TÜRKÇEDEKİ atasözleri yılların süzgecinden geçmiş çok doğru tanımlamalar. Bu gün onlardan bir tanesiyle yazıma başlamak istiyorum.
“İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.”
Bende öyle yapacağım. İğneyi bize, yani gazeteci dostlarıma batıracağım.
Yıllardır İzmir’in yerinde saydığından bahsederiz. Gel gelelim her iki, üç ayda bir de büyük projelerin İzmir’de gerçekleştirileceği haberlerini yine topluma biz, yani medya duyurur. Bir anlamda toplumu motive ederiz... Sonra bu projeler zaman içinde unutulur. Gerçekleşme oranı neredeyse sıfır olan yeni projeler toplumla buluşturulur...
Açıkçası, gazeteci arkadaşlarımızın bu konuda ki günahları çok fazladır.
Kendini kent önderi olarak göstermeye çalışanların her söylediklerinin üstüne yeni bir mal bulmuş dilenci gibi atlarız...
Şimdi bu uzun girişten sonra hayrola ne oldu da bunları yazıyorsun Erol Yaraş diyorsunuzdur.
Gazetenin ismi önemli değil!
Aşağıdaki başlığı ve haberi okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Gazetenin başlığı aynen şöyle:
“Obama ve Clinton İzmir’e gelecek.”
Yani kesinleşmiş bir durum söz konusu!!!
Tabii bunu okuyunca Allah diyorsunuz. İzmir’in başına talih kuşu kondu. İşte tanıtım dediğimiz bu.
Şimdi dünya basını İzmir’e akın edecek ve güzel şehrimizi bir anda tüm dünya tanıyacak.
Bravo bunu düşünenlere, işte kente hizmet, şehre katkı böyle olur diye düşünüyorsunuz.
Ama kazın ayağı öyle değil. Haberin devamını okuyunca görüyorsunuz ki, ortada ne fol, ne de yumurta var. Gelin haberin devamını beraber okuyalım:
“ ...Başkanını ziyaret eden Dünya İş kadınları Birliği Başkanı Francoise Foning 100 ülkeden 2 bin iş kadının katılacağı kongreyi Türkiye de düzenlemek istiyoruz. Barack Obama ‘nın eşi Michael Obama ile Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’u da davet edeceğiz.”
İşte insan burada sabır çekmeye başlıyor. Daha projenin nerede yapılacağı belli değil. Kişiler davet edilmemiş. Edilse de bakalım tarihleri uyup kabul edecekler mi o da belli değil.
Ama başlık “Obama ve Clinton İzmir’e gelecek” ti?
Haberi okuyunca bir ayrıntı daha dikkat çekiyor:
Bu kadın kuruluşu 2012, 2013, 2014, toplantılarını nerede yapacaklarına karar vermişler. Ülkeler şehirler belli. Fakat tesadüfe bakın, 2011 yılı boş!
Bu nasıl bir kuruluştur, hangi ciddiyetle çalışır ve nasıl bir mantıktır ki; 2011’den sonraki 3 yılları dolu ama 6 ay sonrası boş!
Onu da İzmir’de yapalım, Obama ve Clinton da zaten boş oturuyor, davet edelim İzmir’e gelsinler. Yerseniz...
Yazının sonunu suç işlemeden bitirmek istiyorum. Yoksa yine kendimi basın savcısının karşısında bulacağım. Gazeteci arkadaşlarıma söylüyorum: İzmirlilerin duygularıyla oynamaya kesinlikle hakkınız yok.
Bayraklı’da ne oluyor?
İzmir’in bu şirin ilçesinin belediyesi sınırlarında iş yapmak isteyen iş adamlarından hiç de iyi sesler gelmiyor. Başta başkan olmak üzere belediyeden oldukça şikâyetçiler.
Bir dostum bu konu ile ilgili yakınınca bende şaka yollu “yaş günü kutlamaları bitmemiştir” cevabı verdim.
Sayın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan bir isteğim olacak ilçe belediye başkanların başarı karneleri için genel seçimlerdeki oy oranlarına baksın , seçildikleri dönemin üstündeyse bir dahaki dönem için onları yine aday olarak düşünsün altındaysa isimlerini şimdiden ÇİZSİN.