Manzara güzel yemek de güzel
Geçen hafta Torbalı civarında Tekeli Köyü yakınlarında bi işim oldu. Arkadaşımla yine ayağı yere basmayan şeylerin peşinde koşuyorduk.
Akşamüzeri köy civarında dolanırken içim burkuldu. Yemek yiyecek bi yer ararken kendimizi İTOB Organize Sanayi Bölgesi’nde bulduk. Kapı görevlilerine “buralarda çorba içebileceğimiz neresi var” diye sorunca bizi “Beleriç Restaurant”a yönlendirdiler.
Kapının önüne vardığımızda çok şaşırdığımı söylemeliyim. Beklemediğim şıklıkta, acayip güzel bir mekan çıktı karşıma. Şık ve nazik bi hanımefendi karşıladı bizi. Şöyle bi etrafı gezindikten sonra dışarıya oturmaya karar verdik.
İyi ki öyle karar vermişiz. Aman Allahım o ne manzara!
Oturduğumuz yerden Tahtalı Barajı’na kadar her yer görünüyor. Barajı çevreleyen dağ olmasa deniz göreceğiz bulunduğumuz noktadan.
Aslında bi çorba ararken önümüze konan mönüden anlıyoruz ki cennete düşmüşüz. Tam yemekleri sipariş vermek üzereyiz bizi karşılayan hanımefendi yanında başka bir hanımefendiyle yanımıza gelip siparişlerimizi soruyor.
Sonra da hem kendini hem de restoranın şefi Yeliz Atilla’yı tanıtıyor bize. Ee böyle güzel, genç bi şefi bulmuşken yemek muhabbeti yapmadan olmaz deyip kendimi tanıtıyorum ve başlıyor sohbet.
Hayallere sınır konmaz
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Gastronomi mezunu Yeliz Şef. “Aslında bir tesadüf eseri açtık burayı, babam Tekeli Köyü civarından geçerken bi vesileyle sanayi bölgesine giriyor, burayı görüyor ve bizim maceramız başlıyor” diye anlatıyor.
Beleriç, Tekeli Köyü’nün kuruluşundaki ilk adıymış. Onun için bu adı koymuşlar.
“Aslında ben daha küçük bir yer düşünüyordum, fakat hayallerine sınır koyamıyor insan” diyor Yeliz Atilla.
Doğru biz de minik bi dükkanda çorba içelim diyorduk bu muazzam mekanı bulduk mesela.
Sohbet sürerken hemen sipariş vereceğimiz yemeği aramaya koyuluyoruz. Mönü o kadar zengin ki ne söyleyeceğimizi şaşırıyoruz.
Biz düşünürken Şefimiz “sürpriz severseniz ben hemen bi şeyler hazırlarım” deyip işimizi kolaylaştırıyor. Genç şefimizin maharetli ellerine ve zevkine emanet esiyoruz “narin” midelerimizi.
Tatlı şahane
Biraz sonra garson elinde misler gibi kokan patlıcan püre yatağında kavurmayla geliyor.
Peynirli, balsamik sirkeli bir de salata eşlik ediyor yemeğimize. Yemeye başladığımda ilk çataldan sonra etleri bırakıp patlıcan sosu yiyesim var ama et de o kadar güzel ki bi çırpıda götürüyorum hepsini. Tabii önden gelen çorbayı saymıyorum.
Aslında aklım mönüde gördüğüm makarnalarda kalıyor, utanmasam hepsinden birer porsiyon söyleyeceğim.
Yeliz Şef gerçekten o kadar zengin bi mönü hazırlamış ki balıktan kırmızı ete, makarnadan çeşit çeşit pizzaya, cacığa kadar yok yok.
Bunları konuşurken masaya şahane bir tatlı geliyor. Üzeri tıpkı sevgili kayınvalidem Serpil’n kavurduğu kıvamda kavrulmuş bademlerle süslenmiş cheesecake. Tatlıyla pek arası olmayan ben utanmasam ekmek isteyip tabağı sıyıracağım.
Bunlar olurken manzaraya bakarak “aslında işimiz olmasa burada şahane bi rakı sofrası kurmak lazım” diye mırıldanmayı da ihmal etmiyorum. Yeliz Şef “hemen” diyor.
Bi an “tamam” diyesim geliyor ama işimiz aklıma düşünce “başka zaman” deyip sözleşiyoruz.
Gen Şefimiz “Fedai Bey mutlaka bu manzaranın tadını çıkarmaya bekliyorum” diyerek kapıya kadar geçiriyor bizi.
Aklım manzarada fakat mutlu bi mideyle ayrılıyoruz İTOB Beleriç Restauranttan.
Yolun açık olsun Yeliz Şef...
Aklım şahane manzarada kaldı bilesin.
Tel: 0232 999 22 74
Şaman geleneği irmik helvası
Geçen gün sosyal medyada gördüm bu irmik helvası tarifini.
Büyüğüm, eski gazeteci Eren Güneş paylaşmış. Aynen şöyle demiş paylaşımında “Hıdırellez yaklaşıyor. Ben o günde Selanik usulü, sütlü, tereyağlı irmik helvası yaparım. Bu atalarımdan kalan bir “Şaman” geleneğidir.”
Bunu okuyunca ben de kendi köklerimde araştırdım biraz. Evet! Bizde de yapılırmış helva. Açıkçası çok hoşuma gitti. Ben de baharın gelişini müjdeleyen bu günde belki siz de Eren abim gibi damakları tatlandırırsınız diye onun birebir kendi tarifini sunuyorum beğeninize.
Haydi baharı hep birlikte tatlı tatlı karşılayalım.
(Hıdırellez başlangıç tarihi 5 Mayıs Cumartesi akşam Bitiş 6 Mayıs Pazar akşam)
İrmik helvası tarifi
250 gram irmik
80 gram tereyağı
20 gram ayçiçeği yağı
150 gram şeker
500 gram süt
İrmiği yayvan tencerede ağır ateşte, kahverengi oluncaya kadar kavur.
Şeker, süt, tereyağının bir kaşık kadarını ayır. Geri kalanını, çiçek yağı ile birlikte kaynat. Şeker eriyince kenara al.
İrmik kahverengi olunca ayırdığın bir kaşık tereyağını ve fıstıkları ekle.
Yine ağır ateşte 6 dakika daha kavurmaya devam et.
Sütlü karşımı tencereye dikkatlice boşalt. 5 dakika daha pişirmeye devam et.
10- 15 dakika demlenmeye bırak. Arada yağ dibe çökmesin diye karıştır. İsterseniz helva soğumadan önce üzerine bir kaç tutam toz şeker serpmek adettendir.
(Miktarlar net olarak verilmiştir.)