Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Böyle bir girişime ilk itiraz, "koordinatör" vasıtasıyla PKK'nın "muhatap" konumuna getirilmesi olasılığına yapıldı.Örneğin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in yorumu bu yönde oldu. Koordinatörün taraflar arasında dolaylı temas sağlama işlevi göreceğini, bu nedenle muhatap alınmasının, dolaylı olarak PKK'nın muhatap alınması, PKK'yla masaya oturulması sonucu doğuracağını ifade etti.Bu ve benzeri kuşkular ABD'li koordinatörün işlevinin ne olacağı sorusunu da gündeme getirdi. ABD'nin PKK sorunuyla ilgili "özel temsilci" veya "koordinatör" adı altında bir görevlendirme yapmaya hazırlanması tartışmalara yol açtı. ABD'nin bir koordinatör ataması Ankara'nın talebi değil. ABD'nin kendi kararı.Hükümet cephesindeki izlenim, ABD'nin, üçlü komite bürokrasisinin zaman kaybına yol açacağı düşüncesiyle özel görevlendirmeye yöneldiği biçiminde.Ancak, koordinatörün "dolaylı temas" yoluyla PKK'yla "pazarlık" işlevi görmesi veya bu izlenime yol açacak faaliyetlerde bulunmasına Ankara kapalı görünüyor.Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, böyle bir muhataplığın söz konusu bile edilemeyeceğini vurguladıktan sonra, altını çizerek, "Temas devletler arasında olur, bu konuda muhataplarımız bellidir: ABD ve Irak" değerlendirmesini yaptı.Çiçek'e göre Ankara, ABD veya Irak'ın yöntemleriyle değil PKK'nın Irak'taki varlığına bir an önce son verilmesiyle ilgili. Sonuç almaya etkili olmayacak, oyalayıcı, geçici, pansuman nitelikli adımlar Ankara'yı tatmin etmeyecek.Ankara, samimi ve kesin sonuç verecek adımlar bekliyor. 'Muhatabımız belli' Türkiye'nin sabrının sınırına dayandığını, ulusal ve uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacağını Başbakan Erdoğan da, Dışişleri Bakanı Gül de birkaç kez ifade ettiler.Bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) İran-Irak sınırındaki birliklerini takviye ettiği de biliniyor.Bugünlerde gündemin üst sıralarında görünmeyen önemli bir konu da Kerkük sorunu. Yeni Irak anayasasına göre Kerkük'ün statüsü Aralık 2007'ye kadar yapılacak bir referandumla belirlenecek.Talabani-Barzani ikilisinin Kerkük'ü Kuzey Irak'taki Kürt yönetimine bağlama niyetleri biliniyor.Acaba, Türkiye PKK sorunuyla meşgulken, Kerkük için bir "oldubitti" hesabı yapılıyor mu?Irak'taki Kürt ağırlıklı yönetimin PKK'yı bu yönde kullanacağı bir koz olarak gördüğü söylenebilir mi? Ankara'nın beklentilerinin yerine getirilmesine karşı Kerkük'te olacaklara kayıtsız kalınması gibi bir ince hesap var mı?Bu sorular Ankara'nın kafasını kurcalıyor.Ankara, Suriye'ye karşı uyguladığı askeri güçle desteklenmiş baskı politikasından sonuç almıştı.Ancak, ABD'nin tutumuna ve diğer koşullara bakılırsa, bu kez sorun, 1998'den daha karmaşık görünüyor. fbila@milliyet.com.tr Kerkük-PKK ilişkisi