Önce alkışlayalım.
İzmir’in yeni adı “Süt Başkenti”.
Sloganla yola çıkıldı, potansiyeliyle hak etti.
Bölge merkezi olması, ulaşım kolaylığı nedeniyle benimsendi.
Görülmemiş bir atakla, süt üretiminde ülke çapında ün yaptı.
* * *
İlgi, itibar altında geçen yıl İzmir süt zirvesi yapıldı.
Bu yıl ulusal nitelik kazandı.
Çeşme’de düzenlenen Süt Zirve’sinde hem başkentliği tescil edildi, hem de sektörün üretici, tüketici ve sanayici temsilcileri bir araya geldi.
Tabii siyaset de yapıldı.
Gıda, tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, okullarda dağıtılan sütleri anlattı. Başarılı olduklarını, bazı çevrelerin ise “süte kara çalmak” istediğini söyledi.
Sektördeki hızlı büyümeyle süt üretiminin de giderek arttığını söyledi.
Son sekiz yılda 20 bin yeni işletme kurul-duğunu vurguladı ama süt üretici-sinin durumun-dan hiç söz etmedi.
* * *
Oysa dile getirilmeyen gerçek; sütün bolluğu, tüketimin azlığından öte üreticinin durumu olmalıydı.
Ulusal Süt Zirvesi‘nde ne yazık ki değinilmedi.
Tarım uzmanı meslektaşım Ali Ekber Yıldırım, Uluslararası Süt Federasyonu Başkanı Richard Doyle’a herkesin bildiği ama nedense söylemediğini gerçeği söyledi.
Doyle diyor ki;
“Dünyada süt krizi olabilir”
Nedeni?
“Teknoloji, alet, donanım maliyetleri artıyor... Yem fiyatları yükseliyor... Her türlü üretim masrafı sürekli tırmanıyor... Ama sütün fiyatı artacağı yerde düşüyor. Bu yapısı itibarıyla zaten kriz, sektörün içindedir.”
Ne yapılması gerekliymiş?
“Her ülkü kendi içinde üretim-tüketim dengesini kurmalı, pazarlama, fiyat stratejisini belirlemelidir. Tarımsal ürünler içinde fiyatı en hızlı hareketlenen süttür. Herkes dikkat etmelidir.”
Sütün Başkenti İzmir.
Bunu gerçekten hak ediyor.
Ödemiş-Tire bölgesi adeta küçük Hollanda oldu.
Besihaneler, imalathanelerle doldu.
Sermayeyi denkleştiren hayvancılık yatırımına giriyor.
Nereye kadar gidecek belli değil.
* * *
Sütün dünya başkanı zaten bu konuya dikkat çekiyor.
Gerçek üretici ise yıllardan beri haykırıyor ama sesini duyuramıyor.
Süt başkenti İzmir’deki zirve de hoş, güzel de...
Merada, besihanede neler yaşanıyor.
Orada da her şey güllük gülistanlık mı?