Alsancak’ta Meksika sokağı... Üstelik Cuma günü ve saat 23 sıraları.
Her yer insan kaynıyor.
Gezenler, dolaşanlar.
Yiyenler, içenler.
Aniden silahlar patlıyor:
Bam.
Bam.
Bam.
Millet yerde.
Bazıları bir daha kalkmamak üzere!
Neymiş?
Mafya çatışması.
Film ve dizi izlemeye meraklı olanlar, bunun gibi olayların canlandırıldığı sahnelere yüzlerce kez tanık olmuştur mutlaka.
Her seferinde heyecan tavan yapar.
Bazen patlak veren bir tartışma, bazen planlı bir saldırı sonucunda kan gövdeyi götürür.
En fenası da, yaşanan çatışmada hiç ilgisiz insanlar da zarar görür.
Netice birer kurgudur bunlar.
Üstelik bizden çok uzaklarda, New York’ta veya Los Angeles’te olmuş, bitmiştir.
Oysa bu kez durum farklı.
Olay, yaşadığımız, en azından defalarca gezip, dolaştığımız bir yerde ve üstelik “kanlı-canlı” biçimde gerçekleşti.
Silahlar patladı İzmir’in orta yerinde.
Neymiş?
Mafya hesaplaşması.
Vay anasını!
* * *
Derler ya, beterin beteri var.
Yine izledim sayısız film ve televizyon dizisinde yüzlerce, binlerce “soygun, gasp, darp” sahnesine tanık oldum.
Nice olmadık işler gördüm.
Soyguncular yer ve zaman tanımadılar.
Bankaları, kuyumcuları, evleri, marketleri, benzin istasyonlarını hallaç pamuğu gibi attılar.
Ama bir kadın kuaföründen içeri dalıp, bir çalışan ile saçlarını boyatan bir müşterinin cep telefonu ile çantalarındaki üç beş lirayı almaya kalkışana hiç rastlamadım.
“Olmaz olmaz” demeyin.
Bu soygun aynıyla yaşandı.
Hem de Karşıyaka’da.
Hem de gündüz vakti.
Sonra yakalandılar gerçi.
Yakalandılar fakat iş işten geçmişti.
Yüreklere korku bir kere sinmişti.
Durum gerçekten tuhaf.
İki soyguncunun giriştiği eylemin mantığını anlamakta zorlanıyor insan.
Kafayı mı bulmuşlardı, çok mu çaresizdiler, ne olmuştu?
Tek karelik bıyık güzeli!
Yuh ki ne yuh!
Mesele gaspa, darba, saldırıya uğrayan insanlardan ibaret değil.
Ya hayvanlar?
Onlar da can.
Yine İzmir’de bir köpeğe tecavüz edilecek, dört ayağına asit dökülecek, kulağı kesilecek...
Vah ki ne vah.
Yuh ki ne yuh.
Bunu yapanlar ne denir?
Söyleyin.
Ne nedir?
“Sapık” sözcüğü yeter mi?
Veya “manyak” ya da “canavar” demek.
Yok.
Orası sözün bittiği yerdir.
Ve aynı zamanda polisin tüm gücüyle seferber olması gereken yerdir!
Sahi.
Neler oluyor İzmir’de?
Umarım olanlar, olacakların habercisi değildir.
Dilerim İzmir polisi, Alsancak’ta, Karşıyaka’da ve şehrin her yerinde; halkı dehşete düşürecek yeni olayları önlemeye muktedirdir.