Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Fenerbahçe bu... Söz konusu transfer ise, kimse onun eline su dökemez. Suyu boşverin, eline göremez bile... Malum, "ağanın eli tutulmaz".
Fenerbahçe ile transfer, üzüm ile pekmez kadar neden - sonuç ilişkisi içindedir. Bu yüzden "kayıplar" keskin sirke olur, gerçeğin karesi değil "küpü" oranında algılanır. Ama transfer sözcüğü, en çok Fenerbahçe adıyla anılınca sükselenir.
Öyle ya da böyle; bir transfer Fenerbahçe ile ne denli içli dışlı ise o kadar kıymetlidir.
"Yılın transferi" yapılacak da, konuda Fenerbahçe olmayacak!..Buna inanan delidir. Şayet Revivo transferindeki gibi taraflardan biri de Galatasaray ise, olay bitmiştir. Ortadoğu’da savaş çıksa, kimin umrunda...

Ya takla atarsa
Nitekim, Ortega ile yılın transferini idrak eden Fenerbahçe, "yarı yılın transferi" Revivo olayında, kendi tabiri ile "mağdur" olsa da, gündemin yakasına yapıştı.
Fenerbahçe’nin bir eli gündemin yakasında, bir eli Galatasaray’ın... Silkeleyecek mi, çekip kucaklayacak mı, onu zaman ve Revivo’nun performansı gösterecek.
Ama benim çıkarsamam, bu olaya "hakemin haklı kararına" itiraz eder gibi yaklaşıyor Fenerbahçe... Hani, ilerleyen dakikalarda yapmayı planladığı faullere biraz hoşgörülü olunsun gibilerden.
İkiyüzlü demeyeyim ama, fırsatçı bir tavır bu... Kimse çıkıp, "yahu bu adama bizim kadro ve sistemin içinde yer bulamadık" diye gerçeği söyleyemiyor. Veya söylemiyor. Yarın öbür gün Ali Sami Yen’de üst üste taklalar atar diye korkuyorlar belli ki.

Promosyonlu forma
En kolay yol, taraftarın nabzına göre şerbet kıvamlamak. Şimdi promosyon var; beyaz eşyadaki gibi:
Revivo forması getirene yüzde elli indirim!.. Bu da sorunlar yaratacak. İki forma getiren bedava Semih forması alamaz mı mesela ? Ellerinde Oktay’ın Rapaiç’in forması olanlar ne yapacak ? Ortega "dönmez" düşüncesiyle formayı elden çıkaranların hakkını kim koruyacak? Yönetime özenip Lorant’ın arkasında duran taraftarlara Fenerbahçe otobüsü bedava olamaz mı acaba ? Lorant tespihleri, Hasan Şaş kolyeleri ile değiştirilebilir mi ?
Fenerbahçeliler Haim yerine "hain" diye mi bağırıyor, yönetim de Galatasaray’ın "etik olmayan davranışını" kınıyor. Tıpkı, tam puan alan tembel öğrenciyi kopya çektiğinden şüphelenerek kınayan hoca gibi. Kardeşim, sınav sırasında sen neredeydin; değil mi ?
Fenerbahçe yönetiminin hislerini, Musevi Cemaati Başkanı dile getirdi:
"Revivo’nun transferi cemaatimizde rahatsızlık yaratır!"
O da bir şey mi?.. Hele şubat gelsin. Revivo sahaya çıksın. Üzüm mü, koruk mu, sirke mi, keskin mi?.. "Küp"e mi zarar gelir, dostluğa mı? Seyreyleyin asıl o zaman rahatsızlığı. Oynasa Fenerbahçe’de, oynamasa Galatasaray’da.

Cim-Bom’a panik odası
Galatasaray ise temkinli ötesi... Benim bildiğim futbol tarihimizin hiçbir transferinde bu kadar yoğun suçluluk duygusu çekilmedi.
O ne gizlilikti öyle... Son ana kadar inkar... Futbolcu mu alıyorsun, kara para mı aklıyorsun. Milli Piyango’dan çıkan büyük ikramiyeyi akraba ve arkadaşlara çaktırmamaya çalışan "talihsiz talihli" gibiydi Galatasaray.
Madem bu kadar ürküyorlardı, niye yaptılar ?
Neredeyse, "Biz Revivo’yu oynatmayacağız, parfümünü beğendiğimiz için aldık" diyecekler.
Deseler; hem bugün Fenerbahçe’nin "yıldırımlarından" kurtarırlar, hem de Revivo kaynaklı olası bir kaosa şimdiden "panik odası" hazırlarlar.
"Revivo’yu transfer etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış"... Bu olasılık da var.

10 numaraya çıtçıt
Evet... Galatasaray Revivo’yu aldı almasına; peki, Revivo ticari işlerini "kayyum"a bıraktı mı? Yine ayak bileğini tutarak ikide bir İsrail’e gitmeye başlar, Türkiye’ye döndüğünde ise Laila’daki kokteyllerde serbest atışlar yapmayı sürdürürse, bunu nasıl izah edecekler Galatasaray seyircisine?
Dört sene aynı adamda kalan 10 numaralı Galatasaray forması bir sezonda ikiden fazla el değiştirebilir mi?
Felipe sezon başında tutulamayınca Terim, "çıtçıtlı forma" esprisi yapmıştı. Ya da biz öyle sandık! Sırttaki adın çıtçıtlı olması gerektiğini anlamadık.
Kapalı kapılar arkasında kazanılan bir transfer zaferi, sahada tescil edilmezse, sayın kulüp başkanlarının "çok uğraşıp" bir türlü yaşama geçiremedikleri "centilmenlik", en az on yıl süreliğine yaşam şekli olur o zaman. Bir daha kolay kolay kimse kimseden futbolcu alamaz. Almaz... Centilmenliğin metozori olanını da "icatlarımıza" ekleriz artık.

Nihavent Revivo
Olaya diplomatça yaklaşan Hahambaşı titizliğiyle değil de Revivo’nun yandaşı gözüyle bakarsak, o da haklı ! Yıllarca sırtladığı takımda Ortega’nın kaprisleri kadar değeri kalmadı. Üzümü salkımıyla yiyenler, artık bağcı aramaya başladı Ortega’ya kurban etmek için...
Ne yani; çocukluğunda da mı Fenerbahçeliydi ? Üstelik Türkiye’de düzenini kurmuş. Alır çantasını vapura bindiği gibi Avrupa yakasına geçer; kaldığı yerden devam eder. Sırtında yumurta küfesi mi var ?
Bu olay, en kabadayısından bir iki günlük ezbere patlar kendisine!.. İstiklal Marşı’nı zaten biliyor. Bir Galatasaray Marşı öğrenir, bir de yeni nihavent şarkı, tamam işte.
Sahi, Revivo hangi şarkıyı söylemeli sizce?
Bulun bakalım... Ha bir de, siz siz olun, sizin gönül verdiğiniz kurum ve fikirlere para karşılığı hizmet eden insanlardan sevgi,bağlılık, vefa gibi bedava hizmetler ummayın. Olursa, sürpriz olsun. Olmazsa normal...
Fenerbahçe’ye hayırlı, Galatasaray’a uğurlu, Revivo’ya karlı olması dileğiyle.

ANTALYA’DA Beşiktaş ile aynı otelde kalacak basın mensupları, "futbolcularla aynı restoranda yemek yemeyecek, otel içindeki aktivitelere katılmayacak, takıma en uzak binada konaklayacak, futbolcularla konuşmayacaklarömış.
İnsani ilişkilerin iflası anlamına gelen bu sözleşmeyi Beşiktaş Menajeri sayın Sinan Engin hazırlamış.
"100. Yıl heyecanı" deyip üzerinde durmamak lazım...
Peki... Beşiktaş’ın UEFA Kupası dördüncü tur rakibi Slavia Prag ile aynı oteli paylaşmasına ve aynı turnuvaya katılmasına ne demeli ?
Kimse bu tuhaflığı "100. yıl" ile açıklamaya kalkmasın...
Kulüpler canlı organizmalardır, ama yaşamları insanlar gibi sınırlı değildir. Her geçen sene, büyür, güçlenir, dinçleşir ve zekileşirler... Bunamazlar.

GALATASARAY’IN hücum hattına aldığı Moubutu Lukunku’yu tuttum!..
Bir kere cesur ve sorumluluk almaktan çekinmeyen bir adam. baksanıza yakında evlenecekmiş.
Görev bilincine sahip... Aynı zamanda düşünceli: "nişanlıma iş bulun geleyim" demiş.
Ve son derece becerikli... Türkiye gibi bir yerde nişanlısına iş bulmasından belli. Futbolu mu?.. O kadarını bilemiyorum! Topla sık buluşuyor, bekletmeden kaleye vuruyordu; Mısır’da fena değildi.