncü kaleciliğe katlanırsa bilançodan lehine bir toplam çıkarıyor. "O Fenerbahçe'nin bir neferi", "Fenerbahçe onun yuvası" falan hikaye. Sihir; Dolar - Euro paritesinde.
Yiğidi öldür hakkını yeme! Sayın Yıldırım'ın Rüştü'ye teklifi sezon başının yarısı gibi gözükse de yarım sezon için oransal olarak aynı... Diğer taraftan, İstanbul'a gelecek olan Rüştü, moralman yıkılmış ve gittiği günün yarısı. Yani, çeyrek Rüştü yarım para. İyi anlaşma.
Doktor hastadan "popüler"se, daha ne isteriz?.. Hastanın sağlığına kavuşma ihtimali artmış olur. Peki gazeteci, üslubu ile haberin önüne geçerse ? Kendisi haberse... Hatta gazeteci aslında doktorsa, ortada bir hastalık yoksa, gazeteci - doktor herkesi hasta ediyorsa ve "Paçanız sıkıyorsa çıkın karşıma" diye bağırıyorsa ? Hodri meydan dedikleri karşısına çıkınca gazeteciliği bir kenara bırakıp anlayışlı ve hoşgörülü bir doktor oluyorsa?..
Oturur kuzu kuzu seyrederiz.
Bu üslubu sayın Ahmet Çakar icat etmedi sevgili okurlar. Sansasyona dayalı her televizyon programcısının eninde sonunda vardığı çizgidir bu. Adına meydan okuma denir ki, gazetecilikle ilişkisi sıfıra yakındır ve amaç bir önceki programı aşmaktır.
Neden özür ?
"Giriş" ve "gelişme" süreçlerinde düelloya davet edilenler kaçınılmaz olarak kendilerini savunmaya çalışır. "Son" yaklaştıkça ökseye düşenler sadece "saf"lardır. Gün geçtikçe av olan kuzular da azalır, kanlı avı kuzu kuzu seyredenler de...
En kötüsü "kuzuların kayıtsızlığı"dır.
Ahmet Çakar akıllı bir insandır. Muhteşem mantık yürütmeleri vardır ki, bizi benzerlerini yapmaya zorlamaktadır: Son programın son dakikalarında Mustafa Denizli'den, Ali Şen'den ve daha bir sürü Telegol mağdurundan sizce neden özür diledi Sayın Çakar?
Yüreğime bir bıçak gibi saplandı sevgili Hayri Hiçler'in hıçkırıkları.
Herkes bilir ya; yine de söyleyeyim. Kendisi bizim gibi bir spor yazarı. Ben daha teleks devirlerinde Milliyet'e girdiğimde, o Tercüman'daydı. Şimdi Star çalışanlarından biri.
Biz Hayri Hiçler'le sadece yazı dostuyuz bunca yıldır. Bayramda seyranda uğramayan, ama sağlığından sıhhatinden haberdar olan, yaptığı işlere saygı duyan iki komşu gibiyiz. Bir elin parmaklarını geçmez sohbetlerimiz.
İkimizin de çok daha samimi dostları olmalı, ama onun hıçkırıkları en çok benim canımı yaktı.
Günahsız kurban
Sevgili Hayri'nin gözyaşı olup fışkıran çaresizliği, ona göre Hükümet patentliydi. Hükümet'e göre Uzanlar'ın marifetiydi. Benim yüreğime bir bıçak gibi saplanan ise sevgili Hayri'nin hıçkırıklarıydı asıl.
Bir ömür vermişti mesleğine namusuyla. Ödülü, Star'ın canlı yayınında hıçkırıklara boğulmaktı. Suçu neydi ki? Yazdıkları yalan mıydı, kötü mü. Hiçler, tembel miydi, beceriksiz mi? Asla. Yazı ustasıydı, ama Türk insanının alın yazısı haline gelen "günahsız kurbanlardan" biri oluvermişti sonuçta.
Ağladı sevgili Hayri... Ülkeye, sisteme, mesleğe... Hepimizin yerine.
2012 Olimpiyat adayı 9 şehir arasında İstanbul da var. Zaten İstanbul "kronik" bir aday... Galiba bu bizim adaylık meselesi öylesine "rutin" hale geldi ki, uluslararası ölçekte esprisini yitirdi. Geçenlerde BBC'de adayların tanıtımı vardı ve bir tek İstanbul görüntüsüz geçildi. Ya İstanbul'u artık çok iyi tanıyorlar, ya da İstanbul'dan bıktılar.
Bugün saat 10.30'da, futbol terörü yasası TBMM Adalet Komisyonu'na ulaşacak hayırlısıyla... Oradan geçecek, Genel Kurul'a gelecek. Kabul edilip kanunlaşacak ve tribün terörü bıçak gibi kesilecek... Mi acaba?..
Resmi Gazete'nin saman kağıdındaki her cümle, baskıdan çıktığı anda hayatımızı düzeltemiyor ne yazık ki. Asıl mesele onu yaşama geçirecek, ona saygı duyacak insanlarda. Bu kanunun tamamlayıcı unsurlarından hangi birine başlandı ki umutlu olalım. Mesela hangi stadın tribünlerine elektronik izleme ve kayıt cihazları yerleştirildi. Daha Olimpiyat Stadı'nın yol asfaltını bile dökemeyen bir teknik seviyeye bu soruyu sormaya utanırım.
Kanun çıkacak, İl Emniyet Müdürlüklerinde ilgili birimler kurulacak, bilgi bankaları oluşturulacak. Olay çıkarmakta ısrarlı olanlar bu bilgiler ışığında cezalar alacak. Cezalar yaptırım haline gelecek ve insanları caydıracak.
Kanunsuz kalmayın, ama kanunlara pek umut bağlamayın.
Eksik olmasınlar, Avrupa'daki futbolcularımız bizi "gururlandırmaya" devam ediyorlar ! En son Emre'nin hakemle diyalogunu izlerken koltuklarımız kabardı, hatta koltuktan düştük. Biz "Emre, İtalyanca öğrendi" diye seviniyorduk; çocuğu son derece akıcı bir şekilde İngilizce küfür ederken gördük.
Günahı haberi yazanın boynuna ama, çok konuşan Ahmet Dursun'a dava açacakmış Beşiktaş... İyi mi?..
"Yetkin yönetici" futbolcusuyla mahkemelik olup onu tazminata mahkum ettirene denseydi, Beşiktaşlılar'ın esamesi bile okunmaz Sayın Aziz Yıldırım "üstad - ı azam" ilan edilirdi. 11 milyon dolarlık Ortega tazminatı yanında Ahmet Dursun'dan alınma ihtimali olan 2 milyon doların lafı mı olur.
Beşiktaş yönetim kuruluna "başarılı" etiketi koyuyorsak eğer, kendi ifadeleri ile "ruh sağlığı bozuk bir futbolcudan" iki milyon dolar alacakları için değil, onu hır gür çıkmadan yolcu etmeleri üzerine söylemeliydik değil mi?.
Dava açın
Ama hayır... Nice karizmaları yerle bir eden o dev aynası yok mu işte. Hani o, zekasını bir kez daha kanıtlama arzusu... Sinekten yağ çıkarma tutkusu, fırsatı değerlendirme ve övünme isteği... O soktu akıllarına Ahmet Dursun'u tazminatsız falan postalama fikrini.
İyi yaptınız işte... Çocuk ağzına geleni söylüyor Avrupa'dan. İstediğiniz kadar dava açın, Beşiktaş'ın sükunetine düşen bu bombanın açtığı çukuru dolduramayacaktır aldığınız paralar.
Ha bir de tazminat davası açacaksanız gerçekten; davayı kaybetmek de var. O zaman Beşiktaş taraftarı, "Beşiktaş'ın başına Ahmet Dursun polemiğini açana" dava açmalı bence.
SPOR
YILDIRIM ŞOV
At yarışları
Avrupa Ligleri
Çizme'de Efes şov: 66-79
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Uğursuz 13!
Yeşilyurt kayıp: 1-3
Kartal duysun!
Alex için büyük atak
Ne oldu böyle!
Yönetime ültimatom
Ağaç yaşken eğilir
Favoriler tam yol
Bir Ayhan belgeseli!
Dünya starta hazır
Haber turu...
Çeyrek Rüştü yarım para