1 Mart tezkeresi sürecinde Türkiye yalpalamıştı. Şimdi ABD yalpalıyor. 1 Mart öncesinde olduğu gibi ABD bu kez de güven vermiyor.
Sıkı müzakerelerin yapıldığı 1 Mart öncesinde, ABD, Irak operasyonunda Kürt grupları Türkiye'ye tercih etme eğilimi içindeydi ve sonuna kadar bunda direndi. Müzakerelerin çetin geçmesinin ve ABD'ye güvensizlik duyulmasının başlıca nedeni de buydu.
ABD, 1 Mart tezkeresinin geri çevrilmesiyle, gönlünde yatan Kürt gruplara yönelik tercihini çok daha rahat kullandı. Savaş, bu tercihle yürütüldü.
Ancak, savaş sonrası hakimiyet konusunda önemli zaaflar ortaya çıktı ve yeniden Türkiye'den askeri destek talep etmek zorunda kaldı. Ankara bu kez asker gönderme tezkeresini Meclis'ten çıkardı.
Bu kararın çıkması Irak Geçici Yönetimi ve özellikle Kürt grupların "Türk askeri istemeyiz" tepkisiyle karşılaştı. KDP lideri Barzani tepkisini, Türk askeri gelirse geçici yönetimden ayrılırım, noktasında ABD'ye karşı bir şantaja kadar taşıdı.
Beyaz Saray'ın ise kafası karışık görünüyor. Yönetim ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı Türk askerinin işleri daha da karıştıracağı düşüncesinde, bir kısmı ise bu katkıya ihtiyacın büyük olduğu görüşünde...
Bu aşamada yine gündeme aynı soru gelecektir:
Türkiye mi, Irak'taki Kürt gruplar mı?
Eğer ABD, Türk askeri istemiyoruz derse, bu Kürt grupları Türkiye'ye tercih ettiğini gösterir ki, zor toparlanan Ankara - Washington ilişkileri yeniden büyük bir güvensizlik içine yuvarlanır.
Bu aynı zamanda ABD'nin kendi atadığı Irak yönetimine de söz geçiremediğinin kanıtını oluşturur ki, bu da ileriye dönük olarak ABD'nin sözlerine dayanılarak iş yapılamayacağına karine oluşturur.
Bu yalpalama, sıkıştığında hemen politika değiştiren bir ABD'nin işler iyice sarpa sararsa, tası tarağı toplayıp Irak'tan çıkabileceği ve bu ülkede bir iç savaşa böylece davetiye çıkarabileceği olasılığını da akılda tutmak gerektiğini düşündürüyor.
Türkiye, bu seçenekleri de göz önünde tutarak, her türlü olasılığa karşı kendi politikalarını oluşturmalı ve hazırlıklı olmalıdır.
ABD'nin ne tarafa yalpalayacağı giderek kestirilemez bir hal alıyor, çünkü...