Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları

Müdür Bey karşısındaki üç kişiye talimatını verir:
- Topla şu bölücü kitapları ve sayfalarını yırt, sonra da yakmaya götür. Sen de git bakalım sayfalar yırtılıp yakılacak mı? Sen de git sayfaların yakılıp yakılmayacağına bakılacak mı, bak da gel.
Bir süre sonra gelirler...
1.kişi:
- Efendim sayfalar yırtılıp, yakılmıştır.
2.kişi:
- Efendim sayfaların yırtılıp, yakıldığına bakılmıştır.
3.kişi:
- Efendim sayfaların yakılıp, yakılmadığına bakana bakılmıştır.
* * *
Başka bir sahne:
- Bak uçağa Barış, bizim için gün batımını yakalıyor.
- Gün batımı nasıl olur İnci?
- Bak kuşların kanatlarına, güneş sana el sallıyor. Her akşam kuşlarla birlikte uykuya yatar güneş. Gün batımını göremeyenlere kuşların kanatlarıyla el sallar. Biz de el sallayalım.
* * *
Tunç Başaran’ın “Uçurtmayı Vurmasınlar” filmindeki bu sahneler kolayına unutulur mu?
Derseniz ki:
“Beterin de beteri var.”
O da doğru!
* * *
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından kurulan Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu geçen gün Gaziantep’te bulunan askeri ve sivil cezaevlerinde incelemelerde bulunmuş.
Bulunmuş da ne olmuş?
Olan ya da görülen manzara özetle şu:
“500 kişilik cezaevinde bin 650 kişi kalıyor. 10 kişilik koğuşlarda 38 kişi var. Bırakın yatmayı, bulundukları ortak mekânda ayakta yan yana durma koşulları bile yok.
Özellikle siyasi tutuklular keyfi olarak uygulanan disiplin cezalarından şikâyetçiler. Disiplin cezalarının en ağırı veriliyor. 6 ay boyunca görüş yasağı konulabiliyor.
Kadınların durumu çok daha kötü. Hücreler çok soğuk. Gerçek bir sefalet var. Cezaevindeki bin 650 kişiye bir doktor bakıyor.”
* * *
Cezaevleri her devirde kanayan bir yaraydı.
Ateş düştüğü yeri yaktığından, ancak içeri düşenlerin yakınları olan bitenin farkındaydı.
Ama bugün, neredeyse herkesin bir tanıdığı, dostu, arkadaşı var cezaevinde.
Onlar üşüdüğünde Türkiye üşüyor.
Gözler gökyüzünde, uçurtmayı arıyor!

Haberin Devamı

Tek karelik Costa!

Uçurtmayı vurmuşlar

Foça’dan Edirne’ye...

Müfettişler bir rapor hazırlıyor.
“Foça Reha Midilli Huzurevi’ne İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nce oluşturulan komisyon tarafından yapılan satın alımların ihale yasasının öngördüğü usul ve esaslara uyulmaksızın gerçekleştirildiği; teknik şartname gerektiren satın alımlarda teknik şartname hazırlanmadan, satın alınacak malın teknik kriterleri ve özelliklerine bakılmadan göstermelik olarak bir firmaya üç teklif mektubu hazırlattırılarak alım yapıldığı...”
“Yapılan alımlarda satın alma ve muayene komisyon üyesi olarak imza atan kişilerin bu alımlardan bilgisi olmadığı; alımlarla ilgili olarak piyasa araştırması yapmadıkları, taşınır kayıt ve kontrol yetkilisinin teslim edilen malları görmeden taşınır işlem fişi kestiğinin tespit edildiği...”
İhbar üzerine gerçekleşen denetim sonucunda ortaya çıkan rapor böyleyken, bilin bakalım ne oluyor?
İhbarı yapan kişi “Hürrem Sultan gibi” Edirne’ye sürgün ediliyor, sorumlu olarak saptananların ise kılına dokunulmuyor.
İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu da haklı olarak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e “Nedir bu iş?” diye soruyor!