Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kafam takıldı yine bi konuya!
Cuma günü üç arkadaş oturduk Adana Lezzet Festivali’ni konuşuyoruz. Arkadaşlarımdan biri dedi ki; “Abi Adana ne ki, bizim sadece zeytinyağlılarımızı dizsek sofraya yeter de artar bile. Balığı, çok kültürlülüğü, denizimizi saymıyorum bile. Bi enginarımız var, envai çeşit yemeği, mezesi yapılıyor!”
Peki, kim biliyo? Yapabiliyor muyuz tanıtımını?
Yok!
Adana yapıyo mu?
Yapıyo!
Hem de şahane yapıyo!
Adamlar zeytinyağı, deniz, narenciye anlatıyorlar, deniz satıyorlar, deniz anlatıyorlar, deniz!
Para bulunur
Hararetli hararetli konuşuyoruz Adana’yı. Araya Gaziantep sıkıştırıyoruz. Festival için harcanan bütçeler, havayolları ile yapılan uçuş anlaşmalarını konuşuyoruz. Arkadaşım anlatıyo da anlatıyo…
Bi ara “Para var abi adamlarda” diyor!
“Hop!” diyorum.
“Para diil mevzu! İşi yapan para diil arkadaş! İşi yapan vizyon, istek, kararlılık” diyorum.
Para istenirse bulunur!
Allah aşkına, denizi, insanı, yemeği, muhabbeti bu kadar güzel bi şehir, İzmir, güzel İzmir, neden pazarlanamaz, neden anlatılamaz insanlara? Şaşmamak elde değil!

İzmirli bunu istiyo
52 yaşındayım. Kendimi bildim bileli Kemeraltı’nın zenginliğinden, tarihinden, eşsizliğinden sözeder dururuz. Kardeşim düne kadar limana gelen gemilerin getirdiği turistlerin izleyebileceği tabela yoktu, tabela Kemeraltı’ nı gösteren!!
Geçen haftayı Adana Lezzet Festivali’ni izleyerek geçirdik sosyal medya ve diğer basın yayın mecralarından. Yine şahane bir organizasyon yaptılar.
Emeği geçen herkesi kutluyorum.
Önce kendi insanımıza
Şimdi her zaman sorduğum soruyu tekrar soruyorum; İzmir’ de böyle büyük bir organizasyon neden yok?
Eskiden uluslararası İzmir Fuarı vardı. Yemek de eğlence de vardı içinde. Tamam şimdi de var ama içinde ne eğlence ne gastonomi var. Gastronomiye dayalı tüm organizasyonlar temel bir iki ürüne odaklı. Elbette onlar da olacak, olmalı. Lakin şehrin tüm ürünlerinin, çok kültürlülüğünün, gastronomisinin içinde olduğu, İzmir ruhunu, İzmir insanını anlatan, tanıtan organizasyonlar yapılmalı.
Dünya markası bir şehir olmak istiyorsak, tanınmaksa amacımız bunu önce kendi insanımıza anlatmakla başlamalıyız.
Kocaman, eşi benzeri olmayan, yemyeşil bir fuar alanımız var ama bu alanı yeterince verimli kullandığımız tartışılır.
Sözün özü İzmir’in yerel yöneticileri, STK’ları bir araya gelmeli, halihazırda yapılan yerel organizasyonları yılda bir kez büyük bir organizasyonla taçlandırmalı.
İzmir bunu hakediyo, istiyo!
Bir İzmirli olarak ben böyle “düşünüyom”.