Eğer bir haber “Sadece İzmir kadar yüzölçümü var ama...” diye başlıyorsa, kayıtsız kalmak ne mümkün.
Atladım üzerine.
Nereye?
Orası Katar’mış meğerse.
Neyse.
“Sadece İzmir kadar yüzölçümü var ama dünya politikasını şekillendiriyor” diye başlayan haber şöyle devam ediyor:
“Arap Baharı’ndan en karlı çıkan ülke olan Katar şimdi de Afganistan ve Pakistan’a el attı. Katar’daki bu değişimin mimarı ise Başbakan Şeyh Hamad Bin Casim El Tani.”
Vay be.
Ne başbakanlar var!
* * *
Şaka. Sadece başbakan veya yüzölçümünün İzmir kadar olması değil mesele.
Katar, sahip olduğu 25,7 trilyon metreküp hacmindeki kanıtlanmış doğalgaz rezervi ile dünyadaki doğalgaz rezervinin yüzde 15’ini elinde bulundurmasıydı...
Dünyada kişi başına milli gelirin en yüksek olduğu ülke unvanına da sahip olur muydu?
Kocaman devletlerin sözü kadar, sözü geçer miydi dünyada?
Kim bakardı Katar’a?
Kim takardı Katar’ı?
Ne diyelim, şans işte!
* * *
Aslında denebilecek başka şeyler de var elbette.
Misal:
Ah Osmanlı, vah Osmanlı.
Çok yer gibi Katar da, Osmanlı’nın nahiyelerinden biriydi 100 yıl öncesine kadar.
Petrolmüş, doğalgazmış kimsenin haberi yoktu o zamanlar.
En azından Osmanlı’nın yoktu!
Yoksa insan ne yapar eder, Katar’ı bıraksa bile, en azından Musul’u, Kerkük’ü bırakmazdı elden.
* * *
Ne var ki, başta İngiltere kaderin ağlarını böyle örünce, geldik bugünlere.
“Bugünler bizim, yarınlar bizim” diye şarkı çığıran Ali Rıza Binboğa’nın kulakları çınlasın da, bugün El Cezire gibi dünyada etkili bir televizyon kanalımız bile yok.
Oysa bunun için petrol zengini olmaya, dünyadaki doğalgaz rezervinin yüzde 15’ini elde tutmaya da gerek yok.
Bari bunu veya benzer bir işi başarabilseydik.
İşte o zaman...
Bugünler de bizim olurdu.
Yarınlar da.
Tek karelik insan ticareti!
Hayırlı dersler
Sheri Berman’ın “Sosyal Demokrasi ve Avrupa 20. yüzyılın İnşası”, Adam Przeworski’nin “Kapitalizm ve Sosyal Demokrasi”, Richard Sandbrook’un “Küresel Periferide Sosyal Demokrasi” ve Wolfgang Merkel’in “İktidardaki Sosyal Demokrasinin Reform Kapasitesi” adlı kitapların Türkçe baskısı yok.
Ama olacak.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata yönetimindeki Bilim Yönetim ve Kültür Platformu’nun raporu doğrultusunda “sosyal demokrasi” konusunu işleyen 10 kitap belirlendi.
Az önce adını andığım kitapların tercümesi bitti ve baskıya hazır hale geldi.
Tabii.
Okumak yetmez, okuduğunu anlamak ve anladığını anlatabilmek de gerekli.
Yani...
CHP’lileri bundan sonra ciddi ciddi ders çalışmak zorundalar.
Yine tabii, birbirleriyle uğraşmaktan buna fırsat bulabilirlerse!