Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünkü kongre, AKP'ye karşı tepkilerin seslendirilmeye başlandığı bir döneme denk gelmesi nedeniyle ayrı bir önem taşıyordu. Kongrede genel başkanlık için siyasi bir yarış olmadığı için Ağar'ın vereceği mesajlar öne çıkacaktı. Ağar, önemli mesajlarından birini, millet tanımı konusunda verdi:"Bu topraklar üzerinde hiçbir zaman etnik köken aranmadı. 19. yüzyılda İtalya ve Fransa'nın tarihi ve ulus devlet olma konusundaki gerçekleri, bize örnek olamaz. Biz kendi örneğimizi kendimiz yaratırız. Biz ümmet devletten ulus devlete ulaşmadık. Bizim millet oluşumuz, tarihi kökendeki örneğini Fransa'dan değil, Fatih Sultan Mehmet'in Anadolu birliğini sağlamasından alıyor."Ağar'ın bu sözlerini, Türkiye'nin son dönemde içine girdiği konjonktür çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. AB Komisyonu'nun 6 Ekim İlerleme Raporu'nda, Kürt ve Alevi azınlığı ifadeleri yer almıştı. AB sürecine paralel olarak Türkiye'nin üniter yapıya dayalı kuruluş felsefesini değiştirmeye itildiği değerlendirmeleri öne çıkmıştı. AKP'nin bu baskılar karşısında pasif kaldığı iddiaları da ortaya atılmıştı.Ağar, dünkü kongrede, partisinin ve kendisinin bu konudaki tavrını net biçimde ortaya koydu. Türk milletinin bütün etnik unsurları kapsayan bir bütün olduğunu ifade etti. Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu devletin temel felsefesine sahip çıktığının ve merkez sağ politikayı bu felsefe üzerine kuracağının açıkça mesajını verdi. Ağar'ın yaklaşımının Genelkurmay sözcülerinin son dönemde dile getirdiği düşüncelerle, büyük ölçüde örtüştüğü söylenebilir. Ağar, "DYP iktidarında sivil - askeri bürokratlar beyan vermek zorunda kalmayacaklar" demekle de, devlete hâkim anlayışla zıtlaşmayan bir siyaset izleyeceğini dile getirmiş oldu. DYP'nin 8. olağan kongresi, dün Atatürk Spor Salonu'nda yapıldı. 2002 Aralık kongresinde, seçim hezimeti nedeniyle Tansu Çiller aday olmayınca Ağar, İlhan Kesici'ye karşı kongre yarışını kazanmıştı. AKP'nin iktidarının başlangıcında olması nedeniyle Ağar, genel başkanlıkta daha çok partisini yeniden rehabilite etme gayreti içinde oldu. 2004 seçimlerinde, kendisini ve partisini siyasette ayakta tutmayı başarabildi. Ağar, milliyetçilik vurgusu yaparken, MHP'nin ismini kullanmadı ama sözlerinin satır aralarında MHP'den farklı oldukları noktaların da altını çizdi. AB'ye karşı olmadıklarını özenle belirtti. Ağar'ın Abdullah Öcalan'ın yeniden yargılanması konusunu kongre konuşmasına taşımaması da anlamlıydı. Muhalefetini hassas konular üzerine kurmayacağının işaretini verdiği söylenebilir. DYP'nin MHP'den farkı Ağar, Alevilik konusunda da, sağ parti liderlerinin kolay cesaret edemeyeceği bir yaklaşım gösterdi: "Yavuz Sultan Selim kadar Şah İsmail de bizim ceddimizdir."Ağar'ın AKP'nin alternatifinin DYP olduğunu ortaya koymak istediği kongrede, halkın geçim sorunları kadar hatta ondan da öncelikli olarak devletin kuruluş felsefesini korumaya yönelik mesajlar vermesi anlamlıdır.AB sürecine paralel olarak milliyetçi eğilimlerin yükseldiği ortadadır. Bu ortam, Anadolu'da MHP'yi güçlendirmektedir. Ağar, tepkici milliyetçi eğilimlere yönelik siyaset yapma yerine, devlete hâkim olan Anadolu milliyetçiliğini öne çıkarma amacında olduğunu ortaya çıkardı denebilir. fbila@milliyet.com.tr Cesur yaklaşım