Ersin Süzer

İstanbullu'lar çok itibar etmez yaşadığı şehrin tarihine. Hiç sahip çıkmaz, ilgilenmezler... "En son ne zaman tarihi bir yere gittiniz?" diye sorsam; cevap veremezler.
Şehrin tarihine sahip çıkmazsan, meydan turistlere kalır, yaşadığın şehre yabancı oluverirsin!
Geçtiğimiz hafta sonu Topkapı Sarayı’na gittim; kuyruk kıyamet her yer.
Saray, turist istilasında. Bir ara baktım, tek Türk benim!

YEMEKLER İÇLER ACISI
Topkapı Sarayı’nda yemek yemek şahane fikir değil mi? Padişah sofrası bekliyor insan ama ne mümkün!

Bir süredir Nişantaşı’ndaki Abdi’nin adını çok duyar olduk. Öyle ki hafta içi düzenlediği partiler bile gündeme gelmeye başladı.
Lüksün simgesi Nişantaşı’nda olmasına rağmen, hiç de lüks bir yer değil.
Abdi İpekçi Caddesi üzerinde, merdiven altında bir yerde hizmet veriyor. Kapısında tek güvenlik var... Tabureleri ve masaları ufacık.
Ağırlıklı olarak Türkçe müzik yapıyorlar. Türkçe müzik derken; hafta sonları dışında öyle çok piyasa şarkılar çalınmıyor Abdi’de.
Konumu ve mekanın tasarımı nedeniyle kimse içeri girmeye çekinmiyor. Öyle süslenip püslenip gidilesi bir yer değil. İster eşofmanla, ister ev halinle çık git, eğlen!
Sırf bu nedenler için bile Abdi’ye gidenlerin sayısı çok
fazla.

Ara sıra ünlü gazeteci büyüklerimle sosyalleşiyoruz; keyifli sohbeti, iyi bir yemekle buluşturmaya özen gösteriyoruz. Geçtiğimiz gece de Fikret Ercan, Ertuğrul Özkök ve Kanat Atkaya’yla bir araya geldik... Yemek öncesi Salomanje’de buluştuk. Servis çok iyiydi, menüdeki kabak mücvere bayıldık. Yemek için ise tercihimiz Cento Lounge oldu. Buranın pizzasına dayanamıyoruz. Ne zaman gitsek mutlaka ortaya bir pizza geliyor. Kendimizi tutmasak geceyi pizzayla nok-talayacağız hatta. Bal kabaklı ravioli’nin tadına baktık, geçer notu verdik.
Masadaki herkes Osobuko yemeği tercih etti. Taze yapılmış Osoboku da bizden tam not aldı. Böylesi uzun yemeklerde ufak porsiyonlar tercih edilmeli. İş ana yemeğe gelince; fazla geliyor, ağırlaştırıyor bünyeyi.
Bu arada Cento’da servis edilen parmesan peyniri çok başarılı. Giderseniz mutlaka tadına bakın.
İstanbul’da yemeğin ve içkinin pahalı olduğu konusunda hemfikiriz. Bir de gereksiz pahalı yerler var... Örnek mi? Kanyon’daki Gina, Akmerkez’deki Papermoon.
Alışveriş merkezindeki bir restoranın bu kadar pahalı olma lüksü yok bence.

GERGİN NİŞANTAŞI

İstanbul’un en havalı en lüks semti Nişantaşı’na bir haller oldu.

Yaz mı geliyor ne? Baksanıza Boğaz hattı eğlencesinden haberler gelmeye başladı bile. Malum İstanbul’da yaz eğlencesinin habercisi her daim Boğaz hattı olmuştur. Ama son birkaç yıldır ahaliyi heyecanlandıracak bir yenilik yoktu. Klasik mekanlar her zamanki yoğunluğunda devam ediyordu. Bu yaz ise Boğaz eğlencesi epey renklenecek gibi duruyor. Rekabet hat safhaya ulaşacak.
Neden mi? Boğaz'ın gediklisi ünlü işletmeci Emre Ergani dört yıllık aradan sonra yeniden Boğaz eğlencesine dahil oluyor. Geçtiğimiz kış işletmeciliğini yaptığı tüm mekanlarını bırakıp, Nişantaşı’ndaki Park Şamdan’ın içinde The Bar’ı açan Ergani’den yaz sürprizi oldu bu. Havana, Blackk, Sortie gibi ünlü mekanlarda işletmecilik yapan Ergani, Kuruçeşme’deki Ottomans Hotel’le Boğaz'a dönüyor. İki taraf da masaya oturmuş, prensipte anlaşmışlar, iş imzaya kalmış.
Ergani burada ne yapacak, hangi restoranları bünyesine katacak, yeni yerin adını ne koyacak?
Hepsini imza atıldıktan sonra açıklayacak sanırım.

MAKİ OTEL AÇIK KALIYOR

Türkbükü’nün simge otellerinden biri olan Maki Otel’in bu yaz kapalı kalacağını söyledikten sonra gazeteci arkadaşım Esin Övet; bana da atıfta bulunarak Maki’nin işletmesini

İstanbul’da birçok mekan vale hizmeti veriyor. Mekanın kapısına kadar geliyorsunuz ve biri sizin için aracınızı park ediyor...
Sonra çıkışta plakanızı söylüyorsunuz ve yine araç mekanın kapısına kadar geliyor.
İstanbul gibi otoparkın sorun olduğu bir yerde sosyalleşirken bu dertten kurtuluyorsunuz. Tabii bunu da belirli bir ücret karşılığında yapıyorlar.
Bebek’te yaşanan krizden sonra, tüm mekanlar verdikleri vale hizmetine daha çok dikkat eder oldu.
Ama...
Geçen gün yaşadığımız bir olayı anlatayım...
Ulus’tan aşağıya doğru iniyoruz. İş yemeklerinin en popüler restoranı Sunset’in önünden geçerken sözlü olarak taciz ediliyoruz.

Etiler, küllerinden doğmaya devam ediyor. Geçen hafta Etiler’in nasıl yükselişe geçtiğini söylemiştim. Dediğimde yanılmamışım. Bugünlerde bir Fenix çılgınlığı yaşanıyor. Herkesin dilinde bir Fenix’tir gidiyor. Özellikle hafta sonları ahali, burada sosyalleşmek için yarış halinde. Haliyle yer bulunamıyor. Yer bulunamadıkça daha çok merak ediliyor.
GQ’nun yerinde bir ay önce açılan Fenix, şehirdeki beyaz yakalıların yeni oyuncağı olmuş diyebilirim. Hafta sonları, restoranı bir kulüp havasına sokuyorlar. Masalar kalkıyor, yerine stantlar filan geliyor.
GQ, ilk açıldığında Şamdan’a rakip gösterilmişti. Fakat bırakın Şamdan’a rakip olmayı kısa bir sürede tarih oldu. Fenix ise tam Şamdan’ın rakibi durumda. Aliye Turagay, Beyoğlu’ndan sonra Etiler’in ruhunu fena halde çözmüş durumda.
Geçen cuma hiçbir mekanın “Yer yok” diyemeyeceği çok önemli bir işadamı, burada yer bulamayınca Nusret’te yemek yemiş ve bar saati tekrar Fenix’e gelmiş.
Şu sıralar Fenix’e gitmeyeni adamdan saymıyorlar. Hadise şimdilik böyle cereyan ediyor. Bir ay sonra İstanbul’un yazlık yerleri açılacak, o zaman Fenix bu trendi korur mu bilmiyorum.

BEBEK’iN GÜNDEMi MALUM VALE OLAYI

Geçen salı akşamı

Cem Yılmaz ev alınca bir daha gündeme geldi Bodrum’daki Mandalin Evler’i. Türkiye’nin en havalı tatil beldesi Türkbükü’nün hemen yanıbaşındaki bu evlerden birçok ünlü isim satın almış durumda.
Özellikle 100 villalık bölümün tamamı satılmış. Ünlü işadamlarının yazlık olarak aldığı villalar, 2 ile 8 milyon euro arasında fiyatlara satılmış. Villaları alanlar ünlü olunca, evler neredeyse yeniden yapılıyormuş.
Mandalin aynı zamanda otel olarak hizmet verecek. Fakat oteli bir dahaki yaza görebileceğiz.
Mandalin Evleri’ne arabayla giriş yasak; her ev sahibi mini golf arabalarıyla sitenin içinde ulaşım sağlayacak. Yani oradan bir ev almakla iş bitmiyor, bir de mini golf arabası almanız gerekiyor. Tabii bir de ünlü isimlerin evleriyle yarışır şekilde dekore etmeniz lazım.
Ünlü isimlerin hepsi birbirlerinin evlerini merak ediyormuş. En çok da Cem Yılmaz’ın sanat galerisine dönüştürdüğü ev merak konusuymuş. Site içindeki en pahalı ev Cem Yılmaz’ın olunca merak edilmesi çok normal. Anlayacağınız Cem Yılmaz sadece sahnedeki performansıyla değil, yaptırdığı eviyle de tüm ünlü isimlerin gözdesi olmuş durumda.

MAKİ BU YAZ AÇILMIYOR MU?

Maki Otel, Türkbükü denilince ilk

İzzet Çapa’nın Limonata’sı Etiler’de açıldıktan sonra, ahali akşam saatlerinde de Etiler’e gitmeye başladı. Uzun zamandır geceleri sessizliğini koruyan semt, canlandı. Bırakın canlanmayı, insan trafiği açısından Nişantaşı’nı geçtiğini bile söyleyebiliriz.
Özellikle Nispetiye Caddesi üzerindeki tüm mekanlar tıka basa dolu. Hatta bazılarının önünde kuyruk bile var.
Peki Etiler’in yeniden gündeme gelmesini sağlayan duraklar neresi?

GENÇLERİN GÖZDESİ LİMONATA
Limonata, Etiler’in en yeni kafesi.
Sadece kafe olarak tanımlamak da doğru değil; devasa bir tesis! Çoktan gençlerin buluşma noktası haline gelmiş bile. Şu sıra akşam yemeklerinin en gözde adresi... Hafta sonları, bu koca mekanda bile yer bulmak imkansız; dolup taşıyor. Bunca insana mutfak nasıl yemek yetiştiriyor, şaşırmamak mümkün değil.