Bu yazı görev oldu.
Hırsın, dostlukları parçalamaması...
Siyasetin çirkinleşmemesi...
Sözde var olan uzlaşının bozulmaması...
İzmir’in kötü örnek olmaması...
Ve yaşananı görmezlikten gelmenin gazeteciliğe yakışmaması adına!
* * *
SEÇİMLERDE ana mesele budur.
Birey değil kitle halindedirler.
Partilerin yapması gereken...
Kararsızı, oy vermeyeni takip, tespit etmek, kendine çevirmektir.
Başarılırsa; partiye takla attırılır.
Becerilemezse; nal toplattırılır.
* * *
ASLINDA en çok konuşacak onlar.
Daha da ileri giderek...
Hangi ideolojiyi, partiyi veya adayı beğeniyorsa yanında olmalılar.
Desteklerini açıkça ilan etmeli, pankartlar asmalılar.
Seçim otobüslerinde gezmeli, birlikte çarşı pazarda tur atmalılar.
* * *
Belediye başkanları sakin, sessiz.
SEÇİM, sandık, aday, anket derken dünyayı unuttuk.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
Şaka değil!
*
Kafanızı bira dağıtalım.
Ama kafaya da fazla takmayalım.
Amerika’da bir grup var. Koyu Hıristiyan. Birbirlerine son derece bağlı.
SEÇİM, sandık, aday, anket derken dünyayı unuttuk.
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
Şaka değil!
*
Kafanızı bira dağıtalım.
Ama kafaya da fazla takmayalım.
Amerika’da bir grup var. Koyu Hıristiyan. Birbirlerine son derece bağlı.
DEVLET yönetiminden, seçim biçimine...
Sisteme kızgın.
Liderlerden, kampanyalara...
Siyasete öfkeli.
Ankete inanmıyor, medyayı suçluyor.
Muhabirlere yükleniyor:
“Emekleriniz boşuna...
HADİ anketi geç.
Ama kampanyayı sallama.
Seçim kampanya; kampanya seçmene ulaşmak demektir.
Seçenin, seçileni tercihinde önemli etkendir.
* * *
Koca Amerika, seçimi kampanya ile götürür.
Adaylar belirlenir, partiler çıkar ortaya, bağışı toplar, seçmeni böylece içine katar ve kuruşu kuruşuna da hesabı önüne atar.
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun morali bozuk.
“Yapılanları kabullenemiyorum...”
*
Haklı.
İftira karışımı haksızlık, hak etmediğini yaşamak/yaşatmak, kişilik hakkını zedelemek, hakkaniyetsiz davranmak kabul edilir değildir.
İnsanın içini parçalar.
Ağızda tat bırakmaz