Kendi dertlerimizle fazla meşgul olduğumuzdan, başka yerlerde neler yaşandığından pek haberimiz yok.
Örnekse...
Macaristan.
Sadece Muhteşem Yüzyıl dizisini izlerken Kanuni Sultan Süleyman’ın seferleri vesilesiyle adını duyuyoruz ama bugünlerde çok farklı şeyler oluyor orada.
Ahali ayakta.
Gösteri, yürüyüş, protesto eylemleri gırla gidiyor.
* * *
Macaristan’daki son gelişmeleri sağlam bir kaynaktan aktarmak gerekirse, işte BBC’nin haberi:
“Ülkede yeni anayasanın kabulü onuruna gotik opera sarayında düzenlenen resmi kutlamalar, bina önünde gerçekleştirilen büyük gösterinin gölgesinde geçti.
Viktor Orban hükümetine karşı parlamento içindeki muhalif partilerin ve parlamento dışı sivil kuruluşların ilk kez bir araya gelerek düzenlediği protesto gösterisine organizasyonu yapan kurumlara göre yüz bin civarında, tarafsız gözlemcilere göre ise 60-70 bin dolayında katılım oldu.”
* * *
Derseniz ki, insanlar yeni Anayasa’ya neden karşı?
Gösteride atılan şu slogan meseleyi özetliyor:
Viktatör!
Yani...
Başbakan Victor’un adındaki ilk dört harf ile “diktatör” sözcüğündeki son dört harf bir araya gelince; Macaristan’daki sıkıntı kendiliğinden ortaya çıkıyor.
* * *
Başbakan Viktor Orban’ın muhaliflerine yönelik gücü ise “Haddinizi bilin” tavrından kaynaklanıyor büyük ölçüde.
Eh.
Adam kendince haklı.
Ne paraşütle inmiş.
Ne de askeri darbeyle gelmiş.
2010 yılındaki seçimde Macar halkının yüzde 53,24’ü gitmiş, oyunu ona vermiş.
Eğer demokrasi seçimden ibaretse, Victor istediğini yapar, başkasına da “ot yemek” düşer!
* * *
Diğer yanda demokrasi elbette sadece seçimden ibaret değil.
Onun için aman dikkat.
Yeni bir Anayasa muhabbetinin yapıldığı canım ülkemizde, Macaristan’da olanlar “örnek olmasın” hiç kimseye!
Tek karelik müjde
Şükür kavuşturana
Alacağın olsun Metin abi, geçen gün konuştuğumuzda niçin söylemedin, neden vermedin müjdeyi?
Neyse...
İyi haber bekleyenler, bu haber size:
Metin Akpınar ve Zeki Alasya yeniden sahnede.
Eskiden “Devekuşu Kabare” idi grubun adı.
Şimdi:
“Devekuşu Devekuşu”
Sadece “deve” veya “kuş” olsa ne olur, ne fark eder?
Siz yeter ki birlikte olun, bu bize yeter.
Belirtilen vade, üç ay.
Ondan sonra...
Açılacak perde.
Oh be.
Kokmaz bulaşmaz komedyenlerin yıllar yılı “sade suya tirit” esprileriyle vakit geçirmekten bıkmıştık.
Nihayet, “hem nalına, hem mıhına” vurabilecek birileri de olacak artık sahnede!