Can çıkar, huy çıkmaz... Aynen öyle. Toptan bakıyoruz her şeye. Eğer kendimizi bir tarafa yerleştirmişsek, bakış açımız fazlasıyla dar oluyor.
İlle de “seç birini” deniyor:
“Ya siyah ya beyaz...”
Yok canım.
Yok mu başka renk?
Aslına bakarsanız, siyah ile beyaz renk bile değil.
Güneş ışınlarını yansıtmadan tamamen emen cisimler siyah, tamamen yansıtanlar ise beyaz görünüyor.
Onun için kimse dayatmasın artık “ya siyah ya beyaz” diye.
Ben maviyi seçiyorum arkadaş.
Üstelik “mavi” demekle de iş bitmiyor.
“Camgöbeği” var, “turkuaz” var, “kadet mavisi” var, “çelik mavisi” var, “pudra mavisi” var, “gökyüzü mavisi” var, “Peygamber Çiçeği mavisi” var, “kurşun mavisi” var, “dodger mavisi” var, “gece mavisi” var.
Kiminin açığı, koyusu var.
Kiminin aydınlığı, karanlığı var.
Var da var.
Yaşanan her olayın da içinde, her rengin, her tonu var.
Tek karelik kamyonbüs!
Bunca lafı getirip, yeni “19 Mayıs törenlerine” bağlıyorum şimdi.
Yine ikiye ayrıldık.
Ya siyah ya beyaz.
Ya iyi ya kötü.
Hiç de değil.
Yeni uygulamanın hem doğru tarafı var, hem yanlış olanı.
Örneğin tanklı, toplu geçit törenlerinin iptal edilmesini sevinçle karşılıyorum.
“Tek tip” gösteri anlayışının terk edilmesini hararetle destekliyorum.
Diğer yanda Atatürk anıtlarına çelenk koymak isteyenlerin polis zoruyla engellenmesini, insanların itilip, katılmasını fena halde yadırgıyor ve şiddetle protesto ediyorum.
İsteyen gider, her gün çelenk de koyar, çiçek de bırakır Atatürk anıtına.
Kime ne bundan?
Ve böyle davrananlar “Atatürk’ten yana bir rahatsızlığın mı var” sorusuyla karşılaşır ve de verecek cevap dahi bulamazlar!
Özgürlükse mesele, her zaman, her yerde, herkese özgürlük sağlanacaktır akıl ve mantık sınırları içinde.
Dikkat edin.
“Yasa” demiyorum, “yönetmelik” demiyorum.
“Akıl ve mantık” diyorum.
Onun için son çıkarılan “Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği” derhal akıl ve mantık süzgecinden geçirilerek, yeniden düzenlenmelidir.
Beterin beteri var
O Türkiye’nin en renkli, en sevimli teknik direktörü. Büyük hedefleri ve hayalleri var aslında.
Yılmaz Vural’ın “Ah bir Milli Takım’ın başına geçsem, Fener’in, Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın hocası olsam” dediğini, kaç defa duymuşuzdur.
Ne çare, şanstan yana şansı yok!
Aksine...
Bir şanssızlıktır, yakasını, paçasını bırakmıyor.
“Kocaelispor, Kasımpaşa, Konyaspor” derken, çalıştırdığı son takım olan Sakaryaspor da; 13 maçta 9 mağlubiyet ve 4 beraberlik alınca, küme düştü.
Boş ver be hocam.
Üzülme.
Bak İspanya’ya.
Bu yıl La Liga’dan düşen Villareal’ın teknik direktörü Miguel Angel Lotina’nın hali senden beter.
Kariyerinde küme düşürdüğü beşinci takım olmuş Villareal.