Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Otomobillerin kundaklanmasının, PKK'nın, TSK'nın operasyonlarına karşı eylemi olduğu söyleniyor.Bu eylem biçimi bir süre önce Fransa'da ortaya çıkmıştı. Üçüncü dünyadan gelenlere karşı uygulanan ayrımcılığı protesto etmek amacıyla Fransa'da arabalar yakılıyordu.Şimdi aynı yöntemi PKK'nın uyguladığı söyleniyor.PKK, dünyada uygulanan her türlü eylem biçimine başvuruyor. Daha önce Güneydoğu'da iş makineleri ve hizmet araçlarını da yakıyordu. Sonra şehir ve kasabalarda Filistin'den örnek aldığı "intifada" benzeri eylemler yaptı. Şimdi Fransa'da bir süre önce görülen caddelerde, sokaklarda arabaları yakma eylemi yapılıyor. TSK'nın Kuzey Irak'ta PKK kamplarına düzenlediği hava operasyonlarından sonra İstanbul'da yeni bir eylem biçimi ortaya çıktı. Sokaktaki arabalar yakılıyor. Araba yakma yöntemi bir terör eylemi.Eğer önü alınamazsa taşıdığı önemli risk, karşı eylemlere neden olacak bir toplumsal çatışma ortamı yaratma olasılığıdır.Caddelerde, sokaklarda park etmiş arabalar, genellikle orta ve orta alt sınıfa ait arabalardır. Büyük kentlerde yaşamanın ihtiyaç haline getirdiği araçların çoğu zorluklarla, muhtemelen taksitlerle alınmıştır. Bu bakımdan sahipleri açısından önemli ekonomik ve sosyal değer taşır. Hatta sadece sahibi açısından değil, ailesi açısından da böyledir. Bir arabanın bu anlamda en az 3-5 kişiyi ilgilendirdiği söylenebilir.İstanbul'da yaklaşık 2,5 milyon otomobil olduğu düşünülürse, bu sürecin bir toplumsal tepkiye yol açması olasılığı az değildir. Bu eylemin riski Bu yönüyle de araba yakma eylemlerini önemsemek gerekir.Polisin bu eylemler üzerinde dikkatle yoğunlaşması ve zamanında önlemler alması büyük önem taşıyor.Devletin bu eylemi araba sahibi ile sigorta şirketi arasında bir sorun olarak görmesi de eksiklik olur. Terör eylemlerinde devletin sorumluluğu neyse ona göre yaklaşması gerekir. Bu yaklaşım, eylemlerin karşı tepkiye, toplumsal çatışmaya dönüşmemesi için önemlidir. Polisin dikkati Milli Güvenlik Kurulu'nun önceki günkü toplantısından sonra yayımlanan bildiride bir cümle dikkat çekiyor.MGK bildirisinde şöyle deniliyor:"Milletimizin muhtemel olumsuz girişimler karşısında, her zaman olduğu gibi sağduyusunu koruyacağına olan inanç teyit edilmiştir."Bu ifadeyi araba yakma gibi eylemler karşısında da sağduyulu davranma çağrısı olarak okumak mümkündür.Sağduyulu davranmak, eylemcilerin amaçlarına ulaşmasını engellemenin en etkili yoludur.Aksi halde arabaların yakılması bir süre sonra araba sahiplerinin ve çevrelerinin, "Kim yapıyor bunu?" sorusuyla sorumlu aramaya yönelmelerine ve etnik bir tepki vermelerine neden olur ki, terörün amacı da bu tuzağı işletmektir.Sorun tabii ki sadece vatandaşın sağduyusuyla çözülmez. Vatandaş sağduyulu davranırken, devletin de hem eylemleri önlemek, hem eylemcileri yakalamak, hem de arabası yakılanların kayıplarını karşılamak veya karşılatmak görevidir. fbila@milliyet.com.tr MGK'nın çağrısı