Fatih Tanfer

Göztepe Süper Lig yolunda mutlak 3 puanı alması gereken Ümraniyespor karşısında mağlup olarak hem vefakar taraftarlarını üzdü hem de büyük bir avantaj kaçırdı.

Yenilginin sebepleri...

- Göztepe savunması ilk toplara müdahalede yetersizdi, kritik hatalar yaptılar. Ümraniyespor hücum oyuncularının baskısı karşısında orta alanda iyi pas alışverişi yapamadı, böyle olunca takım boyu uzadı. Devamlı uzun topla oynadı bu da rakip takım defansı tarafından rahatlıkla kesildi.

- Hep söylediğimiz orta alandaki lider oyuncu eksikiği yine öne çıktı. Hücumda değişik varyasyonlar kullanılamadı.

***

Savunma geride, Jahovic ileride iki kanat oyuncusu birbirinden çok uzakta oynadı.

- Oyun anlayışı son 20 dakikada, 5 hücum 5 defans oyun anlayışına döndü. Orta alan bomboş kaldı. Dönen topların hepsini rakip takım aldı.

***

Maçın hemen başında, kalesinde golü gören Menemen Belediyespor, seyircisinin büyük desteğiyle moral bozukluğunu atıp, 1461 Trabzon’a büyük bir baskı kurdu. 15. dakikaya kadar 7 kornerde, duran topların avantajını yine kullandı ve Veli’nin kafasından beraberlik golünü kazandı.

Kanatlarda sağdan Mazlum ve Mustafa Şen, soldan Yasin ve Abdullah’la geliştirdiği ataklarla rakibinin ağır ve tek hamlelik savunmasının dengesini bozdu. Ama yine inanılmaz goller kaçırdı. Orta alanda Ertuğrul ve Murat bütün güçleriyle koşup, ikinci topları aldılar. Defansın merkezinde Veli ve Efe hem görevlerini yaptılar hem de duran toplarda gol aradılar.

Yine duran bir toptan Haluk, Menemen Belediyespor’u usta bir vuruşla öne geçirdi. Ancak, yine kaçan goller ve 70. dakika sonrası yorulan takım. Bu dakikalarda 1461 Trabzon savunma güvenliğini terk edip, Menemen’in üstüne kontrolsüz gidince geride büyük açıklar verdi. 4 net gol pozisyonunun kaçıran Menemen Belediyespor’un da yazgısı değişmedi. 90. dakikada 40 metre top süren ve kimsenin müdahale edemediği Erhan’ın ortasından Hamza beraberlik golünü attı. Yine kahrolan seyirci oldu. Son dakikalarda gol yeme hastalığı yine devam etti. Kısacası, artık play off

Sporun ilişkileri-mizde saygı, sevgi, hoşgörü, sevinç, üzüntü paylaşımı gibi toplumsal değerleri oluşturma ve geliştirme özelliği vardır.

İnsanlık tarihi kadar eski olan spor içinde öne çıkan, 100 yıllardır insanların en çok ilgisini çekmiş, kitleleri peşinden koşturmuş spor dalı ise FUTBOL’dur. Ülkemizin batıya açılan penceresi çağdaş İzmir’de de futbola verilen önem hepimizin malumudur.

Ancak başta stat yapımları olmak üzere, son yıllarda İzmir takımlarının çok sıkıntı yaşadığı bir gerçektir. Stadyumlar sadece futbol oynanan bir alan olarak görülmemelidir. Futbol takımları, futbolcular ve stadyumlar, kısacası futbol dünyası büyük bir vitrindir.

Stadyumlar, takımların gelirinin en önemli kalemini teşkil eder. Örnek mi istersiniz. İşte 3 büyüklerimizin isim sponsorları vasıtasıyla elde ettiği gelirlerdir. Galatasaray 15 yıllık 150 milyon dolar, Beşiktaş 15 yıllık 116 milyon dolar, Fenerbahçe ise 10 yıl 90 milyon dolar isim hakkı elde etmişler.

Tribün duvarlarından oyun alanı kenarlarına konan panolar, milyonlarca insanın futbol maçlarını izlerken gördükleridir. İzmir adına müjdemiz gelmiştir. Göztepe ve Karşıyaka statlarının ihaleleri mart ayında yapılacaktır. Alsancak Stadı’nın

Bucaspor rakibi Sivas Belediye-spor’un gücünü ve oyun anlayışını bildiği için defansını sağlam tutup, orta alandaki tecrübeli oyuncularıyla top çevirip, hızını kesmeyi planlamıştı.

Orta alanın sadece defansif anlamda katkısı varken, yaratıcılıktan noksan ve hücuma katkı açısından aynı şeyi söylemek mümkün değildi. Hücumda Erkan ve Zafer gerekli desteği göremeyince yalnızları oynadılar. İlk yarıda atak bile geliştiremediler. Sivas Belediyespor’un Ozan Kılaçoğlu’yla geliştiridiği ataklara, takım arkadaşlarıda ayak uydurunca, Bucaspor alanına yerleşti ve maç boyunca da alanından çıkamadı. Ev sahibi takım hücumda yaptığı baskıyla Bucaspor defansında geniş alanlar buldu. Umut beklerken Seyithan’ın ayağından gördüğü golle adeta gardı düştü.

Bir takım düşünün ki tek atağını duran bir toptan yapıyor ve o pozisyonda da Zafer’in şutu defanstan dönüyor. Bucaspor, Alpay ve İlyas’ı oyuna alarak hücum aksiyonlarını arttırmayı planladı. Ancak, rakibinin yaptığı pres, fizik gücü ve doğru bir biçimde ileri oynamasıyla oyunun hakimiyeti ve kontrolü Sivas Belediyespor’da oldu.

Bu maçta gördüğüm kadarıyla Bucaspor’lu oyuncular maalesef kafa olarak bitmiş. Sistemin ne olduğu belli değildi. Kısacası, bu

Menemen Belediye-spor karşılaşmanın 3. dakikasında Mustafa Şen’in attığı golle öne geçti. Bu gol Menemen Belediyespor’un üst düzey bir tempo yakalamasına ve coşkusunu arttırmasına neden oldu.

Dakikalar ilerledikçe mağlubiyete tepki vermesi beklenen Eyüpspor, sadece defansta kalmayı tercih etti. Menemen ataklarını önlemeye çalıştı ve ilk atağını 30. dakikada kazandığı frikikten yaptı. İlk yarıda maçın en güzel hareketi, 40. dakikada Erman’ın şahane vuruşunun direkten dönmesi, Menemen adına büyük bir şansızlıktı.

İkinci yarı siyahla beyaz arası kadar bir fark vardı. İlk yarıdaki coşkulu, hırslı Menemen gitmiş, yerine inanılmaz goller kaçıran, vurdum duymaz bir takım gelmişti.

Eyüpspor ikinci yarıyla beraber değişik bir oyun tarzını sahaya yansıtmaya başladı. Bu da hücumda tutarlılık ve doğru hücum anlayışıydı. Buna rağmen Menemen, Mert Hakan’la iki net gol pozisyonunu kaçırdı. Tek kale oynayan Menemen rakibinin 10 kişi kalmasına rağmen, 69. dakikada Atakan’dan kalesinde golü gördü, atamayana atarlar kuralı işledi.

Eyüpspor bu gol sonrası Çanakkale geçilmez bir futbol anlayışına döndü. Menemen ise merkeze yaptığı uzun ve şişirme toplarla gol arayışına girdi. Eyüpspor orta alan ve

Menemen Belediye-spor karşılaşmanın 3. dakikasında Mustafa Şen’in attığı golle öne geçti. Bu gol Menemen Belediyespor’un üst düzey bir tempo yakalamasına ve coşkusunu arttırmasına neden oldu.

Dakikalar ilerledikçe mağlubiyete tepki vermesi beklenen Eyüpspor, sadece defansta kalmayı tercih etti. Menemen ataklarını önlemeye çalıştı ve ilk atağını 30. dakikada kazandığı frikikten yaptı. İlk yarıda maçın en güzel hareketi, 40. dakikada Erman’ın şahane vuruşunun direkten dönmesi, Menemen adına büyük bir şansızlıktı.

İkinci yarı siyahla beyaz arası kadar bir fark vardı. İlk yarıdaki coşkulu, hırslı Menemen gitmiş, yerine inanılmaz goller kaçıran, vurdum duymaz bir takım gelmişti.

Eyüpspor ikinci yarıyla beraber değişik bir oyun tarzını sahaya yansıtmaya başladı. Bu da hücumda tutarlılık ve doğru hücum anlayışıydı. Buna rağmen Menemen, Mert Hakan’la iki net gol pozisyonunu kaçırdı. Tek kale oynayan Menemen rakibinin 10 kişi kalmasına rağmen, 69. dakikada Atakan’dan kalesinde golü gördü, atamayana atarlar kuralı işledi.

Eyüpspor bu gol sonrası Çanakkale geçilmez bir futbol anlayışına döndü. Menemen ise merkeze yaptığı uzun ve şişirme toplarla gol arayışına girdi. Eyüpspor orta alan ve

Pazartesi günü Göztepe başkanı Mehmet Sepil’in daveti üzerine, düzenlediği basın toplantısına gittik. Bu toplantıda başkan Sepil, hayalindeki Göztepe’yi ve geleceğin planlamasını anlattı. Göztepe’nin A.Ş olmasının avantajlarından bahsetti. Nedir bu A.Ş.?

Kendi penceremden incelemek istedim. Bilindiği üzere İzmir’de şu an A.Ş olarak idare edilen Göztepe ile birlikte Altınordu da var.

* Dernek statüsündeki kulüplerimiz, yasalar, tüzükler ve yönetmeliklerle idare ediliyor.

Üyelerinin her biri, yetki ve sorumlulukları olan özel hukuk kuruluşlarıdır.

* Futbol branşında faailiyet gösteren kulüplerin lisans işlemleri aynı kanunun 12. maddesi gereği TFF Yönetim Kurulu taranfından verilir.

* Bunlar ticari faaliyetlerde bulunamaz, sadece sportif etkinlikleri gerçekleştirebilirler.

* Önemli vergi avantajları vardır.

Ticari şirket şeklinde olan spor kulüplerini, bunların avantajlarını şöyle sıralayabiliriz.