Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

MİLLİYET Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Fikret Bila’nın yazısında, “tırnak içinde verilen” Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e ait cümleleri defalarca okudum.
“Çiçek: Bizdense 2 yıl çok, değilse 10 yıl az, diyemeyiz” başlıklı o yazıda, bir kere başlığa taşınan bu sözü ile akıllara zarar veriyor!
Hırsızın, katilin, tecavüzcünün hangisi, kime yakın ki; Cemil Çiçek böyle buyurmuş?
Yo.
Bir çuval lafın içinden, işime geleni cımbızlıyor falan değilim.
Aynen şunu söylüyor Başbakan’ın yardımcısı:
“Kişilere göre farklı yorum yapmak hukuki değil, siyasi olur. Şimdi eğer kişi bizdense 2 yıl tutukluluk süresi çok uzun, bizden değilse 10 yıllık tutukluluk süresi az, daha fazla olmalı, diyemeyiz. Böyle dersek bu hukuki değil, siyasi bir yorum olur. Ben, tahliye edilenleri savunduğum veya tahliye edilmeyenlere edilmesin dediğim için konuşmuyorum. Böyle anlaşılmasın.”
Yanlış anlaşılmaları önlemek için ben de tekrar edeyim.
Hırsızın, katilin, tecavüzcünün teki; sağcı olsa ne olur, solcu olsa ne olur; AKP’li olsa ne olur, CHP’li olsa ne olur; bundan kime ne?
Sahi.
Cemil Çiçek’in derdi ne?
* * *
Ettiği lafların tamamı okunduğunda ortaya çıkan tek somut sonuç var:
Mazeret ve şikâyet!
Ha bir de şunlar var elbet:
- Mahkeme, yıllarca bir davayı neden karara bağlayamıyor, buna bakmak lazım.
- AİHM, 2-3 yıl süren tutukluluk halini insan haklarına aykırı buluyor. Bunu doğuran nedenler üzerinde durulmalı ve ona göre tedbir alınmalıdır.
* * *
İyi de sizler necisiniz?
Nereye bakılması gerekiyorsa, oraya bakmak; gereken tedbirleri almak, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’nın görevi mi?
Ve bir soru daha:
Yaşanan garabetin sebebi olan yasa 2004 yılının Aralık ayında Meclis’te kabul edilirken, memlekette Adalet Bakanı kimdi?
Cevabı duyunca şaşırmayın:
Cemil Çiçek.
Yani...
Oraya, buraya, şuraya bakması; her türlü mazeret ve şikâyeti peşinen gidermesi; ne kadar önlem varsa, hepsini alması gereken...
İlk kişi!

Haberin Devamı

Deneyin bakalım...
YARGITAY’IN kararıyla 10 yıllık tutukluluk süresi dolduğu gerekçesiyle tahliye edilen Hizbullah’ın üst düzey yöneticileri, Diyarbakır Cezaevi’nde sağlanan internetle örgütü yönetmiş... İyi mi?
Peki.
Suçu kime atacağız şimdi?
Asker.
Profesör.
Yazar.
Kim?
Bence en uygun kişi...
Mustafa Balbay.
Hizbullahçılara cezaevinden internet erişimini de sağlayan odur garanti!
Bu arada...
Cezaevlerinden sorumlu makamın Adalet Bakanlığı olduğu gerçeğinin üzerini sıvamak için, iktidar acilen mebzul miktarda “balçık” siparişi vermeli!
“Güneş balçıkla sıvanmaz” denir gerçi ama...
Yaptığınız açıklamalarda “Uygulama adetten” falan deyip, siz gene de bir deneyin.
Sıvarsınız belki!

Haberin Devamı

Tek karelik halay!

Çiçek ve diken

GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLAYER ALIN