Erkan Sevinç

Erkan Sevinç

drerkansevinc@gmail.com

Tüm Yazıları

Festivalin açılışını, buğulu sesi, iz bırakan yorumuyla sevilen Cristina Vilallonga yapacak; ardından sıra Kerem Görsev’de

Rüzgarlı Alaçatı’da caz esintisi

Türkiye’de caz, cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana çok popüler olmadıysa da hep saygın yerini koruyan bir müzik türü. Çok partili döneme girilirken, Türk cazı kendi ustalarını yetiştirmeye başlıyor. Ayten Alpman, Selçuk Sun, Erol Pekcan, Hırant Lusigyan, Suheyl Denizci, İsmet Sıral, Sevinc Tevs ilk akla gelen isimler... İlk caz kulübü İstanbul Bebek’te 306 adıyla açılmış. İlk caz dergisini de 60’ların başında Duygu Sağıroğlu çıkarmış.
70’li yıllarda popüler kulüp Fuaye. Burada Emin Fındıkoğlu, Arto Tunç ve Neşet Ruacan gibi isimler sahne alıyor. İstanbul Müzik Festivali ile birlikte Miles Davis gibi önemli caz sanatçılarını ağırlıyor ülkemiz.. İlk caz festivali Bilsak. TRT 3’teki caz programları, başta ODTÜ olmak üzere üniversiteler ve dernekler, ardı ardına açılan caz kulüpleri ve uluslararası festivaller ile geniş kitlelere ulaşıyor caz.

Alaçatı’ya aşık bir insan

İzmir’de İKSEV’in düzenlediği Avrupa Caz Festivali her sene yapılıyor. Geçen yıl Tarihi Havagazı Fabrikası’nda caz konserleri gerçekleştirildi. Ama Ege’deki en güzel rüzgarı Alaçatı estirdi. Sonbaharda yapılan caz konserlerinin gördüğü ilgi üzerine Bu’ra Lokal’de caz konserleri yeniden başlıyor. Düzenleyen Buğra Özçetin beldeye yatırım yapanlardan; belde aşıklarından.
Tekstil sektörünün inişli çıkışlı yapısından sıkılınca 6 yıl kadar önce atmış kapağı Alaçatı’ya. Yiyecek sektöründe iddialı olmak için bir de aşçılık eğitimi almış. Önce bir otel açıyor: Sapa... Dam olarak inşa edilen taş bina 2. katı yapıldıktan sonra tütün deposu olarak faaliyet göstermiş. Otel haline getirilirken duvarları 70 cm kalınlığında olan taş binayı tutan tonoz ve ahşap işçiliğinde Sakız adasından temin edilen kestane ağaçları kullanılmış. Otelde 4 adet klimalı oda, teras ve cafe&restoran bulunmakta. Bir yıl sonra bu kez Alaçatı meydanında 15 Eylül Kıraathanesi’ni açıyor Buğra.
“Yasak elma kokteyli“ ile adından söz ettiren kafeyi. Ve caz performanslarının yapıldığı Bu’ra Lokal. Önceden bir sanat galerisi olan bu mekanda, Akdeniz mutfağının lezzetlerini müzik eşliğinde tadıyorsunuz. Menü daha ziyade deniz mahsülleri ağırlıklı. Caz organizasyonlarında Bu’ra Lokal lounge düzenini alıyor. Bu sene etkinlik programı dolu dolu. Önümüzdeki cuma Cristina Villalounga ile başlıyor, Kerem Görsev, Ayten Alpman, Fatih Erkoç gibi cazın devleriyle Mayıs ortalarına kadar sürüyor. 23 Nisan’da düzenlenecek “kahvaltıda caz” ve 13 Mayıs’ta gerçekleşecek “sokakta caz “konserlerinin gelirleri Haytap (hayvan hakları federasyonu) önerileri doğrultusunda sokak hayvanları yararına kullanılacak.
Derinden gelen buğulu sesi, gösterişsiz, ağırbaşlı ama dinleyende iz bırakan yorumuyla özel bir şarkıcı Cristina Vilallonga ilk canlı performansı gerçekleştirecek sanatçı. Ülkemizde ve dünyada özellikle elektronik tango grubu Gotan Project’le birlikte kaydettiği albümlerle tanınıyor.
Buğra Alaçatı’ya sadece Türk caz ustalarını değil dünyaca ünlü yıldızları da getirmenin mutluluğunda. Bu işe gönül vermiş iki de destekçisi var. Kesre Otel’in sahibi Oğulcan Şişman ve İzmirli usta caz davulcusu Ayhan Öztoplu.

Denizde yaşamak istiyor

Buğra’nın anne babası göz doktoru. Babası Uludağ Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı. Buğra tıp eğitimine sıcak bakmamış ama bugün keşke doktor olsaydım diyor. İki kez evlenip ayrılmış. En büyük tutkusu motosiklet. Küçük yaşta babasının teşvikiyle başladığı yelken sporu ikinci tutkusu. En kısa sürede bir tekne alıp deniz üstünde yaşamak istiyor. Günde 3 seans üst üste sinemaya gidecek kadar film düşkünü. Buğra’nın mimariye de yatkınlığı var. Tüm mekanlarının çizimi, dekorasyonu onun imzasını taşıyor. Yoğun iş yaşamı nedeniyle ne televizyon izleyebiliyor, ne de kitap okuyabiliyor. Aşçı ama yemek yapmayı değil de organizasyonunu daha çok seviyor. Yeni bir evlilik mi? O zaten evli, işiyle...

Haberin Devamı

Yemek ile müzik aynı tabakta

Haberin Devamı

-Bu’ra Lokal’in ilginç bir konsepti var..
Caz olayı başlamadan önce müzik ile yemeğin birlikteliği fikri vardı zaten. Bir arkadaşım “Yemek ile müzik aynı tabakta” sloganını buldu. Önce DJ müziği ile yoğunlaşmıştık. Jazz fikri ortaya çıkınca geçen sene deneme yanılma gibi başlayalım dedik. Yanılma olmadı. 8 konser, 1500 rezervasyon. Sadece lokal değil sokaklar doldu. Alaçatı’nın ambiansı, gelen müşteri ve sanatçıların kalitesi bu sonucu getirdi.

-Güzel bir alternatif oldu jazz severlere.
Türkiye’de bu işi devam ettiren 3-4 mekan var zaten. 5-6 tane de jazz festivali. Ankara jazz festivali 15 senedir yapılıyor. Google arama motorunda 250 bin tıklama almış. Bizimki ekimde başladı daha bir senesi bile dolmadı, 76 bin kez tıklanmış.

-Bu tip etkinlikler hep yazın yapılıyor..
Belediye başkanına gittiğimizde olayın bir ticaret olduğunu ama başarırsak Alaçatı’nın tüm sokaklarına yayılmayı düşündüğümüzü söyledik. Evet burada festivaller yapıldı ama hep sezon içinde yapıldı. Ben bu tip olayların sezon dışında yapılmasından yanayım. Eğer bir başarı olacaksa bu böyle bir zamanda anlaşılır. Yazın kalabalıklığında herkes yapar. Sonbahar ve ilkbahar hem sezonu uzatmak için güzel mevsimler.

-İki aylık sezonu uzatamıyoruz...
Alaçatı keyifli bir yer. Ekmeğimizi burada kazanıyoruz.Türkiye’deki konumu ortada. Sezonu 6-7 aya uzatmanın yolu organizasyonlardan geçiyor. Burada belediyecilik anlayışı, çevremizdeki insanlar güzel. Bir yerlere gidip döndüğümde ne kadar farklı bir yerde yaşadığımı bir kez daha anlıyorum.Aslında sezon fark edilmez biçimde uzuyor. Eskiden ocak, şubat yoktu, eylül,ekim yoktu. Örneğin yılbaşında sadece bir hareketlilik olurdu, bugün onbinler geliyor. 6 sene önce 17 oteldik şimdi 201 tane otel var, irili ufaklı. 800 yatak oldu 2500 yatak. Alaçatı bozulmadan büyüyor.

-Alaçatı’ya İstanbul sahip çıkıyor..
İlk başta İstanbullu misafir fazlaydı ama İzmirliler özellikle hafta sonu sık gelmeye başladı. Ama yatırımda İstanbul ağırlığı var.

-Senin Jazz ile aran nasıl?
Cazın ekollerini çok iyi bilmezdim ama Ray Charles, Duke Ellington gibi babaları severek dinliyordum. Bu olayımız nedeniyle bayağı ısındım caza. Ayrıntılı dinleme şansım bizim düzenlediğimiz konserlerde oldu. Biz aysbergin tepesini biliyormuşuz aslında aşağısı felaketmiş. O hazzı sevenleriyle ve icra edenleriyle paylaşmak büyük keyif. Çok güzel bir çevre yaratıyor. Kaliteli insanlarla kaliteli bir hayat... Haziran 15’inden sonra Bodrum’da devam etmeyi düşünüyoruz. Alaçatı’daki rüzgarı Bodrum’a taşıyacağız..

Haberin Devamı

KİMDİR?

Buğra Özçetin 1973 Ankara doğumlu.Bursa Anadolu Lisesi sonrası İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünü bitirdi.İş yaşamına tekstil ile başladı.Daha sonra Mutfak Sanatları Akademisi’nde aşçılık eğitimi alarak yiyecek içecek işletmeciliğine girdi.Alaçatı’nın önemli mekanları Sapa Otel ,Cafe 15 Eylül Kıraathanesi ve Bu’ra Lokal’in sahibi.