Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, adli yılın açılış töreninde yaptığı konuşmada, Anayasa'yı "polis tüzüğü"ne benzetti ve yeni bir sivil Anayasa yapmayı önerdi.
Meclis'in Anayasa değişikliği paketini görüşmek üzere olağanüstü toplanması kararının alındığı bugünlerde Yargıtay Başkanı Selçuk'un tanımı ve önerisi ilgi uyandırdı.
Yargıtay Başkanı'na ilk yanıt, yine bir yüksek yargı organı başkanından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'den geldi. Bumin, Selçuk'un Türkiye gerçeklerini okuyamadığı anlamına gelecek bir eleştiri yaptı.
Anayasa'yı değiştirmeye hazırlanan hükümet ve Meclis, bu konuya nasıl bakıyor?
Bu yöndeki ilk soruyu Başbakan Ecevit'e yönelttik. Yanıtı şu oldu:
- İki yüksek yargı organı başkanı, karşı düşünceler açıkladılar. Şimdi ben araya girmek istemem. Bir görüş belirtmem yanlış olur. Ancak şunu söyleyebilirim ki, tümüyle sivil bir Anayasa yapmak, bizim de hep hayal ettiğimiz, düşündüğümüz, istediğimiz bir olaydır. Ama Türkiye'nin gerçekleri, siyasi tablo buna uygun değil. Eğer Anayasa değişikliklerini gerçekleştirirsek, sanıyorum, Sayın Selçuk'un dile getirdiği bazı önerileri ve beklentileri karşılamış olacağız.
Peki, Anayasa değişikliklerinin Meclis'ten kolayca geçeceği düşünülüyor mu?
Başbakan Ecevit, paketin tümünün yetişmeyebileceğini, öncelikli maddelerin yasalaşabileceğini söylüyor ve şu yorumu yapıyor:
- Avrupa Birliği'yle ilgili ulusal programa bir itiraz gelmediğine göre bu programa uygun biçimde hazırlanmış olan Anayasa değişikliklerine de fazla itiraz gelmemesi gerekir. Öncelikle üzerinde uzlaşma sağlanabilecek maddeler ele alınırsa Meclis daha hızlı çalışır.
Anayasa değişiklikleri için hükümet, ilgili kurumlardan önerileri toplamış durumda. Bunlar arasında Danıştay gibi yüksek yargı organları, sivil toplum kuruluşları ve Genelkurmay da var. Genelkurmay'ın ilettiği görüşler daha çok laikliğin korunması ve parti kapatılmasına ilişkin maddeleri içeriyor.
Askerler, Anayasa'nın 14. maddesinin 2. fıkrasının aynen korunmasını, laikliğin güvence altında tutulması açısından zorunlu görüyorlar. Parti kapatmanın koşullarında da odak olma halinin fiilin parti üyelerince yaygın şekilde kullanılması ile parti merkez organlarınca benimsenmesi koşullarının bir arada aranması yerine birinin yeterli olmasını istiyorlar. Bu amaçla, madde önerisindeki "ve" yerine "veya" ifadesinin kullanılmasının daha uygun olacağını düşünüyorlar.
Anayasa değişikliği paketinde yurtdışı seyahatlerini dolaylı olarak ilgilendiren bir madde de dikkat çekiyor. Anayasa'nın 23. maddesinde yer alan vatandaşların yurtdışına çıkışlarına ekonomik nedenlerle sınırlama konulabileceğine ilişkin fıkra, değişiklik paketinde kaldırılıyor. Bu fıkranın kaldırılması bugün yurtdışına çıkışlarda alınan 50 dolarlık fonu ilgilendiriyor. Çünkü fıkra bu uygulamanın yasal dayanağını oluşturuyor. Ancak, değişiklik kabul edilir ve bu fıkra Anayasa'dan çıkarsa, hükümetin ekonomik nedenlerle yurtdışına çıkışları sınırlandırması mümkün olmayacak. Bu durumda da fon uygulaması yasal dayanaktan yoksun kalacak ve kalkmış olacak. Eğer Anayasa bu şekilde değişirse, ekonomik sınırlamaların uygulanması mümkün olmayacak.
Anayasa değişikliklerinin Meclis'te görüşülmesi sırasında Saadet Partisi ve AK Parti'nin laiklikle ilgili 14. madde ile parti kapatılmasına ilişkin 69. madde önerileriyle ilgili muhalefet yapmaları bekleniyor.
Diğer maddelerde uzlaşma komisyonunun önerilerinin kabul edilmesi beklentisi yaygın.