ANAP liderliğine seçilen Erkan Mumcunun, Başbakan Erdoğana, "Partinize geçen CHP milletvekillerine ne verdiniz? Siz mi açıklayacaksınız, ben mi açıklayayım" demesi...Bu sözler hem siyasette hem basında etik sorununa işaret ediyor.Kamuoyu bir yandan başbakan nezdinde başka işleri kovalayan gazetecilerin kim olduklarını ve ne istediklerini, bir yandan da AKPye geçen milletvekillerinin bir şey alıp almadıklarını, aldılarsa ne aldıklarını merak ediyor.Başbakan Erdoğanın ve ANAP lideri Mumcunun bu konulara açıklık getirmesini istiyor.Bu kapalı ifadeler bütün gazetecileri ve AKPye geçen milletvekillerini töhmet altında bıraktığı için, gerçekten söyleyenler tarafından açıklığa kavuşturulmalı...DYP lideri Mehmet Ağar da bu iddiaların ağırlığına işaret ederek, Erdoğan ve Mumcuyu açıklama yapmaya davet edenlere katıldı.Ağar, dün Kastamonu yolundayken yaptığımız görüşmede Erdoğan ve Mumcuya seslenerek şöyle dedi:"Bu tip politika artık geride kaldı. İddiaya ve suçlamaya dayalı, imaya dayalı politikadan halkımız zaten bıkmış durumda. Bu nedenle Sayın Başbakan, ne biliyorsa açıklamalıdır. Kendisinden kim, ne zaman, ne istemişse kamuoyuna duyurmalıdır. Böyle bir şey yoksa konuşmayacaksın, varsa da somut olarak açıklayacaksın. Böyle kapalı ifadelerle, imalarla konuşmak olmaz. Sayın Mumcunun iddiaları aynı şekilde. Benim söyleyeceğim şu: Kim, ne biliyorsa açıklasın. Ama bu açıklamalar genel ve soyut değil. Somut olsun."Ağar, açıklık taşımayan bu tür ifadelerle gündemi işgal etmenin de doğru olmadığını söylüyor. Bir süredir Anadoluyu gezdiğini anımsattıktan sonra şöyle diyor:"Halk işsizlik sorununa çözüm istiyor, yoksulluktan, geçinememekten şikâyet ediyor. Borçtan harçtan yakınıyor. Çiftçisi, esnafı, işçisi, işsizi, emeklisi bunu konuşuyor. Türkiyenin dertleri bunlar. İma yoluyla politika yapanlar gerçek sorunlara eğilmeli." Siyasette iki konu öne çıktı: Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın, Fatih Altaylıyla söyleşisinde, bazı gazetecilerin, gazeteci olarak randevu alıp başka şeyler istediklerini söylemesi... Ağar, Yavuz Donatın Demirel ve Evrenle yaptığı söyleşilerde gündeme gelen, "derin devlet" kavramının isim babası olarak biliniyor.DYP lideri, bu konuya ilişkin soruma karşılık şu değerlendirmeyi yapıyor:"Sayın Demirel, Sayın Evren, bu konuda görüşlerini açıkladılar. Ben onlarla tartışıyormuş gibi araya girmek istemem. Benim DYP Kongresinde kullandığım kavram derin millet iradesi biçimindeydi. Derin devlet değil, derin millet iradesi. Bununla da kastedilen şudur: Türk milleti en son Musul-Kerkükten çekilmiştir. Bir daha geri çekilmemek anlamındadır, derin millet iradesi. Konu edilen görüşlerdeki derin devlet kavramıyla yönetim boşluğunun bir biçimde doldurulmasından söz ediliyor. Aslında yönetim boşluğu olduğu zaman her ülkede bu teşekkül eder. Önemli olan demokratik yoldan seçilmiş siyasi iradenin yönetim boşluğu yaratmaması, milletten aldığı iradeyle ülkeyi yönetmesidir. Milletle devlet dengesini kurabilmesidir. Bunu bozmamasıdır. Kastedilen sanıyorum budur."DYP lideri, partisinin büyük kongresi öncesinde il kongrelerini yaparken Anadolunun nabzını tuttuklarını ve halkın sorunları, beklentileri konusunda iktidarı daha dikkat çekici biçimde uyaracaklarını söylüyor. fbila@milliyet.com.tr Derin devlet